Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müteher Aslan

138 syf.
8/10 puan verdi
Kitap 1-2 saat içerisinde okuyabileceğiniz bir kitap. Kitapta o dönemin çoğu eserinde olduğu gibi bir şark-garp çatışması, Fatih-harbiye tramvayı üzerinden işleniyor. Fatih-Harbiye tramvayında kendi evi olan "muhafazakar" Fatih ve "renkli" Avrupai Beyoğlu arasında hem madden hem manevi olarak mekik ören Neriman tam bir fikir çatışması içindedir. Neriman kendi dünyasından sıkılıp yeni ve renkli bir hayat istemekte ama bu dünyanın samimiyeti konusunda da şüpheler duymaktadır, üstelik yıllardan beri sevgilisi olan Şinasi de vardır bu fikir çatışmasının içinde. Kitabın tam bir tarafsızlıkla yazıldığını söylemek zor; biraz daha kültürüne bağlı kalmanın doğruluğu işleniyor olsa da, savunulan fikir çok açık değil. Aslında hepimizin içinde hemen her konuda bir doğu-batı, eski-yeni, klasik-modern savaşı vardır ve çoğumuz Neriman gibi iç dünyamızda çatışmalar yaşarız, işte kendimizi dinlemek için bu kitabı okumak gerekir diye düşünüyorum. Okumak isteyenlere şimdiden iyi okumalar dilerim.
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,8bin okunma
Reklam
72 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
"Halk Öldürdü"
1934'te İspanya'da patlak veren bir genel greve Asturya'daki madenciler de destek vermişti. Kitap bir tiyatro eseri ve olayı anlatan bir eser niteliğinde. Albert Camus'nun kitabı olarak gözükse de bu kitabı toplamda 4 kişi "Emek Tiyatrosu'nda" yazdılar. Tiyatro kısmındaki dekorlar seyirciyi tamamen oyunun bir parçası haline getirmek üzerine kurulu. "Halk öldürdü" repliği kitapta en sevdiğim replik oldu, halkın bilinçsizliğinin ve vurdumduymazlığının sonuçlarını anlatır nitelikte çünkü. 40 dakikada rahatlıkla okunabilecek bir kitap. Okumak isteyene iyi okumalar şimdiden
Asturya'da İsyan
Asturya'da İsyanAlbert Camus · Can Yayınları · 2018451 okunma
496 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
113 günde okudu
Fakirlik ve Zenginliğin Kökenleri
Hepimiz Afrika ülkelerinin neden bu kadar fakir olduğunu yüzlerce kez düşünmüşüzdür. Çoğu zaman haklı olarak sömürge ülkelerini de suçlamışızdır. Ama Afrika ülkelerinin çoğu 50 yılı aşkın bir süredir bağımsız devletler olarak varlığını sürdürüyor, yine de bu onları fakirlikten kurtarmadı, hatta tam aksine çoğu ülkede ekonomik sıkıntılar daha da katlanılmaz hale geldi. Botsvana gibi olumlu örnekler dışında tabi. Belki bazılarımız da Afrika ülkelerinin coğrafi konumları sebebiyle fakirliğe mahkum olduğunu düşünüyor ama bu kitapta fakirlik ve zenginliğin coğrafyayla alakası olmadığını göreceksiniz. Örnek lazımsa eğer: Kuzey Kore ve Güney Kore dipdibe iki ülke... Ortak tarihleri olan bir ülke... İkinci dünya savaşından sonra ayrıldılar, 38. paralelin Kuzey ve Güney'i olarak. Yani aslında 100 yıl bile ayrı geçirmediler ama iki ülke arasında bugün çağlarca fark var. Bu kitap onlarca örnekle beraber bir ülkeyi fakir veya zengin yapan şeyin ne olduğunu anlatıyor. Fransız İhtilali, İngiltere'nin görkemli devrimi, serflerin isyanı, Rosa Parks ile baraber gelen otobüs boykotu ve Amerika'nın ayrımcılıktan arınması gibi onlarca tarihi konu eşliğinde hem de... Bu kitap size bir kuram ve onlarca kanıt hediye etmekle kalmıyor, inanılmaz bir genel kültür de katıyor. Hayatım boyunca okuduğum tüm kitaplar arasında beni en çok etkileyen kitap kesinlikle Ulusların Düşüşü oldu. Tam bir başyapıt..
