Off, hedeflediğimden çok daha kısa sürede bitti ve ben 3. kitabın yayın tarihine kadar içimde koca bir boşluk ve kafamda bir sürü soru ile kalakaldım.
Sanderson ilk kitapla çıtayı oldukça yüksek bir yere koymuştu ve bu kitaba başlarken kafamda bir acaba da yok değildi. Ancak, Sanderson daha söyleyecek çok sözü olduğunu kanıtlamayı başardı.
Bana göre en şaşırtıcı kısım, ilk kitabın sonunda anladığımız gerçeklerin de getirdiği merakla Travangian'a ait olan bölümdü. Yazarın bu karaktere biçtiği yazgı ve sorumluluk çok özgün. Kendi dehasının peşinde koşarak dünyayı "kurtarmaya" çalışan bu adam da her insan gibi iyi ve kötü arasındaki çizgide dans ediyor.
Ana karakterlerimiz yollarına emin adımlarla devam ediyor ve kendi çelişkileri ve zaaflarıyla mücadele etmeye devam ediyorlar.
Adolin, Shallan ve Kaladin'den herhangi ikisinin bir arada olduğu sahneler, özellikle okuması en eğlenceli bölümlerdi.
Parekılıçlarının gizemini çözüyor, Parlayan Şövalyelerimizin kendi benliklerini bulmasına şahit oluyoruz.
Özetle ilk kitaba kıyasla ilk kısmı biraz daha ağır ilerleyen ama yine Sanderson yaratıcılığına hayran kalarak okuyacağınız bir kitap