Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

lilith

lilith
@Okuyanhukukcu
Üzerimde yıldızlı gök, içimde ahlak yasası…
Bedenin tek istediği yaşamaktır denmişti. İntiharı da bedenin kendine karşı bir hareketi değil de iradenin bedene karşı çıkışı olarak anlamıştım.
Reklam
Noel bir zamanlar savaş bir bekleme sürecidir demişti. Kamptayken beklemekten, yaşamın devinimlerinden geçerek, sorumluluklarını yerine getirerek duvarların ötesindeki savaşın uğultusuna hep kulak kabartarak en üst perdedeki tonunun değişmesini beklemekten başka yapacak ne var zaten?
Yeryüzündeki mutluluk payını artırmak için değilse ne için savaşıyoruz zaten?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendi kendine o çiftlikte kuşlar kadar özgür yaşıyor, özgürlüğün ekmeğini yiyordu, ama buraya geldiğinde aynı bir iskelet gibiydi.
Reklam
Bizim dünyamızdan değil o. Tümüyle kendine ait olan bir dünyada yaşıyor.
Yalnızca ölen biri olmak istemezsin, değil mi? Yaşamak istersin değil mi? Öyleyse konuş, sesin duyulsun, anlat öykünü!
Kendine biraz hak tanı be adam, yoksa yaşamdan varlığın bile fark edilmeksizin kayıp gideceksin.
"Annem ömrü boyunca çalıştı. El âlemin yerini ovdu, yemeğini pişirdi, bulaşığını yıkadı. Kirli çamaşırlarını yıkayıp, onlar yıkandıktan sonra banyolarını ovdu. Dizleri üstüne çöküp helalarını temizledi, ama yaşlanıp hastalanınca onu unuttular. Göz önünden uzaklaştırdılar. Öldüğünde de ateşe attılar. Elime bir kutu kül tutuşturup, 'Al, bu senin annen, al götür artık işimize yaramaz,' dediler,"
Ne zaman kendini kendine tanımlamaya kalkışsa hep o noktaya geldiğinde kavrayışının yetersiz kaldığı, sözcüklerle doldurmanın hiçbir yarar sağlamayacağı bir boşluk, bir oyuk, bir karanlık hep kalırdı. Sözcükler öğütülüyor, boşluksa kalıyordu. Onunki, içinde hep eksik bir şey kalan bir öyküydü. Yanlış bir öyküydü, hep yanlış olmuştu.
Reklam
Yine de kendini toprağa kazıklar saplayıp parmaklıklar dikip arazileri bölerek ömrünü tüketen biri olarak düşünemiyordu. Kendini ardında izler bırakan ağır bir nesne olarak değil de, karınca ayaklarının hafif kıpırtısını, kelebeğin diş gıcırtısını ve bir toz zerresinin yuvarlanışını bile duymayacak kadar derin uykuda bir dünyanın yüzünde bir benek olarak görüyordu.
insanların hiçbir şey olmamış gibi yiyip içmeleri ona çok garip geliyordu.
Anlaşılmak istiyordum. Buradan bile belli oluyor bu. Ben, bu suratımla kendimi anlatabilmek cüretini gösteriyordum!.. Evet, birisini kalbimin olduğuna inandıracağım fırsatı bulmayı diliyordum. Kalbim vardı benim.
“Öz­lenilen kimseler hiç ölmezler. Yakamızı bırakma­yan ve bizi saran boşluğu doldururlar.”
Çirkin güzellik bile vardır: Kendini beğenmiş güzellik.
19,7bin öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.