Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nefise Tok

Nefise Tok
@Nefise_Tok
Kendinizi insanlarda değil, kitaplarda bulun...
İyi gelen kitap alıntıların da bugün.
Kendinize depresyon ya da itibar kaybı teşhisi koymadan önce, çevrenizdeki insanların aşağılık insanlar olmadığından emin olun. William Gibson
Reklam
Bir davranışın tercih mi zorunluluk mu olduğunu anlamanın en temel yolu kendine “yapmak zorunda hissettiğim şeyin aksine de, istesem aynı rahatlıkla yapabilir miyim?” sorusunu sormandır. Eğer ki bu soruya verdigin cevap hayırsa, sen iyi görünen şeyleri öyle yapman gerektiğini öğrendiğin için ya da başka şekilde davranırsan insanların senin hakkındaki olumsuz düşüncelerinden korktuğun için yapıyorsun demektir. Ve zorunluluk olarak yaptığın şeyler, bazen iyi şeyler de olsa seni fazlasıyla yoracak ve bardağın hızla dolmasına neden olacaktır.
Belki de inşalara fazla değer vermemek gerekiyordur..
Bazen çevremdeki insanları ümit ışığı olarak görüyorsun, bağlanıyorsun onlara.Onlar için var olmaya başlıyorsun, onlarla beraber mutlu, onlarla beraber mutsuz oluyorsun. Sanki çevrendeki bu insanlar senin canına can katıyor, hayat ışığın oluyor, onlar olmayınca ruhun bedeninden çalınmış gibi hissediyorsun. Ama sonuçta herkesin kendi hayatı ve seninle aynı yönde olmayan öncelikleri olabiliyor.senin onları önemsediğin kadar onlar seni önemsemiyor da olabilirler. Ve bu durumu fark ettiğinde canın yanıyor, hayal kırıklığına uğruyorsun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yola devam edenlerdeniz!
Kötü şeyler herkesin başına gelir. Önemli olan bundan sonrası. Ya oturup durmadan kendine acırsın ya da canının acımasına rağmen kalkarsın ve yola devam edersin…
İnsan hep aşık olmak ister ama aşık olduğunda hep bir eksiklik hisseder. Hani ona ait olmak isterken, onunda sana sahip olmasını istersin ya… Yanındayken bile aşırı sevmenin nedeni bir gün bitecek olmasıdır. İnsan o kaygı ile ilgili mesajı pek okumak istemez. Çünkü o mesaj çaresizliği ve yalnızlığı fısıldar. Galiba bu yüzden insan, tüm mesajı olay bittikten sonra okumaya başlar. Kimi hiç okumaz çünkü korkaktır, kimi de okur anlar ve kabullenir.
Reklam
Aslında acının içinden geçmek diye bir şey var. Kabul ederek, sindire sindire, ağlaya ağlaya, hatta gerekirse yataktan çıkmadan, dibine kadar yaşamak lazım. İnsan çaresizlik karşısında gerçekleri bastırıyor. Bir gün o gerçek kapısına dayandığında, işte o zaman anlıyor hatanın kendisinde olduğunu. Güzel günlerin, mutlu anıların nasıl içinden geçiyorsak, acının da hakkını vermek zorundayız... 
Sayfa 218Kitabı okudu
Okunmamış Mesaj
Bir gece daha sensiz geçemez buralarda, Bizimkisi senli benli bir dava. Yanımda ya da uzakta olmuyoruz işte, senden gitmiyor, ben de bitmiyor anla. Ne emekler gözünde ne de koynunda geçen geceler, düşündüğüm an geçiyor dudağımdan öpücükler. Bir adet okunmamış mesajsın, içime düşüp saklanmışsın. Açıp okusam gidecek gibisin. Kalbimde kal, çünkü aklımda yasaksın…
Sayfa 102Kitabı okudu
Tespit gibi tesbit, bravo…..
Çünkü cinsellik üzerine şakalar yaparak içindeki iyi çocuktan kaçıyor. Cinsel şakalar zayıflık göstergesidir. Dilde rahat rahat espiri malzemesi yapabiliyorsa gerçekte var olan sorunun yıkıcı gücünü azaltmak içindir. İnsan baş edemediği durumu komediye dönüştürür. O yüzden tüm komedyenler önce yaşadıkları ülkedeki yöntemin sistemi ile dalga geçerler. Çok güçlülerin, ünlülerin, siyasetçilerinin, başarısız ilişkilerin komedisi yapılır. ACINACAK HALİMİZ BİZE ÇARESİZLİK HİSSETTİRİR VE EN İYİ YOLU DALGA GEÇMEKTİR…
Kalabalık, milyarlarca oyuncunun olduğu bir sahnedir bu ve bu oyuncuların çoğunluğu sahnenin bir sahibi olarak olduğuna inanır…
Reklam
Sonuç olarak şunu söylemeliyim. İnsan önce evinde mutlu olmalı. İlk önce evinde kabul görmeli, çünkü öyle olmadığın da hayatı boyunca hep kabul göreceği yerler arıyor… Böyle yetişenler fazla iyi, fazla fedakar insalara dönüşüyor. Çok sevmelerinin nedeni de kabul görme ihtiyaçları yüzünden oluyor. Ait olmak istediği yere ödediği kira misali, kendinden fazla fazla veriyor. Çıkarımlarım size çok acımasız gelebilir, ama belki de sırf bu gerçeklerden kaçtığımız için bu denli acı çekiyoruz. Yoksa insan sevmekten neden yorulsun ki??? Diyor Aşkım bey bu kitabında. Gerçekten fazla fedakarlık yoruyor bizi, bu kadar iyi niyetli olmak insanlıktan usandırıyor bazen…..
“İnsanlar ve olaylar bizi mutsuz edemez. Aksine, biz onların bizi mutsuz edebileceğini inanarak kendimizi mutsuz ederiz.” Albert Ellis
“Sevilme gereksiniminiz ne kadar fazla olursa, insanların size saygı duyma ve sizi önemseme eğilimleri o kadar azalır.” Albert Ellis
“Karşınızdaki insanı saatlerce bir mesajınıza muhtaç bırakacaksanız, 2 dakika da olsa sesini duymak için çabanız olmayacaksa, gün içerisin de onu merak edip hiç sormayacaksanız, çevrenizle ilgilenirken onu unutup bir kenarda sevginize aç bırakacaksanız. Kırgın, dargın uyutacaksanız siz hiç sevmeyin olur mu?”diyor yazar kitabın da… Ve belki de çoğu şeyi anlatıyor ilgi görmeyen her şey solmaya mahkum oluyor…
59 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.