Yaşamayı bırakmış her insan gibi piçler de diğer insanların ayakları altında er ya da geç çiğnemişler. Çünkü hayat tek taraflı sözleşme iptallerinin cezasını tereddütsüz verir. Ceza, yaşıyormuş taklidi yapmaya mahkum olmaktır. Bir insanın tanıyabileceği en şiddetli acının kaynağıdır. Müebbet hayat mahkumiyeti. Tek kaçışı ölüm olan bir hapishane.
Doğallık dürüstlükten geçer. Kendine, çevrene. Bedenin bir karbon kağıdı gibi olmalı. Özellikle de yüzün. Çünkü doğallığın tek bir anlamı vardır: düşüncelerini davranışlara dönüştürmek.
Barbaros uyumadı. Düşündü. İngilizce'deki "pain" kelimesiyle, Fransızca'daki "pain" kelimesini düşündü. Biri "acı" diğeri "ekmek" demekti. Barbaros bunu sıradan bir tesadüf olarak değerlendiremeyecek kadar sarhoş ve yalnızdı. Acı, insanın hayat tarlasında biçtiği buğdaylardan pişirdiği ekmekti.
Ağır adımlarla sahil yolunun pembe taşlarının üzerinde yürüdüler. Konuşmadılar. Tanıdıklara insanlara yeterince borçları vardı. Bir de hayata borçlanmak istemediler. Onun için aldıkları her nefesi geri verdiler.
Yalnız çocuklar aşklarını kaybetmeden saklayabilirler, diğerleri ise sadece gevezelik yaparak bunu harcar, tüketir, ilişkileriyle basitleştirirler, aşkla ilgili çok şey bilseler de aşkın yaygın bir kader olduğuna inanırlar.