Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nalan Barış

Bir insanın ne zaman “iyi” olduğunu, ne zaman olmadı­ğını söylemenin niçin kolay olmadığını biliyor musun? İn­sanların neye yaradıklarını bilmediğimiz için..
Reklam
Kaybettiğin Yerde Bekleme
Kaybettiğin yerde bekleme, güçsüzler öyle yapar. Sana kapanan kapıyı bir daha çalma, Kapanan kapıyı acizler çalar. Unutma ki bu aşağılık dünyadasın; Kötülüğü baştacı edip iyiliği çılgınlık sayan dünyada. Şunu iyi bil ki; şeytan da kutsal kitaplardan örnekler verebilir. Ve cehennem boş, şeytanların hepsi burada… Her düşünceni dile getirme, Sana

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kaptanı, bir deniz kazasından kaçınmak için yükünü deni­ze atıp atmamaya karar verirken bırakmıştık. Kuşkusuz, malları limana götürmek için emir almıştı, alışkanlık onları denize atmayı söylemez, içinde bulunduğu berbat durum­da, gelgeç isteğini yerine getirmek de pek yardımcı olmazdı ona. Yaşamını yitirme, bütün mürettebatı feda etme pahasına da olsa buyruklara mı uymalıydı? Patronlarının öfkesin­den, fırtınalı denizin gazabından daha mı çok korkacaktı? Olağan koşullarda buyrukları yerine getirmek yeterli olabi­lir, ama bazı durumlarda, buyruklara nereye dek boyun eğ­menin akıllıca olduğunu sormak daha sakınımlı olur... Ne de olsa, isteseler de istemeseler de kamikaze yapmak zo­runda olan, çünkü doğal içgüdüye “boyun eğmek” zorunda olan bir akkarınca değildir o. İçinde bulunduğu durum da buyruklar yeterli değilse, alışkanlık daha da az işe yarar. Alışkanlıklar sıradan işlerde, günlük rutinde yararlıdır. Doğrusu, açık denizde bir fırtına, rutine güvenmek için en uygun an değildir.
Yaşam doluysa, uzundur; ruh kendisi için iyi olanı sağlamayı ve kendi kendine egemen olmayı ba­ şardığı zaman yaşam dolu olur.” (Seneca)
Reklam
“Özgür­lük mü?” diyeceklerdir sana, “Sen hangi özgürlükten söz ediyorsun? Televizyonla beynini yıkarlarken, politikacılar bizi kandırır, hile yaparken, teröristler bizi tehdit ederken, uyuşturucular köleleştirirken, istediğim motosikleti alacak param bile yokken?” Bir an düşünürsen, böyle konuşanla­rın, yakınıyormuş gibi göründüklerinin ayrımına varırsın, ama gerçekle özgür olmadıklarını bilmekten memnundur­lar. İçin için şunu düşünüyor olmalılar: “Of! Sırtımızdan bayağı yük kalktı! Özgür olmadığımıza göre, başımıza ge­ lenden sorumlu değiliz...”
Sana acıklı bir olay anlatmak istiyorum. Termitleri biliyorsundur kuşkusuz, Afrika’da yaşayan akkarıncaları, bir­ kaç metre yüksekliğinde, taş gibi sert, etkileyici karınca tüm sekleri oluştururlar. Akkarıncaların gövdeleri yumuşak olduğu, başka böcekleri koruyan keratin kabuktan yoksun oldukları için, karınca tümsekleri, kendilerinden daha iyi silâhlanmış bazı düşman karıncalara karşı toplu kalkan iş­levi görürler. Ama zaman zaman bu tümseklerden biri bir su basması ya da bir filin üstüne basması sonucu yıkılır (filler, karınca tümseklerine sürtünmekten hoşlanırlar). İşçi karıncalar yı­kılan kaleyi yeniden yapmak için hem en işe koyulurlar. Ko­caman düşman karıncalar da saldırıya geçerler. Asker ka­rıncalar kabileyi savunmak için dışarı çıkarlar, düşmanı durdurmaya çalışırlar. Ne boyları ne de silâhları bakımın­ dan bu karıncalarla baş edemeyecekleri için, saldırganlara sımsıkı kenetlenirler, ellerinden geldiğince ilerlemelerini engellemeye çalışırlar, bu sırada düşman karıncaların ya­banıl kıskaçları onları parça parça eder. Ancak, işçi karıncalar ayağına çabukturlar, az önce yıkılmış olan karınca yuvasını kapatmaya çalışırlar... ama böyle yaparak, başkalarının kur­tulması için kendilerini kurban eden zavallı, yiğit asker ak­karıncaları dışarıda bırakırlar. Bunların bir madalyaya olsun hakları yok mudur? Yiğit olduklarını söylemek hakça ol­maz mı?
Kendine Güven
Bu garip karabasanı anlattığın zaman bana nasıl bir şey bağışladığını bilemezsin. Bin yıl yaşasam bile, o akşamüstü, sesimin seni yüreklendirdiğini bilmenin bana verdiği gu­ rurdan ötürü sana borcumu ödeyemem. Aşağıdaki sayfalarda sana söyleyeceğim her şey, şu biricik öğüdün yinelenmesinden başka bir şey olmayacak. Güven. Bana güven, dem iyorum , herhangi bir bilgeye de, belediye başkanına da, rahibe de, polise de güvenme. Ne tanrılara, ne şeytanlara, ne makinelere ne de bayraklara. Kendine gü­ ven. Hep daha iyiye doğru gitmeni sağlayacak olan zekâya, sana iyi arkadaşlıkların yolunu açacak olan sezgine güven.
48 syf.
·
Puan vermedi
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig
7.5/10 · 76,9bin okunma
Reklam
“İstenildiği gibi olan ya da olmayan şeylere üzülmekle o kadar zaman harcıyoruz ki treni kaçırıyoruz,” demişti. “Hayat kendi yolunu bulur ve her şey olacağına varır. Sadece yaşa ve bırak olsun gitsin.
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.