Körlük, uzun zamandır ertelediğim ve ancak okumaya fırsat bulabildiğim, yazarın okuduğum ilk romanı. Özellikle son sayfalardaki diyaloglardan çok etkilendim. Kitap baştan başa bir kaos, toplumsal yaşamın nasıl bir vahşete dönüşebileceğini anlatan... Her ne kadar "somut" bir körlükten bahsetse de aslında alt metin okuması yapıldığında birçoğumuzun gören körler olduğunu fark etmemek elde değil. Nitekim yazarın da anlatmak istediğinin bu olduğu yine son sayfalarda anlaşılıyor. Okurken anlattığı dünyanın içinde buluyorsunuz kendinizi, artık körlerden biri de sizsiniz ve yaşamak için diğer duyu organlarınızı kullanıyorsunuz. Bütün kokular sizin de burnunuza geliyor, yer yer iğreniyorsunuz. Anlattığı dünya çok gerçek ve çok yakın.