Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Naciye İnci

Naciye İnci
@Naciyeincii
Üniversite
Ankara
32 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
"Halbuki duygunun kendisi yaşayan, gelişen ve bu hâl ile durmadan değişen bir varlıktır; böyle olmasaydı yavaş yavaş bir karar vermeye bizi götürecekleri hiç anlaşılmaz, bütün kararlarımız çabucak verilirdi. Duygular da bir canlı gibi yaşıyor, çünkü onları geliştiren süre anları birbiri içine girene bir süredir."
Sayfa 97
Reklam
"Her duyumun tekerrür etmekle değiştiği, eğer günden güne değişir görünmüyorsa onu doğuran, ona tercüman olan kelime arkasından idrak edilmesi yüzünden görünmüyor."
Sayfa 96
"Tevâli ancak hâlin geçmiş ile karşılaştırılması vasıtası ile düşünülebilir."
Sayfa 86

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Duyumlar şuurun derinlerinde değil yüzünde geçen olaylardır"
Sayfa 15
"Istırabın ilâcı ıstıraptır. İkisinin hâsıl-ı zarbı: Sevinç."
Sayfa 111
Reklam
Zaman yürümüyor, dakikalar korkunç bir sıkıntı içinde uzuyorlar, hattâ dağılıyorlar, birikmiyor, toplanmıyor ve bir çeyrek saat olamıyorlar.
Sayfa 97
Bazan etrafımız da o karar esrarlı bir hâdise olur ki ince teferruatına kadar bunu sezeriz, fakat hiçbir şey idrak etmeyiz; ruhumuzun içinde ikinci bir ruh her şeyi anlar, fakat bize anlatmaz, böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerine atar ve boğar.
Sayfa 44
Sen kitap okurken ben romana rüyada devam ediyordum.
Sayfa 35
Kulağımın dibinde keskin bir ince ses: - Hani benim kitaplarım? diye bağırdı
Sayfa 21
Reklam
"Yahya Kemal bir huzursuzlugun insanıydı. Tanpınar bir acının 'mücessem' örneği oldu."
Sayfa 14
-Sus Payı
"İşçi korunmasızdır, ölüme mahkûmdur, emreden hep, zenginlerdir. Şimdi anlıyordu ki milletin çıkarları üzerine titreyen kuvvetli bir kalp gerekti, onu uyarmalı, zorlamalıydı."
Sayfa 136
*Komşu Namusu
"insanlar yalnız kendi mutluluklarını iyice duymak için, başkalarının felâketini arar ve bencilliklerinin böyle bazı çeşitlerine erdem adı vere­rek meselâ aıldatılan bir kocayı uyarmayı "ahlâk" sayarlar. Halbulki bunun aslı, başkasının felâketinden duyulan vahşî zevk, kendisini ondan mutlu görmek için hazırlanmış garip bir delildir."
Sayfa 116
Sokaklar, bize ait kılabildiğiniz son büyüklüklerdir şehirleşme kargaşasında. Sonrasına hakim olamayız. Caddeler, bulvarlar, meydanlar bize ait değildir. Onlar hepimize aittir. Başlarını kaşıyacak vakti olmaz işi başından aşkın caddelerin, bulvarların be meydanların. Hiçbirimizle tek tek ilgilenmezler. Onlar kalabalık halde yaşama mecburiyetinizin yol açtığı devasa kargaşanın sonuçlarıdır. Durup dinlemez, dokunmaz, teselli etmezler.
Sayfa 31
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.