Ulusların Düşüşü
Ulusların DüşüşüJames A. Robinson · Doğan Kitap Yayınları · 20132,718 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
99 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
1969 yılında Milano'da yaşanan ve 16 kişinin ölümüne yol açan patlamada Giuseppe Pinelli adlı bir anarşist suçlu bulunmuş günlerce yargılandığı odada kaza eseri (!) pencereden atlamıştı. Evet olay polis kayıtlarına aynen böyle geçmişti. Kitap ise bu gerçek olayı absürt bir taşlama şeklinde ele alıyor. Kazanmış olduğu Nobel Edebiyat Ödülü'nü sonuna kadar hak eden bu kitap; yozlaşmış toplumdan polis kuvvetlerine, adalet kurumundan demokrasiye, kısacası devlete dair her şeye ve içi boş her kuruma bir taşlama niyetinde. İronik bir şekilde bu taşlamaları dillendiren kişi kitaptaki deli karakteri. Kendimce, yazarın bu bilinçli seçimini, yozlaşmış bir toplumda aklı selim kalmanın imkansızlığına vurgu olarak yorumladım. Çayınızı, kahvenizi veya şu kış mevsiminde içinizi ısıtacak içeceğinizi yanınıza alıp soğuk bir Aralık ayında geçen bu başyapıtı 2 saat içerisinde rahatlıkla okuyabilirsiniz. Şimdiden iyi okumalar :)
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü
Bir Anarşistin Kaza Sonucu ÖlümüDario Fo · Açılım Yayınları · 2014226 okunma
288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Olağanüstü bir kitap. Her biri tarihte bir kilometre taşı olmuş 14 olayı ve olayın içindeki 14 kişiyi kendi minyatüründen anlatmış Zweig. Fatih Sultan Mehmed'in fethinden, Wilson prensiplerinin arka hikayesine, Goethe'nin genç platonik aşkının sonucuyla çıkardığı başyapıta, Lenin'den Tolstoy'a 14 olağanüstü olayı bilinmeyen yönleriyle size anlatacak bir kitap. Bu kitabı bitirdiğiniz zaman bir kitaptan çok daha fazlasını okuduğunuzu bu kitabın size 14 olay ile 14 kitaplık bilgi verdiğini göreceksiniz. Tüm hikayeler çok değerliydi bu kitabın içindeki ama beni en çok son hikaye, Wilson prensiplerinin hikayesi sarstı. Dünyaya gerçek ve kalıcı bir barış getirmeye çalışan tek bir adamın karşısında kendi ülkesi de dahil tüm dünyanın adeta "biz savaş istiyoruz" şeklinde durması, Avrupa'nın riyakar duruşunu bir Avrupalı yazardan dinlemek beni çok etkiledi. Umarım bir gün hepiniz bu kitabı okuma fırsatı elde edersiniz.
