Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Duyulmazin_sesi_
Duyulmazin_sesi_
@Mervettk
Evli
Öğretmen
Üniversite
İstanbul
42 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Sadece cesaret edenler uçabilir
Kitabı ogretmenimiz tavsiye etmişti .isminin ilgincligi beni cezbetti.Kizimdan önce okumak istedim .Çocuklar için ideal bir kitap .iki bölümden oluşuyor.kitap bizlere herkesi olduğu gibi kabul edip sevmeyi ve korkmadan cesaretle ilerlemeyi öğretiyor..hepimiz karakter olarak ve fiziksel olarak birbirimizden farklıyız bu farklılıklar bizi biz yapan değerler .Ve bizi böyle kabul edip bunu yadirgamayanlar aslında bize değer verenlerdir.Cunku farklılıklar üstünlük belirtisi değil hayatın renkleridir.Bu kitaptaki ana karakter zorba (ismi de manidar)sözünde durmanın önemini ,ona emanet edileni bile kendine benzetmeye çalışmadan idare edip sevmeyi öğretiyor.
Böğürtlen kışı uzun zamandır okumayı planladigim bir kitaptı.Sonunda okudum ve iyiki de okumuşum.En son 'Bin Muhteşem Güneş 'kitabinda da bu hisleri yaşamıştım. Üslup ve olaylardaki ilerleyis sizi içine çekiyor.Bir annenin cocugunu kaybetmesindeki acıyı hissediyorsunuz(o kadar hissettim ki rüyama bile girdi) iki anne ikisi de cocugunu kaybediyor ve bir annenin acısı diğerinin acısını yasayarak diniyor.Aci olan ise anneyi çocuğundan ayıran olayın zengin fakir ayrımı,sinif farklılığı olması.Diger anne ise kaybolan çocuğun hatıralarını bulunca kendi acısını dindirip hayata dönüyor....mutlaka okunması gereken bazen hüzün bazen merakla okuyacağınız bir kitap
Bu kitap marouez den okuduğum ilk kitaptı.Yorumlara incelemelere bakarak merakla alıp okuduğum.bu kitap ben de bekledigim izlenimi vermedi. Kırmızı pazartesi kanlı bir pazartesiydi .Namus cinayeti adı altında birinin vahşice öldürülusunu ayrıntılı bir şekilde öğreniyorsunuz. Kitabın basinda öldürülecek kişi ve kimin oldurecegi söyleniyor. Yine de merakla okuyorsunuz .Yalnız öldürülen kişinin gerçekten suçlu olup olmadığı kitapta yazmıyor.112sayfalik bir roman.fakat bu kadar kısa bir romanda bu kadar fazla karakterin olması olayların iç içe ve arka arkaya gelmesi kitapta hakimiyeti zorlaştırıyor.bazen bir iki cümleyle bir olaydan diğerine geçiyor.katillerin her gördüğüne ben bu kişiyi öldüreceğim demesine rağmen kimsenin umursamamasi,kimsenin engel olmaması suanki toplum düzenindeki insanlarımızın bakış açısını da yansıtıyor.olaylara ,sorunlara gözler yürekler kapalı.bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın hesabındaki anlayışı bu kitapta açık açık okuyorsunuz.
Okur Takip Önerileri
Emile zola dan okuduğum ilk kitaptı. Bir solukta okudum .Akıcı ,okuru bol tasvirlere bogmayan ,olay ağırlıklı bir anlatımı vardı.Meyhane adı üstünde meyhanelerde geçen yaşamları ,buralara yolu dusunlerin bir bir sönen hayatlarını ele alıyor.Bardagin içindeki masum.gibi görünen bir içeceğin ne tür felaketlere ,sefilliklere,dislanmisliklara sebep olduğunu üzülerek okuyorsunuz.bir kadehten ne çıkar ki diye başlayan yolculukların insanı nasıl.degersizlestirdigine şahit oluyorsunuz.bu kadehler sadece sana zarar vermiyor.ailene çevrene ve en çok çocukların yaşantısına zarar veriyor .bu romanda uzuldugum.kahramanlardan biri nanaydi..o da alkolik bir anne ve babanın felakete sürüklediği bir çocuktu .baş kahramanlardan biri jervez ilk.onceleri hayatla mücadele eden biriydi fakat eşinin alkol bagimliligini olumsuz karsilamayip sineye çekti ve felaketler peş peşe geldi.mucadelesinin sonu pes etmek ve alkole başlamak oldu...ve ölüm yaşadıkları hayatın içinde onlar için bir düğün bir kurtuluş gibiydi....
