Herkese keyifli okumalar dilerim. Küçük yaşlarda kitap okumayı pek sevmezdim ama şimdi kitap okumak için zaman ayarlama çabası içine girdiğimi görüyorum... Kitap önerilerine de açığımdır :)
Canım Zezém...
İnceleme yazısından çok bendeki etkisinden bahsetmek istiyorum. Kitabın son bölümlerini gözlerimden yaşlar akarak tamamlayabildim.
Okurken masumluk nedir onu öğreniyor insan. Masum kelimesi değişikliğe gidip Zezé olsa hiç yadırgamam.
Ölümün vermiş olduğu acıyı iliklerine kadar yaşayışın... Portuga’nın senin için ne büyük bir anlam ifade ettiği...
‘’Baba olmak kolaydır ama BABA olmak zordur’’ diyeceğim.
Küçücük yaşına rağmen nasıl güzel bir kalbe sahipsin.
‘’Benim küçük şeker portakalı fidanım kesileli bir haftadan çok oluyor.’’ (Kendimi tutamayıp ağlamaya bıraktığım can alıcı cümle oldu)
Diyecek çok şey var ama sözcükler cidden boğazımda düğümleniyor, bu yazıyı hemen kitabı bitirdikten sonra yazmaya koyuldum. Hâlâ gözlerimde yaşlar yerini koruyor. Bilmiyorum bende mi duygusal bir reaksiyon oldu ama pek samıyorum, kitabı okursanız (ki gerçekten tavsiye ediyorum) sizlerin de duygulanacağını düşünüyorum.
Yazarımıza, José Mauro De Vasconcelos’a teşekkürlerimi sunuyorum bu güzel eseri bizlere sunduğu için. İnsanın bakış açısını iyi anlamda değiştirecek bir eser olmuş.
Saygılarımla...
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2013229,6bin okunma
Öncelikle bu kitabı anlatmaya kelimeler yetmez. İlber Hocanın hayatından esintileri okurken gerçekten bunca yıla muazzam bir hayat sığdırdığını anlıyorum. Bizlere edindiği tecrübeleri, tavsiye şeklinde sunması çok değerli bir tavır.
Kitabı okurken insanda ‘’entelektüel’’ bir hissiyat oluşuyor. Bu ne demek diyenleriniz olacaktır diye
“Türkiye çalışan ve kalkınan bir ülkedir. Ama aynı zamanda çok da yolsuzluk yaşanan bir yer... Demek ki ancak bazı şeyler düzelirse o zaman çok büyük atılım yapabiliriz.”
“Herkes hukukçu olacak diye bir kaide yoktur, ayrıca buna gerek de yoktur. Bizim muslukçu da yetiştirmemiz gerekir. Öyle ki bir muslukçu bazen bir hukukçudan fazla işe yarar.”
“Esas olan 25’ine kadar öğrendiklerinizdir. O yaşa dek okuduğunuz kitaplar, seyrettiğiniz filmler, gördükleriniz hayatınız boyunca sizinle kalır. Belli yaşlardan sonra öğrendiklerinizi aynı hızla unutuyorsunuz.”
Ahmet Kaya şarkılarının ne anlamlar taşıdığını, ortaya çıkan ürünlerin ne şartlarda hazırlandığını ve toplumsal-ideolojik taraflarının ele alındığı güzel bir çalışma sunmuş bizlere yazar.
Kitabı okurken taraf tutarak okumadım, bazı şeyler hakkında bilgi edinmek-öğrenmek amacıyla okudum.
Tabii ki siyasi bir tarafı da var. O zamanın şartlarındaki bakış açısı ile günümüzdeki bakış açısı arasında dağlar kadar fark var diyebiliriz. 60’lar 70’ler 80’ler 90’lar...
Bölücülük propagandası yapacak bir insandan bu şarkıların çıkacağına pek ihtimal vermiyorum. Düşüncelerime katılırsınız katılmazsınız saygı duyarım. Zamanında gereksiz yere eleştirildiği, linç edildiği ve sürgüne çıkarıldığı gözler önünde. Ülkesini gerçekten seven bir insanın kuracağı cümleler bunlar;
‘’Biz Türkiye’de devrimciler ve demokratlar olarak namusumuz üzerine yemin ediyoruz bu ülkeyi böldürtmeyeceğiz.
Size bir şey söyleyeyim çocuklar. Biz demokratlar, devrimciler ve yurtseverler olarak şerefim üzerine yemin ediyorum ki, bu ülkeyi hiçbir zaman böldürtmeyeceğiz. Ve ancak söylenmesi gereken tek bir şey vardır. O kirli savaş bitmek zorunda. Bu kan, bu gözyaşı, bu revan... artık 19-20 yaşındaki çocukların cenazelerine alışmak istemiyoruz gözüm bütün mesele bu.’’
| Ahmet Kaya |
Öncelikle kitabın yazarı Tuğçe Isıyel hanıma bu güzel kitabı bizlerle buluşturduğu için teşekkür etmek istiyorum.
Kitap hakkındaki incelemelerimde genelde spoiler olmaz o açıdan rahatlıkla yorumlarımı okuyabilirsiniz.
Kitabın bölümlerden oluşuyor olması, sıkılmamızın önüne geçiyor. Akıcı bir anlatıma sahip. Bolca alıntılara yer vermiş olması da ayrı bir güzellik katıyor. Okura samimiyet başarlı bir şekilde aktarılıyor. Hayatın bütün gerçekliklerine değinilmiş, tecrübelerinden okura tavsiyeler verilmiş (anlayabilene tabii). Ben çok keyif alarak okuduğumu belirtmeliyim. Psikoloji türüne merakınız varsa bu kitabı tavsiye edebilirim. Sadece insan psikoloji değil tabii ki, okuduğunuzda neyi kastetmek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınızdır...
Anlatımı güzel, akıcı, yalın bir dile sahip. Bir şeyler hakkında bilgi edinmek, merakını gidermek ve bu tarz konulara ilgisi olan varsa net bir şekilde tavsiye ederim.