Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büşra Alkışlar

Acı verici gerçekler
Japonlar kesinlikle dünya üzerindeki en gururlu ve milliyetçi toplumlardan biridir. Eserleri ile, yaptıkları ile gurur duymayı isterler, bu yüzden iyi yaparlar... Milliyetçilikleri kahvede okey oynayıp galeyana geldiklerinde kurt başı işaretini gözünüze sokmakla sınırlı değildir. Üretirler, katkıda bulunurlar, “en iyi” olduklarını somut bir şekilde ispatlarlar. Ülke sevgileri slogancı değil, yapıcıdır; “Ya sev ya terk et” yerine, “Seviyorsan gereğini yerine getir” felsefesi hâkimdir. Yani, “Japon yapmış”tır. Japonya’da üretilen malların en kalitelileri iç tüketim içindir. Orada gördüğünüz otomobilleri, elektronik eşyayı, ev aletlerini başka ülkelerde göremezsiniz. Bu malları ihraç etmeye tenezzül bile etmezler. Yeni teknoloji bir ürün satın almak istediğinizde “Japan only!” (Sadece Japonya içinde kullanılacak şekilde üretilmiştir) derler. Sony’nin tanıtım mağazalarından birini gezip eşine benzerine rastlamadığım yüksek kaliteli ses ve görüntü sistemlerinin satıldığını görünce tezgâhtara yanaşıp bilgi istemiş, Avrupa’ya uygun voltaj ve standartlarda alıp alamayacağımı sormuştum. “Japan only” demişti; yeni bir ürün çıkardıklarında öncelikle kendi halkına sunuyor, teknoloji eskiyip ayağa düşünce de dünyanın geri kalanına lütfediyorlardı. Askerdeki Mersinli arkadaşımın bana, ürettikleri limonların en iyilerini nasıl ihraç ettiklerini, Avrupalıların kabul etmeyeceği limonları da iç piyasaya kakaladıklarını anlattığını hatırlayınca daha da kahrolmuştum.
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
Japon Yapmış
Japon YapmışOnur Ataoğlu
8.4/10 · 307 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Büşra Alkışlar

Büşra Alkışlar

, 2023 okuma hedefini ekledi.
2023 OKUMA HEDEFİ
18/50 kitap - %36 tamamlandı
18 kitap okudu
50 kitap
5,1bin sayfa
4 inceleme
20 alıntı
Büşra Alkışlar

Büşra Alkışlar

, bir kitabı yarım bıraktı
Cinsiyet Üzerine
Cinsiyet ÜzerineSigmund Freud
7.9/10 · 4.492 okunma
Reklam
Büşra Alkışlar

Büşra Alkışlar

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Kendini Savunan İnsan
Kendini Savunan İnsanErich Fromm
8.5/10 · 640 okunma
Totemcilik Hk.
Peki, kültürümüzde totemciliğe rastlıyor muyuz? Hem de çok sıklıkla – her ne kadar bu hastalığa yakalanmış insanlar çoğunlukla kendilerinin ruh hastalıklarıyla ilgili bir yardıma ihtiyacı olduğunu düşünmese de. Kişisel adanmışlığı devlete ya da bir siyasi partiye karşı olan, değer ve doğruluk ölçütleri yalnızca devletin ya da partinin çıkarları olan, kendi grubunu simgeleyen bayrağı kutsal bir nesne olarak gören biri de klan ve totemcilik dinine sahiptir her ne kadar kendi gözünde bu (elbette kendini ilkel dinlere adayan herkesin de inandığı gibi) son derece akılcı bir sistem olsa da. Faşizm ya da Stalinizm gibi sistemlerin nasıl olup da milyonlarca insanı etki altına aldığını ve onları kendi bütünlüklerini feda etmeye hazır kılıp bir ilkeye –“benim ülkem, haklı ya da haksız”– bağladığını anlamak istiyorsak bu yönelmenin totemciliğe özgü, dinsel niteliğini göz önünde bulundurmalıyız
Bazı Dinsel Deneyim Türlerinin Bir Çözümlemesi
Nevroza iki açıdan yaklaşılabilir. İlki nörotik olguların kendileri, belirtileri ve nevrozun ürettiği belli yaşamsal güçlükler üzerinde odaklanır. İkinci açıysa nevrozu ilki gibi olgulara dayalı olarak ele almaz, olumsuzluklar üzerinde durur; nevrozlu bireyin insan var oluşunun temel hedeflerini —bağımsızlığını ve üretme, sevme, düşünme yeteneklerini— gerçekleştiremeyişini ele alır. Olgunluğa ve bütünlüğe eremeyen kimse şu ve ya bu şekilde nevroza yakalanır. O bu başarısızlıktan canı sıkılmamış ve yemekten, içmekten, uyumaktan, cinsel doyuma sahip olmaktan ve işini yapmaktan tatmin olmuş bir halde “adamakıllı yaşıyor” değildir; eğer durum bu olsaydı elbette elimizde dinsel düşüncenin—arzu edilebilir olsa da—insan doğasının kendine has bir parçası olmadığına dair bir kanıt olurdu. Ama insan üzerine incelemeler böyle olmadığını gösteriyor. İnsan enerjisini kendi üst benliğinin hedefleri doğrultusunda toplayamazsa daha düşük hedeflere yöneltir; eğer kafasında dünyanın ve kendisinin dünyadaki konumunun gerçeğe yaklaşan bir resmi yoksa göz boyayıcı bir resim yaratır ve bu resme dogmalarına inanan bir dindarın inatçılığıyla sıkıca sarılır. Elbette “insan yalnızca ekmekle yaşamaz”. İnsan sadece dinin ve felsefenin iyi ve kötü, daha üstün ve daha aşağı, doyurucu ve yıkıcı biçimleri arasında seçme şansına sahiptir.
307 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.