Bir kadın başka hiçbir erkeğe ait olmadıkça göz ardı edilebilir veya hatta hor görülebilir, ancak başka bir adamın dahil olduğu bir ilişkiye başlar başlamaz anında aşk duygularının nesnesi haline gelir
Oysa basit bir sanat değildir uyumak: onun için bütün gün uyanık kalmak gerekir hatta. Gün boyunca on kez kendini alt etmek zorunda kalır insan: bu güzel bir yorgunluk getirir ve afyonudur ruhun. On kez kendi ile konuşmak zorunda kalır insan: çünkü alt etmek acıdır ve kötü uyur kendi ile barışık olmayan.
Ben, yaralandığında da gönlü derin olanı severim ve küçük olaylarda yok olabileni: çünkü o, seve seve geçer köprüyü. Ben, kendisini unutacak kadar gönlü dolu olanı severim, her şey onun içindedir: böylece her şey onun batışı olur.
Solucanlıktan insanlığa giden yolu açtınız ve içinizde bir çok şey hâlâ solucan. Bir zamanlar maymundunuz, şimdiyse insan herhangi bir maymundan daha maymun.
Gerçekten de bir aşık, sevgilisinin soğukluğunu ve onun, kendi acısından beslenen kibrinin, Şımarıklığının onu haz vermesini gaddarlık olarak tanımlarsa bu bir abartma olmaz; çünkü kendisi, böceklerin içgüdülerine çok yakın olan ve onu bütün mantıklı nedenlere aykırı davranarak kendi amacını kayıtsız şartsız gerçekleştirmeye ve başka her şeyi bir yöne bırakmaya zorlayan bir dürtünün etkisi altında bulunmaktadır.
Evet, aşk çoğu zaman, cinsel ilişki bir yana bırakılacak olursa, sevenin kin duyabileceği, küçümseyebileceği, hatta tiksinebileceği kişilere sarılıp, sadece dış ilişkilerle değil, sevinin kendi bireyselliğiyle de çelişkiye düşer.
Birbirini ilk kez gören farklı cinsten iki genç insanın birbirlerini süzüşlerindeki o büyük, derin bilinçdışı ciddiyetle, birbirlerine yönelttikleri araştırıp inceleyen, işlere nüfuz eden bakışlarında, karşılıklı olarak kişiliklerinin her bir parçasının ve bütün yanlarının maruz kaldığı gözden geçirmeler de, tamamen kendine özgü özel bir yan bulunmaktadır. Anlayacağınız bu araştırıcı inceleme ve yoklamalar türün dehasının, üreticisinin, koruyucu ruhunun vb. Bu iki kişinin birleşmeleri ile meydana gelmesi mümkün birey ve onun yapısal özellikleri üzerine derin derin düşünmesi anlamına gelmektedir.