Two roads diverged in a wood, and I
I took the one less traveled by,
And that has made all the difference.
A fan of J.R.R TOLKIEN and ROBERT FROST
youtube.com/watch?v=JV_PfGc...
Ölüm çok güzel olmalı.Başının üzerinde dalgalanan çimenlerle beraber yumuşak kahverengi toprağa uzanmak ve sessizliği dinlemek.Hiç dünü ve yarını olmamak.Zamanı unutmak,hayatı unutmak, huzur içinde olmak.
Bütün bu atlattıklarından sonra ölmesi hiç mantıklı değildi. Kaderin onunla bir alıp veremediği olmalıydı.Ama ölmeyi, ölümü kabul edemiyordu. Bu belki delilikti, ama ölümün avucununiçinde olmasına rağmen ölümü reddediyordu.

Hiçbir şey umurunda değildi. His ve duygu, onu terk etmişti.Artık acı da hissetmiyordu. Yine de içindeki hayat onu ileri itti.Çok yorgundu ama ölmeyi reddediyordu.
Hayat bu muydu? Hiçbir anlamı olmayan kısacık bir şey? Sadece hayat can yakardı. Ölümde acı yoktu.Ölüm uyumaktı. Ölüm huzurdu. O zaman niye ölümü kabullenemiyordu?
Ağır patilerini kaldırarak sakin sakin ağladı. Sonra kulaklarını düzleştirdi ve adamın küfretmesini bekledi. Fakat adam sessizdi. Sonra köpek, var gücüyle uludu. Uluduktan sonra adama yaklaştı ve ölümün kokusunu aldı. Gökyüzünde dans eden parlak yıldızların altında uludu.
Ne olursa olsun, zorluğu yenmenin zevkini de biliyordu. Bir şey yapıyordu, bir şey başarıyordu; doğayı yeniyordu……….O, soğuğun efendisiydi. Şu an ne yapıyorsa soğuğa rağmen yapıyordu. Soğuk onu durduramazdı.