Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş.
Nasıl yaşadım on yıl bu evde?
Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi
mi içimden?
Ben ne yaptım?
Kimse de
uyarmadı beni.
İşte sonunda anlamsız biri oldum.
İşte sonum geldi.
Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım;
kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
Oğuz Atay, Tutunamayanlar
Hayat ne garip...
Aslında garip olan hayat değil sanırım...
İnsanlar...
Duygular , aslında
Hep alamadıklarımızdan yakınırız...
Peki ya veremediklerimiz?
İnsan ayna misali, karşındaki aslında seni yansıtır derler...
Eksiklerin, fazlalıkların, yapamadıkların, yaptıkların.
Haset ile kıskançlık bence farklı iki duygu.
Biri kibrinden karşısındakine hasetlik duyarken,
neden onda var da bende yok der.
Diğeri olmak istediği, almak istediği, davranmak istediği gibi davranan,olan ve alan kişiyi kıskanır.
Keşke bende yapabilseydim diye.
Ama hayatından keşkeyi çıkarabilse, ah bir adım atabilse istediği her şeye ulaşabilecek güce sahip aslında içinde.
Başkasında değil Kendi İçinde!
Kafandaki kalabalığın farkında mısın?
Ya olmuş bitmiş şeylerin peşindesin,
ya da olmamış şeyleri
bugünden kontrol etmekle meşgulsun!
Bırak...
bırak da yaşa anını...
Bu an'a bir daha geri dönüşün yok...
Hergün uyan,
dünü sil kafandan,
hayata her gün hep yeniden başla...! 🧸🎈
#Oğuz Atay
Bir insanı son kez öptüğünü bilmeden öpmek sonrasında yakmaz mı insanının dudaklarını?
Kavuştuğunu zannettiğinde kaybedersen bir ömür boyu, ölmez mi bir zannediş uğruna çarpan o kalp?
Acı.
Çok acı...