+Unuttun mu abi onu?
--Unutmuştum.
+Eee noldu ki? Aradan o kadar zaman geçti. Hâlâ unutamadın mı abi?
--Geçen herkesin kullanmakta olduğu bir kaldırım köşesinde denk geldik birbirimize. Hafif gülümsedik. Kafa selamı ile selam verdik, yanımdan yavaş yavaş yürüdü ve gitti.
+İcin acıdı galiba abi.
--Nasıl acımasın kardeşim? Benim bir elimde akşam içmek için 35 lik rakı, diğer elimde meze poşeti vardı. Onun bir elini oğlu, diğer elini kocası tutuyordu.
Umarım mutsuz olursun ( bu siktir ol gitten fazla canını yakmış olmalıydı ki).
Telefonu kapattı.
Çok zaman sonra bir mesaj geldi
Bir ton yalan dolan, özenle seçilmiş kelimeler
Ve 1 kelime 'Affet'
İşte o zaman, anlamıştım 'Affet' diyen ölüyordu.
Teknoloji hayatımıza o kadar şey kattı ki,
Aynı mesajı,
Aynı anda,
Farklı farklı,
Yüzlerce kişiye yolladık.
Seni Seviyorum dedik.
İyi Bok yedik...
Umarım elektrikler gitmez...
Sen de 'Dilini mi yuttun?' deyince, bir anda bu yalana sığınmak zorunda kaldım. Kusura bakma." dedim.
O kusura baktı, ben de yoluma...
Aşk, susmakmış,
O an anladım...