Şeker portakalindan bu kitaba gelenlerdenim. Kitabın üslubu çok güzel yasanilanlari sizlere film izler gibi işliyor.Fakat şeker portakalindaki tadı çok alamadım .Kitapta ana kahramanın çocukluğundan ölümüne kadarki hayat serüveni anlatılıyor.bu karakter uzerinden toplumdaki sıkıntıları da görebiliyoruz.kahranimiz ozgur ruha sahip biri.hayati hiç olay olmamış .hayatının bir döneminde kuraklık susuzluk en büyük.imtihani oluyor .bu olayların anlatıldığı sayfaları okurken yaşananları hissediyorsunuz.bu imtihanı geçen kahraman hayatına devam ediyor kurtuluyor kuraklığın acımasızlığı dan .Hayatına tuz işiyle devam ederken bu işin zorlukları tasvirlerle çok güzel dile getiriliyor.Sonrasinda gemilerde çalışan biri oluyor.kitabin sonuna doğru egosuna yenilen kahraman sonu ölümle sonuçlanacagi herkes tarafından tahmin edilen bir yolculuga gönüllü olarak çıkıyor .bu yolculuk onun olumuyle son buluyor .Hem de yıllar önce kurtulmayı başardığı susuzluk ve açlık bu sefer onu yakalıyor ve kahramanımız kacamiyor...Kitapta beni düşündüren olaylara gelince içimizde yaşadığımız bencillik ,ego vb duygular bazen mantıksız kararlar almamıza sebep oluyor.ve ne kadar kacsak da ecelden yazılan kaderden kaçış mümkün olmuyor.bu karakterde sevmedigim yan ise bir kadını seviyor...ona karşı hep vefalı ama onu başkalarıyla aldatmaktan da geri kalmıyor....sadece kuraklığın acimasiz yüzünü gorebilmek ve tuz işinin ne kadar sancılı olduğunu anlayabilmek adına bile olsa okunabilecek bir kitap....
Beyaz gemi Cengiz Aytmatov'dan okuduğum ilk kitaptı.Farkli bir lezzet aldım.Yasanan olaylarla efsaneleri harmanlayan bir yapıt.Anlatilan olayların arkasında bahsetmek istedigi asıl olayı ironilerle veren bir eser.Kirgizlarin ve Rusların karakterini ve yaşantısını kahramanlar üzerinden veren yazar küçük bir çocuğun bakış açısıyla da hayal dünyası ile gerçeği harmanlamis.Buyuklerin acımasızlığı ile çocuğun dünyasındaki vicdani duyguları bizlere gösteren olaylar vardı.Mumin ismindeki karakter bir yığın hakarete ,tartaklanmaya,kizinin gözünün önünde dovulmesine ,karısının hakaret dolu sözlerine dayanıyor.AMA kalbi inandığı değer yerle bir olunca dayanamıyor .Küçük çocuk anne ve babasından ayrı sadece umuda sarılıyor ve bir de dedesine...Ve hayalindeki umudun peşinden ölüme gidiyor.Okudugunuzda Uzun uzun düşünmeniz gereken bir kitap ...
Zülfü Livaneli ve bir solukta okunacak eseri ile tanıştım .bu yazara ait okuduğum 4.kitaptı ve yine etkilendim.her kitabında farklı dünyalara yolculuk yapıyorsunuz .serenad kitabını okurken de sonrasında da okuduklarımi hep düşündüm ve sorguladım .zulmün ,insanlık dışı hallerin doruk noktasını görürken aynı zamanda aşkın en saf en masum ve en vefalı halini de görüyorsunuz.yillar önce insanlara yapılan çeşitli zulümlerin aslında bitmediginj sadece şekil değiştirmiş bir şekilde hayatımızda yer aldığını da üzülerek gördüm ..halbuki mayanın da dediği gibi ben insanlara yahudi müslüman alman gözüyle değil sadece insan olmaları yönüyle bakıyorum......keşke tüm insanlara sadece insan oldukları için saygı duyabilsek...