İnsanlığın Yıldızının Yükseldiği Anlar
İnsanlığın Yıldızının Yükseldiği AnlarStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,6bin okunma
Reklam
320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Son 40-50 sayfasında sadece acı barındıran bir roman.. Gerçekten acıyı, pişmanlığı ve aşkı iliklerinize kadar hissedeceksiniz.. Marguerite Gautier adı altında aslında bir zamanların Paris'inin en ünlü fahişesi Marie Duplessis'in hayatını, Duplessis'in sevgilisi olan Alexandre Dumas Fils'den (Yazar Dumas'ın oğlu) dinleyeceksiniz. Paris'in o zamanlardaki soylu kesiminin çoğunun metresi yapmak için çekiştiği, Lizst'in bile yaşamının son anına kadar peşinde koştuğu Duplessis veremden ölmeden 2 yıl kadar önce yazarımızla (kitaptaki adı ile Armand Duval) tanışır. Ve onun mesleğinde çok da görülmemiş ve görülmeyecek şekilde ciddi bir aşkla onu sever. Mükemmel bir aşk yaşarlar, Marguerite bütün günahlarından arınmış bir şekilde, tüm zenginliğini şanı ve şöhreti bir kenara bırakarak sade ve tutkulu aşkı seçer. Ama kitapta okuğunuzda sizi gözyaşlarına boğacağına emin olduğum bazı sebeplerden ötürü bu mutluluk pek uzun sürmez ve 6 ay içinde bozulur. Marguerite bu ayrılıktan bir süre sonra yatağa düşer ve ölür. Kısacık yaşamından ve genç cesedinden geriye borçlar ve bir aşık bırakır. Fransa'da bu kitap yayınlandıktan bir kaç yıl sonra popülerite kazanmış ve fahişelere bakış açısını değiştirecek nitelikte devrimsel bir klasik olarak yerini almıştı bile. Bugün Fransa'da elinde veya ceketinin göğüs tarafındaki cebinde kamelya çiçeğiyle bir kadın görürseniz, emin olun ki kadın "Kamelyalı Kadın" ı okumuştur ve derin bir şekilde etkisinde kalmıştır. Mutlaka okuyun
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Martı Yayınları · 201217,7bin okunma
96 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Amok Koşucusu.. Uzakdoğu'da sık rastlanan bir tür cinnet halini tanımlayan kelimele grubudur. Kitap genel olarak ölüm ve intihar temasını işliyor. İliğinize kadar çaresizlik hissediyorsunuz kitabı okurken. Yani kitap adeta Zweig'ın imzasını taşıyor zaten. Hindistan'da yıllarca görev yapan ve ileri derecede asosyal hale gelen bir doktor ve kendisinden yardım isteyen yabancı bir kadının ilişkisi üzerinden bu temaları işlemiş Zweig. Okurken aşırı zevk aldığımı söyleyemem ama damakta kaliteli bir tat bıraktığı kesin. Okumak isteyenlere "İyi okumalar" şimdiden.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Venedik Yayınları · 2019112bin okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Öncelikle şunu söylemek istiyorum: Jack London mükemmel bir yazar. Ve Vahşetin Çağrısı'nda mükemmel mesajlar vermiş, zamanının çok çok ilerisine dek uzanan. Güney toprakları ve Kuzey toprakları anlatılır bu kitapta, Buck isimli güçlü ve asil bir köpeğin kadrajından. Buck 1800'lerin sonunda Kanada'nın çok kuzeyinde soğuk bölgelerde başlayan altın arama işinde kızağa sürülen köpeklerden biri olur bir anda, bir gün önce sıcak ve konforlu Güney topraklarında, Yargıç Miller'ın sıcacık şöminesinde uyurken. Jack London muazzamm bir benzetme yaparak Kuzeyde "sopanın ve dişin yasası" nın geçtiğini söyler.. Aslında kitabın alt hikayesinde Kuzey ve Güney, bambaşka iki yerdir.. Ve kitabı okuduğunuz zaman "sopayla ve dişle" yönetilen ülkelere asla demokrasi kavramının, huzur refah ve barış kavramlarının yerleşemeyeceğini acı bir şekilde öğreniyorsunuz. "Güney topraklarının sevgi ve paylaşım yasası altında yaşarken özel mülkiyete ve bireysel duyarlılıklara saygı göstermek tamamdı da Kuzey topraklarında, sopanın ve dişin yasası altında bu tür şeyleri önemseyenler enayi sayılırdı ve Buck bu değerleri sürdürdükçe başarılı olamazdı" diyor Jack London. Ve daha fazla yazmama gerek kalmıyor çünkü bu acı gerçek yüzünüze çarpınca susmak zorunda kalıyorsunuz. İyi okumalar, mutlaka okuyun çünkü.
