Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ümmügülsüm Özkara

Taşkınlık etmiyorsunuzdur, umarım? Neden derseniz, gürültü, koşuşturma, şiddet ve benzeri şeylere tahammül edemiyorum. En çok da insan çığlığından nefret ederim, ister acı, ister öfke eseri, isterse de başka türlü bir çığlık olsun.
Sayfa 166 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Yaşam müthiştir ve mucizelerle doludur, bu yüzden de Rusya üzerine ne kadar korkunç bir hikâye anlatırsan anlat, bu hikâyeyi haydut yuvalarıyla, uzun bıçaklarla ve mucizelerle ne kadar süslersen süsle, anlattığın hikâye, dinleyenin ruhunda gerçekten olmuş bir şey gibi ses verir ve ancak çok okumuş yazmış biri buna kuşkuyla bakar, ama o da bir şey söylemez, susar.
Sayfa 76 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yegoruşka, vişne ağaçlarının altındaki mezarında uyuyan büyükannesini düşünüyordu; gözlerinin üstünde bakır beş kapikliklerle tabutun içinde yattığını, sonra tabutun kapağını kapattıklarını ve mezara indirdiklerini anımsadı; kapağın üstüne düşen toprak parçalarının çıkardığı boğuk sesi de hatırladı... Büyükannesini dar ve karanlık bir tabutun içinde, herkes tarafından terk edilmiş ve çaresiz bir durumda gözünün önüne getirdi. Hayal gücü, büyükannenin ansızın gözlerini açtığını ve nerede olduğunu anlamayarak tabutun kapağına vurduğunu, yardım çağırdığını ve en sonunda korkudan bitkin düşerek tekrar öldüğünü resmediyordu. Anneciğini, Peder Hristofor'u, Kontes Dranitskaya'yı, Solomon'u ölü olarak hayal ediyordu. Ancak kendisini karanlık bir mezarda, evden uzakta, terk edilmiş, çaresiz ve ölü olarak tasavvur etmeyi, ne kadar çalışırsa çalışsın, başaramıyordu; öleceğine ihtimal vermiyor, hiçbir zaman ölmeyeceğini hissediyordu...
Sayfa 67 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Göğün derinliklerine uzun süre gözünü ayırmadan baktığında, düşüncelerle ruh, yalnızlığın bilincinde birleşirler nedense. Kendini çaresizce yalnız hissetmeye başlarsın, daha önce yakın ve kendine ait saydığın her şey sonsuz biçimde uzak ve değersiz olur. Binlerce yıldır gökyüzünden bakan yıldızlar, insanın kısacık yaşamını umursamayan anlaşılmaz gökyüzü ve sis, onlarla göz göze kaldığın ve anlamlarını kavramaya çalıştığında suskunluklarıyla ruhunu ezerler; her birimizi mezarda bekleyen yalnızlığa aklımız takılır ve yaşamın içyüzü, özü umutsuz ve korkunç görünür...
Sayfa 67 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yegoruşka uyuyan yüzlere bakarken birden hafif bir şarkı duyuldu. Pek de yakın olmayan bir yerde bir kadın şarkı söylüyordu, tam olarak nerede, hangi tarafta olduğunu anlamak zordu. Ağlamayı andıran, zar zor duyulan hafif, yavaş ve acıklı bir şarkı bazen sağdan, bazen soldan, bazen yukardan, bazen yerin altından geliyordu, sanki bozkırın tepesinde görünmez biri dolaşıyor ve şarkı söylüyordu. Yegoruşka etrafa bakınıyor, bu garip şarkının nereden geldiğini anlayamıyordu; sonra dikkatlice kulak kabarttığında ise Yegoruşka'ya sanki otlar şarkı söylüyormuş gibi gelmeye başladı; yarı ölü, artık yok olmak üzere olan ot, şarkısında, sözsüz ama yakınarak ve içtenlikle birini hiçbir suçu olmadığına, güneşin onu boşu boşuna yakıp kavurduğuna, tutkuyla yaşamak istediğine, henüz genç olduğuna, kavurucu sıcak ve kuraklık olmasa güzel olabileceğine inandırmaya çalışıyordu; suçu yoktu ama yine de birinden af diliyor, dayanılmaz bir acı çektiğine, üzüldüğüne ve kendi kendisine acıdığına yemin ediyordu.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Varlık nedir? Varlık, kendisini gerçekleştirmek için başkasını gerektirmeyen özgün bir şeydir.
Sayfa 12 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İşte tepenin üstünde tek başına bir kavak ağacı görünüyor; onu kim dikmiş, neden orada, Tanrı bilir. Düzgün gövdesinden ve yeşil giysisinden gözünü ayıramıyorsun. Bu yakışıklı mutlu mudur? Yazın yakıcı sıcağı, kışın ayazı ve kar fırtınalarını, sonbaharda sadece karanlığı gördüğü ve öfkeyle uluyan serseri bir rüzgârdan başka hiçbir ses duymadığı korkunç geceler, asıl önemlisi de ömür boyu yalnız, yapayalnız...
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geçmişin yalnızca kıvanç veren yönlerini anacaksın.
Sayfa 428 - Can YayınlarıKitabı okudu
Hınçlı kişiler akıllarını kullanmasını bilmezler.
Sayfa 324 - Can YayınlarıKitabı okudu
Her yönden kusursuz olan bir tasarı hiçbir zaman gerçekleşemez. Toptan düş kırıklığına uğramaktansa ufak bir üzüntüyü göze almak yeğdir.
Sayfa 288 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eğlencenin kıt olduğu yerde gerçekten filozof yaratılışlı bir adam, eline geçen her olanağı değerlendirir.
Sayfa 286 - Can YayınlarıKitabı okudu
Çoğu talihsizler, kendi sersemlikleri ya da kötülükleri yüzünden uğradıkları üzüntüleri, alışılmış bir takım yollarla avutmaya çalışırlar.
Sayfa 286 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ne var ki her türlü sahtecilik beni son derece tiksindirir.
Sayfa 238 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ama şu deli gibi sevmek deyimi de öyle beylik, öyle bayat, öyle ortada bir söz ki insana tam bir fikir vermiyor yazık ki. Bu deyim gerçek ve derin sevgilerin yanı sıra bir anda parlayıveren duyguları tanımlamak için de kullanılabiliyor.
Sayfa 178 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ama aklından kötü niyet geçmeden, başkalarını mutluluktan alıkoymayı düşünmeden de insan yanılgıya düşebilir. Bu yüzden çevresine acı çektirir. Vurdumduymazlık, başkalarının duygularına karşı duyarlı davranmamak ve kararsızlık gibi huylar da çevreyi mutsuz kılmaya yeter.
Sayfa 173 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.