Mustafa Yükselten

Mustafa Yükselten
@Mustafa_Yukselten
Anadolu Üniversitesi | Özel Eğitim Öğretmenliği
116 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
O kitaplar yazılmıştı.
Sayfa 441 - İş Bankası Kültür Yayınları, 16. Baskı
Reklam
Akşam boyunca yaşadıkları, üzerinde hiçbir iz bırakmamıştı. Zihni etkilere kapalıydı. Joe ile karşılaşmasının hararetiyse en çabuk geçeniydi. İlk anın hemen ertesinde eski çamaşırcının varlığından ve onunla konuşmak zorunda kalmaktan rahatsız olmuştu. Beş gün sonra sevgili Güney Denizlerine gidecek olması da hiçbir şey ifade etmiyordu. Gözlerini kapadı ve sekiz saat boyunca rahat, deliksiz bir uyku çekti. Huzursuz değildi. Uyku sırasında ne sağa sola dönüp durdu ne de rüya gördü. Uyku onun için unutmak demekti; uyandığı her sabahı kederle karşılıyordu. Hayat onu kaygılandırıyor, sıkıyor, zaman ise eziyet gibi geliyordu.
Sayfa 465 - İş Bankası Kültür Yayınları, 16. Baskı
"Yalan söyledi," diye yüksek sesle konuştu. "Beni her şeyi göze aldığına inandırdı, ama onu buraya getiren kardeşinin geri götürmek üzere beklediğini biliyordu." Kahkahaya boğuldu. "Ah şu burjuvalar! Meteliğim yokken kız kardeşine uygun görmüyordu. Bankada hesabım olunca, kızı bana kendi ayaklarıyla getirdi."
Sayfa 463 - İş Bankası Kültür Yayınları, 16. Baskı
Önceleri dağınık ve gelişigüzel bir sohbet dönüyordu ortalıkta. Yine de Martin bu keskin zekaların incelikli oyunlarını bir an bile kaçırmıyordu. Hepsi fikir sahibi adamlardı ve o fikirler sık sık birbiriyle çatışıyordu; akıllı, hazırcevap, nüktedan insanlardı, yüzeysel değillerdi. Hangi konuda konuşurlarsa konuşsunlar, bilgiyle yaklaştıklarını, oturmuş bir toplum ve evren anlayışına sahip olduklarını hemen fark etti. Kimse tarafından oluşturulmuş fikirleri dile getirmiyorlardı. Hepsi şu ya da bu şeye başkaldırmış insanlardı ve dudakları yavanlığa, basmakalıp sözlere yabancıydı.
Sayfa 362 - İş Bankası Kültür Yayınları, 16. Baskı
Onların görüşüne göre, Martin'in durumunda, en doğru hareket bir işe girmekti. İlk sözleri de son sözleri de buydu. Fikir dağarcıkları bundan ibaretti. İşe gir! İşe git! Ablası konuşurken, zavallı, aptal köleler diye düşünüyordu. Dünyanın güçlülere ait olmasında şaşacak bir şey yoktu. Köleler, kendi köleliklerine saplantıyla bağlıydı. İş, önünde secde edip tapındıkları altın putuydu onların.
Sayfa 394 - İş Bankası Kültür Yayınları, 16. Baskı
898 öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.