Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmaması ayrılık. İyiliğin küfre dönmesi ayrılık. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya.
Şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını?
Sen benim altıncı işimsin. Onca ağır yükün altında sana ayırabileceğim ancak yorgunluğumdur. Otuz iki yıl kalbimi ve gövdemi silerek kurduğum dünyanın önüne almamı bekleme seni.
Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan her yeri, her şeyi severek öleceklerdir.