Vahşetin Çağrısı
Vahşetin ÇağrısıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202332,4bin okunma
343 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Yaşar Yaşamaz isimli kahramanımızın başından geçen olayları anlatan bir kitap. Ama 343 sayfayı okuyana kadar bazen sinirleriniz bozulabilir, bazen kendinizi kahkaha atarken bulabilirsiniz. Yaşar Yaşamaz babasıyla ilkokula kaydını yaptırmak için nüfusunu çıkarmaya gider ama Nüfus Müdürlüğü'ne göre 1915'te Çanakkale harbinde şehit düşmüştür. Ve olaylar bundan sonra başlar. Başından geçenleri Yaşar Yaşamaz'ın kendi ağzından dinliyoruz, neden düştüğünü en sonunda anlayacağınız hapishanede. O arkadaşlarına anlatırken biz de kulak kabartıyoruz. Yaşar kimliğini çıkarıp biricik Anşe'si ile evlenmek için girmedik iş çalmadık kapı bırakmaz ama her seferinde başına bir aksilik gelir. Tam sanki bu sefer oldu diyecekken başka bir aksilik mutlaka çıkar ve sinir katsayınız yükselmeye başlar. Akıcılığı 10/10 bir kitap bana göre. Ama bazı paragraflar, bazı bölümler olması gerekenden daha uzun ve okurken bir tık sıkabiliyor. Yine de Yaşar Yaşamaz'ın koğuş arkadaşı olup bu maceraları onun ağzından dinlemeli ve bu trajikomik romanı mutlaka okumalısınız. Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
Yaşar Ne Yaşar Ne YaşamazAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 200813,1bin okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
75 günde okudu
Çok çok çok çok uzun sürede okudum kitabı.. Bu çok utanç verici bir durum ama ben bu kitabı sadece okuma aşkımdan vazgeçmemek için bitirdim.. Kitap halbuki çok akıcı ve çok güzel, içinde farklı farklı konulara ait 4 öykü var ve öyküleri okurken yazarın zekasına derin bir saygı duyuyorsunuz. Yazdığı her şeyin ince bir planlamanın ürünü olarak görebiliyorsunuz. Polisiyeye çok hakim olduğunu duymuştum Edgar Ellan Poe'nun ama bizzat okuması olağanüstü doyurucuydu.. Dediğim gibi çok farklı sebeplerden ötürü çok fazla uzadı bu kitabı okuma sürecim ama ne olursa olsun okumaktan vazgeçmeyip okudum.. Ve kitabın bu uzun süren okuma sürecine rağmen beni kesinlikle tatmin ettiğini söyleyebilirim.. Kitap okumayı seven biriyseniz, biraz boş vaktiniz varsa, 1 günde bitirebileceğiniz ve okumaktan pişmanlık duymayacağınız bir eser..
Morgue Sokağı Cinayetleri
Morgue Sokağı CinayetleriEdgar Allan Poe · Fantastik Kitap · 201614,6bin okunma
Reklam
191 syf.
8/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Kitap orucun 61 günlük kefareti gibi bir "sevgili dost"a 61 mektup yazarak kendini affettirmeye çalışan, kefaretini ödemeye çalışan birini anlatıyor, anlatılanlar bize birinci ağızdan anlatılıyor.. Aslında bu kitabı çok sağlıklı bir ruh hali içinde okuyamadım.. Gerek kendi ruhumdaki sıkıntılardan ötürü, gerek üniversitenin verdiği yoğun programdan ötürü çok kesik kesik, bölük pörçük okuyabildim. Yani kitabın hakkını vererek okuduğumu düşünmüyorum.. Ama kitapta dikkatimi çeken bir iki şeyi söylemek istiyorum yine de... Öncelikle Ali Ural Konfüçyüs'ten Sadi Şirazi'ye, Goethe'den Mevlana'ya, Şems-i Tebrizi'den Beethoven'a sayısız aforizma ile donatmış kitabını ve bu anlatıma tat katıyor.. Yazarın kendi sözlerinin de, kendi kaleminin de bir ağırlığı var bence.. Ama yine de, tabi kendi fikrim bu, bazı yerlerde edebiyatı zorlamış, zorlama benzetmeler ve zorlama tabirler kullanmış.. Ama bunu bile hafif ve yumuşak bir üslupla yapmış.. Yazarın dili çok naif çünkü.. Okuduğuma pişman olmadığım ama daha iyi bir ruh halinde okuyamadığıma pişman olduğum bir kitap..
