"Zararlı bir işe hizmet ediyorum ve aldattığım insanlar için aylık alıyorum. Namuslu değilim, ama ben tek başıma bir hiçim, kaçınılmaz olan sosyal kötülüğün küçük bir parçasıyım sadece. İlçedeki bütün memurlar da zararlı kişiler ve hepsi havadan para alıyorlar. Demek ki namuslu olmamamın suçlusu ben değilim, zaman. İki yüz yıl sonra doğsaydım bambaşka biri olabilirdim.”
Şüpheciler inkara gitmez. Kuşku duymak, olumsuz olmak ve reddetmek her şeyi inkar etmek demek değildir. Şüphe etmek, körü körüne kabul etmemek, doğrulamadan kabul etmek demektir. Şüpheciler tarihi ve hukuki belgelerin geçerliliğini, tanıklığın doğruluğunu kontrol ederler.
Kitlelerin dinsizliği belki de insanlığın en tehlikeli hastalığıdır. Ve bazı şuursuz gençlerin, onların peşi sıra akılsız liberallerin ateizmin özgür düşünce olduğunu düşünmesi beyhudedir. Tanrısızlık ruhun çıplaklığı, ruhun yoksulluğudur.
"Zeki olmak, sivil kıyafetler giymek boyunuzda devasa bir yaka ya da kafanıza modern bir şapka takmak demek değildir. Aydınlar halkın beynidir. Halkınız sizi iyi bir eğitimden sonra iyi bir maaş alın, akşamları kafelerde iskambil kağıtları ve domino taşlarının başında oturun diye yetiştirmedi. Bu durumda aydın değil, aydın çamurusunuz. İnsanların zihninin, iradesinin, enerjisinin, insanların vicdanının alarmı olmalısınız. Halkı uyandırın. Köylülere, işçilere, şehirli alt tabakalara nasıl daha iyi yaşamın kurucuları olabileceklerini öğretin.”
Büyükbaba dedi ki verdiğin bir şeyi nasıl yaptığını ona anlatmak, yalnızca "bir şey" vermekten daha iyimiş. Oysa yalnızca bir şey verip hiçbir şey öğretmezsen, o zaman adama geri kalan yaşamı boyunca, sürekli veriyor olursun.” Büyükbaba dedi ki, “O adama yanlış hizmet yapmış olursun, çünkü sana bağımlı olursa, o zaman onun kişiliğini alır ve çalarsın.”