Çiğdem şenocak

Çiğdem şenocak
@Naturalistbaykus
Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.
Erdemin tanımının ne olduğunu bilmek önemli değildir, akla uygun yaşamak önemlidir. Yeterince akla uygun şey, ahlak da getirir. Din ve Ahlak dersinden bütün Türkiye "pekiyi" aldı. İyi de bunca hırsız, uğursuz, ahlaksız, hortumcu, inşaattan çimento, demir çalan nerede eğitim aldı? İlle de tanımlamak gerekirse erdem, doğaya uyan doğruyu çizmek, doğada doğru yürümektir. Erdem ahlaktan önce akla dayanır.
Reklam
Kadının okuması, bilgili olması, meslek edinmesi önemli değildi. Namuslu olsun yeterdi. Oysa öğrenmeden, üretmeden nasıl namuslu olunurdu, bunu kimse düşünmezdi.
İnsanlar haksızlığa uğradıklarında, kendilerini çaresiz hissettiklerinde, ellerinden bir şey gelmiyorsa ya da bir şeyler yapabileceklerine inanmıyorlarsa, söyleyemeyecekleri söz yoktur bu dünyada.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Agnotoloji, menfaati gereği kasıtlı olarak cehalet üretip yayma ahlaksızlığını araştıran bilim dalıdır. Yalan haber yaymak, yanlışı doğruymuş gibi savunmak, gerçeklerden ve bilimsel bilgilerden şüpheye düşerek aklın temelini yıkmak böylece bilgisiz ve bilinçsiz hereket eden bir toplum elde ederek onu siyasi, ticari veya başka biçimlerde kullanmayı amaçlayan bir durumdur.
Bilgisizlik güçsüzlüğe ve çaresizliğe, bilinçsizlik ise kör olmaya, yön bulamamaya ve kolay teslimiyete yol açar. Bunu bilen mankurtlaştırıcılar, eğitim ve kültür politikalarını bu hedef doğrultusunda sürdürür. Ders içerikleri ve okullardaki eğitim faaliyetlerine bu gözle bakılınca bilindışı yüklemelerin ne amaçla yapıldığı daha iyi anlaşılır.
Reklam
Bursa'nın işgal edildiği gün TBMM'nin kürsüsüne siyah matem örtüsü serilirken, Bursa müftüsü Ömer Fevzi "Yunan ordusu halifenin ordusudur, hürmette kusur etmeyin" diyordu! Ertuğrul Gazi'nin türbesi tahrip edilirken, Osman Gazi'nin kabri tekmelenirken, Orhan Gazi'nin kabri kirletilirken, camilerimiz yakılırken, milletin ırzına el uzatılırken, Bursa müftüsü Ömer Fevzi, Yunan Kralı Konstantin'e tebrik telgrafı çekiyor, "Anadolu'yu şereflendirdikleri için şükranlarını arz ediyor" du!
Puslu bir Aralık günüydü. Nakşibendi tarikatı şeylerinden Derviş Mehmet, kendisi gibi sarıklı cübbeli müritleriyle Manisa'dan Menemen'e geldi. Çarşıdaki Gazez Camisi'ne daldı, sabah namazı kılan ahaliyi kışkırtmaya başladı. "Din elden gidiyor, imanımızı kurtarmaya geldik, ne duruyorsunuz" diye bağırıyordu. Minareye çıktı, havaya ateş açarak halkı galeyana getirdi. Cahil cühelayı peşine taktı. Yeşil bayrakla hükümet konağına yürüyüşe geçti. Kubilay geldi, karşılarına dikildi. "Devlete isyan mı ediyorsunuz, dağılın" dedi. Tabancayla ateş ederek cevap verdiler. Sağ koltuk altından vuruldu. Üç beş adım atabildi. Henüz can vermemişti... 25 santimlik testere ağızlı bağ bıçağıyla kafasını gövdesinden ayırdılar, saçlarından tutarak taşa vurdular. Yetmedi sırığın ucuna saplayıp sokak sokak dolaştırdılar. Kubilay'ın kafasını taktıkları sırığı, ilçe meydanındaki telgraf direğine bağladılar. "Cumhuriyet bitmiştir, işte kafirlerin sonu" diye bağırıyorlardı. Derviş Mehmet ağzından köpükler saçarak "kan içmek haramdır, fakat bunların kanını içmek helaldir" diye haykırıyordu. Kubilay'dan süzülen kanı avuçlayıp avuçlayıp ağızlarına yüzlerine sürüyorlardı. Kahraman bekçilerimiz Hasan ve Şevki müdahale etti. Onları da oracıkta şehit ettiler.