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki MızıkaA. Ali Ural · Şule Yayınları · 202020bin okunma
222 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kitap tamamen karamsarlık teması üzerine kurulmuş bir roman ve benim yüreğimi dağladı. Genel itibariyle, kaymakamın elim bir cinayet sonucu anne babası öldürülen Yusuf'u evlat edinmesi ve Yusuf'un bu ailenin küçük çocuğu Muazzez'i ilgisiyle büyütmesi ve sonrasında aralarında geçen aşkı anlatıyor. Ama Sabahattin Ali Kuyucaklı Yusuf'u yazarken "bu kitabı okuyanlar bir an bile mutlu olmamalı" der gibi yazmış. Azıcık bir mutluluk, azıcık bir sevinç olan her yer sonrasında felaket ve yıkımlar getirdi. Neyse en azından sonu iyi bitecek sanırım dedim, Sabahattin Ali bu sevinci de kursağımda bıraktı. Yusuf karakterini ise hiç sevmediğimi söylemem lazım. Muazzez'in yalvarırcasına bakan aşk dolu gözlerine romanın sonuna kadar kaçamak bakışlar fırlattı. Hatta onu gömerken bile... Ama bu kitabı okurken, bilinçsiz bir anne sevgisinin ne kadar kötü olduğunu da gözlerinizle görecek ve Şahinde karakterini ömrünüz boyunca unutamayacaksınız. Ve en önemlisi de, ne olursa olsun insan kendine ve ailesine yetecek kadar para kazanabilmeli, kimsenin önünde eğilip bükülmek zorunda kalmamalı ve ne olursa olsun Yusuf'un içine düştüğü çaresizliği yaşamamalı. Son bir tavsiye, psikolojik olarak kötü olduğunuz veyahut modunuzun düşük olduğunu hissettiğiniz bir anda okumayın bence kitabı.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174,8bin okunma
72 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
3 adet kısa ve sarsıcı öykü var bu minik kitapta.. Aşırı basit bir dille yazılmış, yoğun bir anlatımı olmayan ama okuması zevk veren ve okuyana bir şeyler anlatan bir kitap.. Sonu intiharla biten 3 öykü.. Biri imkansız aşkı, biri kör sadakatin insana yaptırabileceği hataları, biri ise kuru kuruya çaresizliği ve yalnızlığı anlatıyor bu öykülerin.. Sakin bir okumayla 30-60 dakika arasında bitirilebilecek bir kitap..
Cenevre Gölü'ndeki Olay
Cenevre Gölü'ndeki OlayStefan Zweig · Zeplin Kitap · 2018402 okunma
400 syf.
7/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Okuması bir hayli zamanımı aldı çünkü romanın giriş kısmı fazlaca uzundu ve giriş temposu da yavaştı.. Ama okumaktan pişman olmayacağım bir kitap yine de.. Ben genelde tarih kitaplarını pek sevmem çünkü hangi tarih kitabının gerçek tarihi anlattığını bilecek kadar tarih hakkında bilgi sahibi değilim ve kurgu bir tarih kitabı da açıkçası beni pek sarmıyor.. Ama yine de bu kitabın kurgudan öte, kurgudan ileri olduğunu söylemek lazım.. Özellikle Ebu Eyyub'el Ensari (R. A) Hazretlerinin hayatından ve onun sadık yardımcısı Humeyd bin Bekir'in hayatından kesitler okumak ve bu konuda bir şeyler öğrenmek güzeldi.. Kitapta Oksijen ve Hidrojenin ismini nerden aldığı ve Bizanslıların meşhur "Rum Ateşi" nin doğuş hikayesi de anlatılıyor ama açıkçası bu kısımların ne kadar doğru olduğundan, kısıtlı tarih bilgim yüzünden emin olamadım.. Yine de elinin altında bu kitap bulunan herkes kitabı okumalı bence , en azından İslam'ın güzel ahlakı üzerine bir kaç hadis okumuş olur..
