Bazı böyle sessizlik ihtiyacını derin derin duyduğum, varlığımı mutlak bir adem sükunu içine gömüp mahfetmekten zevk aldığım saatlerde sese hiç tahammül edemiyorum... Beynimin içinde gizli bir yara var gibi... En güzel ses bile bu yarayı incitip sızlatıyor...
Acı çekmek bayılana dek dayak yemek değildi. Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikiş attırmak değildi. Asıl acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey...
Ruhlar sevinçlerinin ışığında yükselirken benim ruhum ihtişamla kederin karanlığında yükselir. Ben sen'im: Gece ! Ve sabahım geldiğinde benim devrim de bitecektir.
İnsan kalbi yardım için yakarır insan ruhu kurtuluş için yalvarır. Duymadığımız anlamadığımız için çığlıklarına kulak vermeyiz. Ancak duyana ve anlayana deli deriz ve ondan kaçarız.