Kitabı beğendim ve tavsiye ediyorum. Kitapta benim kendi sözcüklerimle ifade edeceğim şey şudur; kötülük ve iyilik seçimler varken anlamlıdır. Bir kişiye seçim hakkı sunmaksızın iyilik yaptırılıyorsa kişinin kişiliği elinden alınmış demektir. Psikolojideki klasik koşullandırma yoluyla kötülük yapılan film sahneleri ve klasik müzikler Alex’e sunuluyor. Bu koşullandırma ile midesi bulanıyor, boğazı kuruyor, bayılacak gibi oluyor. Sonrasında her kötülük yapmak istediğinde Alex bu bedensel belirtileri yaşıyor ve kötülüğü istese de yapamıyor. Yani seçim hakkı elinden alınarak Alex’i iyi biri olarak topluma kazandırmak amaçlanıyor. Kendisini otomatik portakala benzetiyor. Sonlanırken de iç karartıcı bitmiyor.
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992bin okunma
Seni bir makine biçimine sokmuşlar. Seçme hakkını elinden almışlar. Toplumun kabullendiği davranış türlerine boyun eğmek zorundasın. Sadece iyilik yapmakla görevli küçücük bir makinesin.
İnsan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar kendini gösteren bir güneş ışını belirince bütün dünyası o ışığa bağlı oluyor.
Anthony Burgess ameliyat edilemez bir beyin tümörü tanısı aldı. 1 yıldan az ömür biçildi. Karısının geçimini sağlamak için 12 ay içinde 5.5 roman yazdıktan sonra teşhisin yanlış olduğunu öğrendi. Ne var ki artık tanınan bir yazar olmuştu.