Mihmandar
Mihmandarİskender Pala · Kapı Yayınları · 202011,8bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Defalarca okuduğum , defalarca daha da okumak istediğim bir kitap.. Her okuyuşumda aynı tadı veren, ruhumu okşayan, beni dinlendiren, saf yürekli olmanın mükemmeliğini fark ettiren bir baş yapıt benim için.. Sesli okuduğumda, bana sesli okunduğunda dünyanın en mutlu anlarını yaşatan kitap.. Şeftali kokulu baskısı bana hep güzel şeyleri çağrıştıran kitap.. Küçük Prens'ten sonra asla başka bir Saint-Exupery kitabı okumadım, yazarın böyle kutsal bir kitabından sonra başka kitabını okumak istemedim.. Asla Küçük Prens'in çizgi filmini veya filmini izlemedim.. Onu yüreğimde ilk tanıdığım şekliyle kalmalı, öyle istedim.. Yüreğimin sessiz ve huzurlu bi köşesi Küçük Prens için ayrılmışken o yeri filmlerle yapaylaştırmak, kalıba sokmak istemedim.. Ve ilerde kütüphanemde, farklı farklı baskıların bulunacak Küçük Prens.. İyi ki dünyaya indin ve o pilota "bana bir kuzu çizer misin" sorusunu ısrarla sordun Küçük Prens..
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Nilüfer Yayınları · 2017235,7bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İmkansız Aşk ve Pembe Kurdele
Goethe'nin, yazıldığı dönemde bir sürü Alman gencini intihara sürükleyen eseri, Werther isimli gencin sessizlik ve huzur için gittiği kasabada, nişanlı bir kadına olan imkansız aşkını ve huzurun tam aksi yöne doğru sürüklenişini anlatıyor.. Kitap Werther'in Wilhelm adlı dostuna yazdığı mektuplar üzerinden ilerler.. Werther Charlotte'u ilahi bir aşkla severken, Charlotte ise kimi zaman Werther'i yüreklendirse de nişanlısı Albert'e olan sadakatinin üstüne çıkmaz aşkı hiç bir zaman.. Werther ne yaparsa yapsın unutamaz ve gittikçe daha çok saplanır aşkın içine.. Kitabın bir yerinde "Üçümüzden biri ölmeliydi ve bu ben olmalıyım" diyor Werther.. Charlotte ve Albert'in mutluluğu için kendince feda eder kendini Werther.. Ve yaşamanın imkansız olduğunu fark ettiği an geldiğinde ölüme gitmekten hiç çekinmez, bir nefes bile duraksamaz.. Cebinde Charlotte'un ona doğum gününde verdiği pembe kurdelesi, üzerinde Charlotte'la olan anılarını hatırlatan elbiseleri.. Bunlarla gömülmeyi vasiyet ederek intihar eder.. Kitabın belki de en ironik taraflarından biri şudur: Werther intihar etmek için bir silaha sahip değildir ve uşağını Albert'ten bir silah alması için gönderir, Charlotte Werther'in kötü bir şey yapacağını hisseder ama bunu dile getiremez ve Werther'in celladını elleriyle silerek, temizleyerek verir uşağa.. Ve Werther son nefesini vermeden evvel o silahı defalarca öper..
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Parodi Yayınları · 2018121,4bin okunma