Bir zamanlar bir kralı aklına şöyle bir düşünce gelir:
"Eğer bir işe ne zaman başlayacağımı, kimi dinleyeceğimi ve yapmam gereken en önemli seyin ne olduğunu bilseydim, girdiğim her işi başarırdım."
Bu üç sorunun cevabını öğrenmek için bütün her yere haber salmış ve karşılığında ödüllendireceğini söylemiş. Bunun üzerine bilgeler kralın karşısına gelip sorularını cevaplamış ama hiçbirinin de cevabı istediği gibi değilmiş. Bunun üzerine bilgeliğiyle ünlü bir münzeviye danışmaya karar vermiş ve halktan biri gibi kılığa bürünerek münzevinin karşısına gelmiş ve sorularını sormuş. Her defasında cevabını alamamış. O sırada başka işle meşgül olan münzeviye de yardım ederek sorularına bir cevap beklemeye devam etmiş ama tabii ki istediği yine olmamış. Uzaktan yanlarına koşarak gelen yaralı başka bir adamı fark eden münzevi, krala onu işaret etmiş ve kral adamın yarasını iyileştirerek sabahı orda etmiş. Sabah uynadığında tekrar sorularını münzeviye sormuş ve karşılığında münzevi ona zaten cevabını aldığını söyleyerek anlatmış.
Alıntı:
○En önemli vakit, tarhları kazdığınız vakitti, en önemli kişi bendim ve en önemli işiniz bana iyilik yapmaktı.
Bundan sonra şu gerceği unutmayın; tek önemli vakit vardır; çünkü sadece o zaman elimizden bir şey gelebilir. En onemli kişi, kiminle beraberseniz odur, zira hiç kimse bir başkasıyla bir daha görüşüp görüsmeyeceğini bilemez ve en önemli iş iyilik yapmaktır.