Okunması ve büyük dersler çıkarılması gereken bir eser tavsiye ederim
Ahmat Batman'a ait okuduğum ilk kitaptı.ismi ve resmi dikkatimi çekmişti.Kitapta ardı ardına gelişen olaylar çok az.Kitabi özetlemek isteseniz yaşanan olayları bir iki paragrafa sigdirirsiniz. Kitabı sonuna kadar okumamı sağlayan yazarın uslubuydu.Bu kadar az olayın anlatimini güzel edebi cümlelerle ve duygularla süslemesine ragmen akıcılığı sağlaması büyük bir basariydi.Kitapta iki insanın birbirine olan hisleri anlatılmış .bu insanların duygularına aşk denilmiş.Ben rüzgarın duygularina okurken aşk diyemedim belki tutku belki saplantı.Yagmur un hissiyatina da aşk diyemedim.belki güven duymak isteme ya da yalnızlığı paylasmakti onunki .Kitaptan bana kalan olaylar arasında paylaştığı güzel sözler ve yazarın bakış acisiydi.
Mustafa kutlu üslubunu sevdiğim yazarlardandir.bu yüzden çocuk kitabı olan bu kitabını da okudum hatta kızımla okuduk.Anlatim tarzı yine akıcı ve surukleyiciydi fakat kitaptaki konu içeriği çocuklar için uygun mu acaba diye beni düşündürdü.iki hikayeden oluşan bu kitapta ilk hikayede çocukların hayal dünyasına hitap edebilecek olaylar vardı.fakat lanet olsun vb cümleler pek hoşuma gitmedi.İkinci hikaye ise çocuklar için bana uygun gelmeyen birkaç hadiseyi paylaşayım sizlere.birincisi kanlı evdi kıskançlık sebebiyle işlenen bir cinayetten bahsediyordu .diğer bir olay ise oyun oynayan çocuğun oyun esnasında olmesiydi. Yorum sizin
3.sinifa giden küçük enriko ve ailesinin gözünden hayata bakışı yansıtan bir kitap.ozellikle çocukların hatta ve hatta büyüklerin de okuyup çocuklarla mutaala yapması gereken bir kitap bence...her kesimden insana Enrikonun gözüyle bakıyorsunuz.o gözle bakarken de düşünüyor ve bakış açısının doğruluğunu onayliyorsunuz.kimi zaman bir işçinin sıkıntıları,kimi zaman çalışkan bir öğrenci kimi zaman hasta ama işini çok seven bir öğretmen kimi zman küçük kahramanlar ve daha nice insanların hayatından izler yer alıyor kitapta ...okurken bazen anneliginizi babaliginiz dürüst insan olusunuzu sorguluyorsunuz.olaylar ve yaşantılar üzerine yol gösteren bir kitap ..
Ara ara paylaşılan hikayelerin konusu bile eğitici ....Annesine kavuşan bir çocuğun hikayesi beni çok etkiledi...vatan sevgisi ,ülkeye sahip Cikma, fedakarlık ,vicdanlı olma yardimsever olma,insanları sevme vb birçok güzel duygu ve davranışları göreceğiniz bu kitabi okumanızı tavsiye ederim okuyun hatta bazı kısımları yakinlariniza anlatin bence ....
Yaşar Kemal'e ait okuduğum ilk kitaptı .Yaşar Kemal'in hayatından izleri bu kitapta görmek mümkün .zira Çukurova Anadolu deyince oraların kültürü yaşantıları örf ve adetleri deyince akla gelen yegane isimdir yaşar Kemal. kitap örf ve adetlerin saçma sapan inanışların insan yasantisina nasıl yön verdiğini tüm çıplaklığıyla anlatıyor. Kitaptaki kahraman Hasan küçük yaşta annesini öldürmeye zorlanıyor . etrafındaki baskı toplumdaki dislanmalar ve inanılması güç söylemler çocuğa istemese de bu işi yaptiriyor....
