“ Aynı nesneler oradaydı ama onları canlandıran ruhu sönmüş, bir alev gibi silinip gitmişti. Aşk uçup gittiğinde, âşıkların birbirlerini bir daha görmemelerinin ne denli korkunç bir zorunluluk olduğunu anladım. Her şey olduğun yerde bir hiç olmak! Yaşamın neşeli ışıklarının parıldadığı yerde ölümün sessiz soğukluğuyla karşılaşmak. Bu kıyaslamalar beni tüketiyor. “