Halkı eğitilmemiş, basını özgür olmayan ülkelerde demokrasi dahil, tüm haklar ve eşitlikler lafügüzaftır.
Çok değil on yıl önce ölüm kuyusunun kanla, sürgünle yazıldığı günler geride kalmıştı. 1926 yılında Ahıska'da kolhozlar kurulmuştu. Karşı gelenler tutuklanmış, sürgüne gönderilmiş, çoğu da kurşuna dizilmişti. Aradan geçen zaman içinde insanların çoğu yitirdiği şeylerin farkında bile değildi. Kimisi ise bulduğu bir başka şeyle yitirdiklerini unutmaya çalışıyordu. Yaşlılar yaylalara gidiyor, çalışma yaşında olanlar devlet için kolhozlarda çalışıyorlardı. Mutlulukları böyle bir mutluluktu. Her şeye rağmen Ahıska Türkleri Sovyetler Birliği'nin başka yerlerinde yaşanan insanlık dışı olaylardan şimdilik uzaktılar.
Reklam
Emperyalizm baskısını birçok asır boyunca üzerlerinde hisseden halklara zafer yolu gösteren Kafkasya'nın ölümsüz evladı Cevher Dudaev'in son sözü "Davayı sonuna kadar götürün" oldu.
Herhangi bir halk, kendi toprağında bağımsızlık savaşı yaptığı zaman yenilmezdir! Ama yine de, merkezi Rus televizyon kanalı, Rus ordusunun korkunç mağlubiyetlerini haklı çıkarmak için, Çeçen savaşçıların dünyanın her köşesinden getirilen paralı askerler olduğunu, tanklar altına el bombaları atan uyuşturucu bağımlıları olduğunu söylediler. Kaç defa duyduk:"Kentin haydutlardan temizlenmesi devam ediyor" diye Sanki çöpten bahsediyorlarmış gibi. Kentleri hava Kuvvetleri bombalıyor, ağır toplarla harabeye çeviriyor, tanklarla ütülüyor, önlerine geleni (Kadınları, çocukları, yaşlıları) öldürüyorlar. Adına da etnik temizlik diyorlar!
Yerli televizyon kanalında, Dağıstan sınırında esir alınan yeni Rus askerlerini gösterdiler. Paralı askerlerden farklı olan bu askerler orduya yeni çağrılmışlardı, en çok on beş, on altı yaşlarındaydılar. Her birinin yüzü ağlamaktan şişmişti. Cumhurbaşkanı Cevher Dudaev'in özel emri ile evlerine gönderildiler.
30 Eylül'de Rus helikopterleri sivil havaalanı Severni'yi bombaladılar. Ondan sonra Naurski Bölgesi'ndeki Kalininski Havaalanı'nda bulunan uçakları bombaladılar. Küçük hava kuvvetlerimiz hemen yok edildi. Rus medya kuruluşları dünyaya, Cevher Dudaev' in tüm uçaklarının, zırhlı araçlarının yok edildiğini duyurdu. Cevher, Rusya Hava Kuvvetleri Genel Komutanı Deynekin'e bir telgraf çekti:"Havadaki üstünlüğünüzü kutluyorum. Karada görüşmek üzere!"
Askeri mecliste saha komutanları tek bir ağızdan silahların ve teçhizatın yetersizliğinden yakınıyorlardı, Cevher ise masa başında onları dinlerken başını eğmişti. Televizyonda, Cumhuriyet'e gelen tankları gösteriyorlardı. Rus Ordusu sırf tanklardan oluşuyordu sanki. Nihayet, diplerinde gülüş parıltıları olan gözlerini kaldırdı:"Siz silahları almadınız mı?" Komutanlar şaşırarak birbirlerine baktıklar. Cevher Televizyonu göstererek:"Bakın ne kadar silah getirdiler size. İstediğiniz kadar alın!"
183 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.