Kitabı ogretmenimiz tavsiye etmişti .isminin ilgincligi beni cezbetti.Kizimdan önce okumak istedim .Çocuklar için ideal bir kitap .iki bölümden oluşuyor.kitap bizlere herkesi olduğu gibi kabul edip sevmeyi ve korkmadan cesaretle ilerlemeyi öğretiyor..hepimiz karakter olarak ve fiziksel olarak birbirimizden farklıyız bu farklılıklar bizi biz yapan değerler .Ve bizi böyle kabul edip bunu yadirgamayanlar aslında bize değer verenlerdir.Cunku farklılıklar üstünlük belirtisi değil hayatın renkleridir.Bu kitaptaki ana karakter zorba (ismi de manidar)sözünde durmanın önemini ,ona emanet edileni bile kendine benzetmeye çalışmadan idare edip sevmeyi öğretiyor.
Çocuğunuzu sadece kendisi olduğu için sevin .Bizdeki büyük yanilgilardan biri insanlarımızın kendi basaramadiklari şeyleri çocuklarından beklemesidir.Bunu yapmayın çocuklarınıza kendi yükünüzü yüklemeyin
İlla aynı görüşü paylaştığıniz insanlarla dost olacaksınız diye bir kural yoktur.ben her dostumun hayat görüşünü paylaşmam ama goruslerinden faydalanirim Böyle insanları bulmak zordur bulunca eğitim görmüş gibi olursunuz.
Böğürtlen kışı uzun zamandır okumayı planladigim bir kitaptı.Sonunda okudum ve iyiki de okumuşum.En son 'Bin Muhteşem Güneş 'kitabinda da bu hisleri yaşamıştım. Üslup ve olaylardaki ilerleyis sizi içine çekiyor.Bir annenin cocugunu kaybetmesindeki acıyı hissediyorsunuz(o kadar hissettim ki rüyama bile girdi) iki anne ikisi de cocugunu kaybediyor ve bir annenin acısı diğerinin acısını yasayarak diniyor.Aci olan ise anneyi çocuğundan ayıran olayın zengin fakir ayrımı,sinif farklılığı olması.Diger anne ise kaybolan çocuğun hatıralarını bulunca kendi acısını dindirip hayata dönüyor....mutlaka okunması gereken bazen hüzün bazen merakla okuyacağınız bir kitap
Bu kitap marouez den okuduğum ilk kitaptı.Yorumlara incelemelere bakarak merakla alıp okuduğum.bu kitap ben de bekledigim izlenimi vermedi. Kırmızı pazartesi kanlı bir pazartesiydi .Namus cinayeti adı altında birinin vahşice öldürülusunu ayrıntılı bir şekilde öğreniyorsunuz. Kitabın basinda öldürülecek kişi ve kimin oldurecegi söyleniyor. Yine de merakla okuyorsunuz .Yalnız öldürülen kişinin gerçekten suçlu olup olmadığı kitapta yazmıyor.112sayfalik bir roman.fakat bu kadar kısa bir romanda bu kadar fazla karakterin olması olayların iç içe ve arka arkaya gelmesi kitapta hakimiyeti zorlaştırıyor.bazen bir iki cümleyle bir olaydan diğerine geçiyor.katillerin her gördüğüne ben bu kişiyi öldüreceğim demesine rağmen kimsenin umursamamasi,kimsenin engel olmaması suanki toplum düzenindeki insanlarımızın bakış açısını da yansıtıyor.olaylara ,sorunlara gözler yürekler kapalı.bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın hesabındaki anlayışı bu kitapta açık açık okuyorsunuz.
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,5bin okunma
Emile zola dan okuduğum ilk kitaptı. Bir solukta okudum .Akıcı ,okuru bol tasvirlere bogmayan ,olay ağırlıklı bir anlatımı vardı.Meyhane adı üstünde meyhanelerde geçen yaşamları ,buralara yolu dusunlerin bir bir sönen hayatlarını ele alıyor.Bardagin içindeki masum.gibi görünen bir içeceğin ne tür felaketlere ,sefilliklere,dislanmisliklara sebep olduğunu üzülerek okuyorsunuz.bir kadehten ne çıkar ki diye başlayan yolculukların insanı nasıl.degersizlestirdigine şahit oluyorsunuz.bu kadehler sadece sana zarar vermiyor.ailene çevrene ve en çok çocukların yaşantısına zarar veriyor .bu romanda uzuldugum.kahramanlardan biri nanaydi..o da alkolik bir anne ve babanın felakete sürüklediği bir çocuktu .baş kahramanlardan biri jervez ilk.onceleri hayatla mücadele eden biriydi fakat eşinin alkol bagimliligini olumsuz karsilamayip sineye çekti ve felaketler peş peşe geldi.mucadelesinin sonu pes etmek ve alkole başlamak oldu...ve ölüm yaşadıkları hayatın içinde onlar için bir düğün bir kurtuluş gibiydi....