Peki annesinin suçu ne derseniz sucu çok güzel olmak ,sevdiğine verilmemesi zorla yaşça büyük bir kişi tarafından kaçırılıp sahip olunması ve evlenmesi. sonrasında kizin sevdiği tarafından kocasının vurulması...günümüzdeki bazı kadın cinayetlerine benzer taraflar da bulmak mümkün tabi..kitapta en çok anlatilan ve beni etkileyen esme adlı bu kadının güzelliği oldu..öyle güzel ki görenler kan davalisi da olsa onu olduremiyor...ve hayattan bunalan küçük çocuğun kayalıklara gidip uçurumlarda dolaşması.Yasar Kemal 3yaslarinda bir gözünü kaybediyor 4.5yaslarinda babası camide gözlerinin önünde öldürülüyor. Ve sonrasında 12yasina kadar kekeme oluyor.babasi ve annesi arasındaki yaş farkı fazla.yasadigi yıllarda okulu bırakıp bircok işte çalışmak zorunda kalıyor.kitaptaki kahramanin babası da gözünün önünde vuruluyor ve Hasan Bir dönem hiç konuşmuyor.....bu hayatları okuyup ibret almak gerekiyor sanırım ....
Kitabın ismi ve beni kendine çekmesi .....okumak.icin sabirsizlandigim bir kitapti.ismi içeriğine dair bilgi vermeyen merak uyandıran bir isim..sonrasında Latife Tekin in diğer kitaplarının isimlerini görünce aynı hisler diğer kitapları için de oluştu .kitap açıkçası zor bitirdiğim kitaplardandi.batil inançları,bu inançların esir ettiği hayatları ele alan bir kitap..bir çoğu tanıdık gelen bu inançlar hayatı şekillendirmeye hatta bazı hayatları karartmaya yetmiş.bildiginiz batıl inaclari sıralamaya kalksaniz bu kadar fazlasıyla yer alan bir liste yapamazsınız sanırım.inanclarin hayatları esir aldığı bir zamanda kendini keşfetmeye çalışan insanların yaşadığı zorluk ve mücadele kahramanlarla tek tek incelenmiş.kisinin kendisi olmaya korktuğu hayat zor olsa gerek...ama yine inançların yadsınamaz gücünü bir kez daha gösteren bu kitabi okumak da farklı hayatlarin olabileceğini gormemi de sağladı diyebilirim
İntikam almak bireyseldir,cezalandırmak Tanrının işidir.toplum.ikisinin arasında cezanın altında intikamin üzerinde yer alır böylesine büyük ve böylesine alçak iki şey ona uygun düşmez.İntikam almak için cezalandırmak yerine iyiliğe yöneltmek için duzeltmelidir.
Bu cümleler aslında kitabın özeti niteliğindedir.kitap uzun bir ön söz sonrasinda
Okuduğum en güzel kitaplar listesine girmeyi başaran bir çalışma...Zülfü Livaneli nin okudugum 3.kitabiydi. diğer kitaplarına nazaran daha farklı bir konuyu işleyiş tarzı vardı. Livaneli nin izlerini bu kitapta çok farklı şekillerde hissettim Livaneli ile başlayıp Ahmet Ümit tarzıyla biten bir romandi.Romanda işlenen aşk konusu üzerine saatlerce konuşulabilir. Ask mı tutku mu saplantı miydi olaylarda anlatılan düşünmek gerek .bir cinayet üzerine kurulu olaylar fakat ben cinayeti isleyeni daha az merak ettim desem yalan olmaz .kardeşlerin başından geçen olaylar daha çok etkiledi beni .kitabın sonu hiç bekledigim gibi değildi beklediğimden daha güzel ve etkileyiciydi ve katili tahmin edemedim tabi.ve bir roman okurken durup düşündüğumuz nadirdir. Çoğu zman olaylarin akışına kapiliriz ama bu romanda olaylar insanı düşündürüyor .neden dedirtiyor..kısaca güzel bir çalışma olmuş kesinlikle okunmali diyorum
Livaneliyle ilk tanismam bu kitapla oldu .Ve tanıştığıma da gayet memnunum.Kitabin konusu çok ilginçti.Ezidilerin hayatı,İSiD in zulmünü ele alan bir kitap.İnanclarin insan hayati üzerindeki etkisini ne kadar büyük olduğunu hayretlerle okuyorsunuz.Sacma gelen inançlar bile zihinlerde o kadar doğru kabul ediliyor ki can almak bile normallesiyor.Gerceklere zihinler o kadar kapalı ki hayatlar tek tek son bulurken gözleri kapalı süren vicdansız yaşamlar ...Yazar huzursuzdu çünkü vicdanına dokunmuştu gördükleri...Bu huzursuzluğu gidermek için yardım etmek istedi çünkü o gönüllere girdiğinde huzuru da bulacaktı...tavsiye edeceğim bir kitaptır Can alıcı, düşündürücü cümleleri olan dusundururken de vicdanlara seslenen bir kitap..
