Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve

hayalim :)
"Peki, Bay Wonka sarayı yapmış mı, dedeciğim?" "Yapmış elbette. Hem de ne saray! Tam yüz odası varmış sarayın, her şey çikolatadanmış, sütlü, sade, nasıl istersen! Tuğlalar çikolatadan, çimentosu çikolatadan, pencereler, duvarlar, tavanlar çikolatadan, halılar, tablolar, koltuklar, masalar, karyolalar, her şey ama her şey tepeden tırnağa çikolatadan. Banyodaki muslukları açtın mı, sıcak çikolata akıyormuş.
Sayfa 25 - Can yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kitaba ara vermeme sebep olan o soru
Gerçekten değersiz olduğun için mi sana değer verilmiyor, saygı gösterilmiyor yoksa yanlış kişilerin gözünde mi değer kazanmaya çalışıyorsun?
Sayfa 170 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Kişilik, bilgisayar biliminden ödünç aldığım bir metaforla yazılım (software) gibidir. Deneyim yoluyla yüklendiğimiz baş etme mekanizmaları ve savunmalardan oluşur. Ama bir de donanım (hardware) vardır ki; beden, mizaç, zekâ, sezgi/algı kapasitesi, duyarlılık, yeni deneyimlere/öğrenmelere açıklık, espri anlayışı, kavrayış gücü gibi unsurlardan oluşur. Bunlar ağırlıklı olarak doğuştan gelen özelliklerimizdir ve her kişilik yapısında bireye çekici gelebilirler. Dolayısıyla bazen donanıma çekim duyar ya da âşık olabiliriz; romansı, tutkuyu, fanteziyi donanım ile yaşayabiliriz. Ama ilişkiyi hemen her zaman yazılım ile sürdürürüz. Yani bizi ötekine bağlayıcı unsur onun doğuştan gelen çekici özellikleri olabilir ama ilişkiyi yürütücü unsur kişiliktir ve kişilik sorunluysa ilişki de sorunludur.
Sayfa 154 - Destek YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Seni bataklığının içine çekebiliyorsa, sana kendini (onun hissettiği gibi) kaygılı, öfkeli, güvensiz, yetersiz, değersiz, aciz hissettirebiliyorsa, seni agresyonuyla, pasif agresyonuyla, varlığını ya da yokluğunu dayatarak "delirtebiliyor" ya da sindirebiliyorsa; muktedir, dolayısıyla tekrar güvende hisseder. Senin ona teslim olma ya da kendini kaybetme anın, onun ilişki denkleminde "üste" çıktığı andır. O vakit genellikle tutumu değişir. Sakinleşir, durulur, neredeyse "huzur" denebilecek bir dinginliğe kavuşur. Artık dizginleri ele almış, kısa süreli de olsa rahatlamıştır.
Sayfa 151Kitabı okudu
İlişkinin ilerleyen aşamalarında narsist birey, senin karşılayamadığını iddia ettiği yüksek beklentileriyle, aşağılayan sözleri, tavırları, bakışları, yok sayışlarıyla değersiz ve yetersiz hissettirir. Bir yakın bir uzak, bir var bir yok oluşlarıyla, bir tutup bir bırakmalarıyla temel güvenlik duygunu sarsar. Yalanlarıyla, tutarsızlığıyla, verdiği sözleri tutmayışıyla, amiyane tabirle "gösterip vermeyişleriyle" engellenmişlik, tıkanmışlık, aptal yerine konmuşluk algısı yaratır. Gerçeği çarpıtarak, seni gerçekten şüpheye düşürür. Kendini bilmeyişiyle, "şimdi ve burada" olamayışıyla, kapalı sistem ruhsallığıyla yani etkileşime kapalı oluşuyla son derece yalnız hissettirir. Ne yaparsan yap ona etki edemediğin için çaresizlik duygusuna sürükler. Narsiste varamamanın, onda varlığına bir karşılık bulamamanın, hayatını onunla geçirip buna rağmen karşılıklı duygu, ilgi, emek alıverişine geçememenin yarattığı yoğun hayal kırıklığı, öfke ve gerilim ruh sağlığını ileri düzeyde bozabilir.
Sayfa 149 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Katı ve hiyerarşik toplumların en büyük sorunlarından biri, gençler üzerinde kurulan baskıdır. Kendi seçimlerini ve hatalarını yapamayan, düşe kalka kendi bireyselliklerine varamayan ergenler olgunlaşamaz ve fakat takvim yaşları büyüdükçe olgun taklidi yaparlar.
Sayfa 119 - Destek YayınlarıKitabı okudu
…çocuksu tümgüçlülük yanılsamasına tutunmanın toplumsal kabul görmüş halidir erkeklik.
Sayfa 118Kitabı okudu
Takılma kültürü, romantik ilişkinin taşıdığı duygusal riskleri minimize etmek adına "ötekine kapılmamak" prensibiyle çalışır ama paradoksal şekilde tam da bir "kapılma" halidir. Teknolojinin sunduğu sonsuz seçenek yanılsamasına ve narsisistik bireyi yücelten sistemik propagandaya kapılma, sürüklenme, savrulma ve kendini kaybetme hali.
Sayfa 117Kitabı okudu
Arzu, insanı arzu nesnesinin insafına bağlı kılar.
Sayfa 115Kitabı okudu
Narsist bireyler hayatları boyunca çocukluklarında alamadıkları geri bildirimi almak için sürekli görülmeye, onaylanmaya, başkalarının takdirini, hayranlığını kazanmaya çalışırlar. Bu bağlamda narsisizm bir telafi stratejisidir.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Anne bebeğin yaşam destek ünitesidir ama 7/24 hizmet verebilecek bir robot da değildir. Aynı zamanda kendi temel ihtiyaçlarını karşılaması ve dinlenmesi de gerekir. Dolayısıyla bebeğin kesintisiz ihtiyaçlarıyla annenin kaynakları birebir örtüşmez. İhtiyaçların bir kısmı karşılanamaz ya da bekletilir. Bu yüzden mükemmel anne yoktur; Winnicott'un "yeterince iyi anne" kavramında olduğu gibi çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını gelişimini engelleyecek düzeyde uzun yoksunluklar yaşatmadan yeterince karşılayabilen ve çocuğun gerçeklikle sağlıklı bir ilişki kurmasını sağlayabilen anne (ya da ebeveyn) vardır.
Karısına karşı benimki gibi irade dışı sadakatsizliklerde itiraf soğukluk yaratır. Ebedi bir kırgınlığa sebep olur. Fakat inkârla her şey tamir edilir. Zaten bu acı hakikatin ıstırabından kurtulmak için kadının gönlü, inkârı gizli bir sevinçle kabule meyillidir.
Değişebileceğini bilmesine rağmen değişmeye direnir. Başkalarından ilgi, sevgi, kabul, onay alamayacağına ikna olmuştur. Bunun hıncını yine başkalarından alabilmek için onlarda öfke, nefret ve tiksinti duyguları yaratmak üzere etkileşime girer. Bu onun yüce protestosu ve kahraman olma şeklidir.
Narsist birey genellikle davranışa özgü akut utanç duygusu yaşamaz yani yaptığından utanmaz. Ve fakat topyekün benliğinden, kişiliğinden, varlığından utanır. Özünde "kendi olamayışın" utancıdır bu. Yüzü olmayan birinin aynada yüzsüzlüğüyle karşılaşması gibi zor, ürkütücü, dehşet verici bir deneyimdir.
Sayfa 79 - Destek YayınlarıKitabı okudu
1.455 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.