Stefan zweig in okuduğum ikinci kitabı.her kitabından sonra durup düşünüyorum kahramanın iç dünyasını anlamaya yorumlamaya çalışıyorum ve farklı bircok yorumu bir arada buluyorum .Sanırım her okuyan kendince farklı yorumlayabiliyor. Bu kitap kalpte sürekli yaşayan tek taraflı saf bir aşkın öyküsü olmuş.Deli gibi seven biri her şeyde aşkını gören bir kadın ve sevdiği kişi tarafından taninmamanin verdiği hüzün...aşkın büyüklüğü ve sonsuza kadar sürmesi isteği kadının kendini açıklamamasini sağlıyor...Ve sonu yine hüzün ..Kadının duygularını anlamaya çalışıyorum ama o kadar farklı ki bazı duyguları anlamlandiramiyorum.ve diyorum ki yine yazarımız beni düşündurmeyi basardi.
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,1bin okunma
Açlık kitabı sabırla okuduğum bir kitap oldu.Aclik kavramının satır satır betimlenmesi ve günlerce ölümüne süren açlığın anlatılması ve bu açlığa namusu için dayanabilen biri... Günlerce aç kalmak ve doymak için talaş parçası yemek; çiğ kemik ve et parçaları kemirmek.ve yemek bulduğunda da bu yemeği günlerce aç olan midenin kabullenmeyisi...yanlislikla verilen parayla aldığı yemekten bu haldeyken bile vicdan azabı cekebilmek..Calmadan yasamak istemesien sevgiyi meslek yazarlikla para kazanmak istemesi ve bu uğurda aç kalması...her sayfayı okurken artık açlık son bulsun diye bekledim ama hiç bitmedi.kahramanin açlığı kadar yalnızlığı kimsesizligi ve çaresizliği de etkiledi beni..Ve şunu düşündüm aslında hepimiz açız kimimiz karnındaki boşluğun açlığını hissediyor kimimiz ruhundaki..hangisi zor yaşayan bilir elbet ama herkes aç birseylere. Bazen sevgiye bazen bilgiye bazen güvene ama aciz.doyabilmek doğurabilmektedir ümidiyle
Sabahattin Ali'nin bu kitabı bana diğer okuduklarimdan farklı geldi.icimizdeki şeytan diye anlatılan kahramanların iç sesleriydi.Bu iç konuşmalar gerçek konusmalardan daha fazla ve belirgindi.Ozellikle baskahraman Ömer'in iç seslerinin karmasikliginda insan kendi dünyasını da bulabiliyor.en acı olaylarda bile öfke intikam kızgınlık yerine bu iç sesin sakinliği ve mantığı devreye giriyor ..yani içimizdeki şeytan ..Kitapta belli kesime mensup insanlara da eleştiriler geliyor ve bu kesimin dostluğu tamamen çıkara dayalı bir dostluk.kitapla ilgili eleştirileri okuyunca ve bir dönem yasaklandığını da okuyunca fikrim biraz daha netleşti.Sabirla okuması gereken bir kitap ..Ömer'in iç sesinden çok şey öğreneceğiz ve son olarak Omer'den bir alıntıyla incelemem bitsin.''icimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu ...içimizde şeytan yok...içimizde aciz var...tembellik var...iradesizlik,bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey :hakikatleri görmekten kaçmak itiyadi var...
Kitap çok güzel bir konuyu ele alıyor.Azmin ,mücadelenin hatta bedeli ağır bile olsa hakkı adaleti savunmanin vicdani yönüne değiniyor.bazen doğru bildiğiniz hatta doğruluğundan emin olduğunuz şey herkesçe yanlıştır .buna doğru demek ağır bedeller odetir ama sen doğruluğundan sasmazsin. Çünkü vicdana karşı sorumluluk daha ağırdır.bu kitaptaki olayları günümüzdeki birçok olayla da bagdastirdim.sabirla okunması gereken bir kitap kitabın ilk kısımları durağan olaylar 100.sayfalardan sonra daha ilgi çekici oluyor.ama kitaptaki mahkeme kısmı kesinlikle mükemmeldi.
