Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra

158 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Teneke
TenekeYaşar Kemal
8.5/10 · 9,7bin okunma
Reklam
Zehra
@Ozyerz_01·Bir kitabı okumaya başladı
Yürekte Büyümek
Yürekte BüyümekAhmed Günbay Yıldız
8/10 · 365 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
736 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu kitaba kelimenin tam anlamıyla BAYILDIM! Ama çok büyük bir sorun var o da şu ki yazar üçüncü kitabı hâlâ yazmamış. Bu yüzden ikinci kitabı okumak istemiyorum açıkçası. Olaylar çok güzel bir yerde bitti ve kesinlikle devamını da okumak istiyorum ama ikinci kitap da bittiğinde büyük bir boşluğa düşeceğimi bildiğim için şimdilik onu okumamaya karar verdim. Eğer olur da üçüncü kitap çıkarsa o zaman bu seri kesinlikle favorilerimden biri olarak kütüphanemde yerini alacak. Kitap hakkındaki düşüncelerime geçecek olursam, kalınlığı ilk bakışta gözünüzü korkutabilir ama anında bitiveriyor ve keşke biraz daha uzun olsaydı diye hayıflanıyosunuz. Eğer daha önce fantastik okumadıysanız bu dünyaya ve yazarın diline alışmak birazcık zorlayabilir fakataz da olsa tecrübeniz varsa sıkılmadan, bunalmadan okuyacağınızı söyleyebilirim. Yazar gerçekten büyülü bir dünya kurgulamış ve sizi içine çekiyor. Her şey kararında ayrıca karakterler hele de ana karakterimiz Kvothe çok ayrıntılı bir şekilde veriliyor. Çok çabuk alışıyorsunuz. Kitabın konusu da zaten çok güzel onu tekrar anlatmama gerek yok diye düşünüyorum... Uzun lafın kısası hepinizin bu kitaba bir şans vermenizi öneririm ancak hikayenin yarım kalacağının bilincinde olmanız şartıyla. Yoksa benim gibi büyük bir hayal kırıklığı yaşamanız kuvvetle muhtemel olacaktır...
Rüzgarın Adı
Rüzgarın AdıPatrick Rothfuss · İthaki Yayınları · 20193,777 okunma
Sadece annelerin kokabilecekleri gibi...
Gece bir ara annem beni ellerimden tutup kaldırdı ve karşılıklı dönerek dans etmeye başladık. Gülüşü rüzgara karışan bir müziğin notaları gibiydi. Beni döndürürken saçları ve eteği savruluyor, sadece annelerin kokabilecekleri gibi güven kokuyordu.
Reklam
Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir. Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acıdan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan birinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kendini acıdan korur. İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanamayacak, hattâ belki de asla iyileşemeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. “Zaman tüm yaraları iyileştirir” sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalanlar bu kapının ardında saklıdır. Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle bir darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acılardan sakınmak için zihnin gerçekliği geride bırakması gerekebilir. Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.
Sayfa 145Kitabı okudu
Kimdi bunlar? Rum mu? Türk mü? Ermeni mi? Yo, iyilik gibi kötülüğün de dili, dini, ırkı, milleti, milliyeti yoktu. Daima siyahlar giyen tekinsiz adamlardı bunlar, hepsinin kılık kıyafeti birbirine benzerdi ve coğrafya nasıl dayatırsa öyle giyinirlerdi. Giyimleri aynı ateştendi, kuşamları aynı illetten. Onlar sadece eşkıya milletindendi.
Sayfa 311Kitabı okudu
Bütün sıkıntı zamanlarında daima tutunduğu müjde yine dilinin ucuna geldi: "Ey sıkıntı şiddetlen, nasılsa geçeceksin." Bir sıkıntının geçeceğine duyulan güven ona dayanmanın tek çaresiydi. Şüphe geçmezdi içinden Büyükhanım'ın, hâşâ! Ama? Geçecek miydi? Ve. Ya geçmezseydi.
Sayfa 302Kitabı okudu
Düşünmeden edemedi: Masumlar niye acı çekerdi?
Sayfa 384Kitabı okudu
Dağılıp gitmeye hakkı olmayanlara özgü bir güçle güçlüydü.
Reklam
Büyükhanım'ın tanıyamadığı farklı milletlerden, coğrafyalardan, zamanlardan milyonlarca insan hepsi de acı içinde oradan oraya sürükleniyordu. Bir tek veya milyon, fark etmezdi. Çünkü birinin ölümü her birinin ölümü gibiydi. Çünkü her insan bir evrendi ve her ölüm evrenin sönüşü demekti. Bu yüzden tek bir masumun dahi öldüğü yerde hiçbir haklı gerekçeden söz edilemezdi. Savaş insanı canavarlaştırıyordu ve insanın insana ettiğini kimse kimseye etmiyordu.
Sayfa 496Kitabı okudu
Hey ağalar hangi derde yanayım Yitirdim Aslımı gören olmadı Pervaneler gibi yandım tutuştum Yandım alevimi alan olmadı
Yeryüzünde her şey iyi ile kötü arasındaki mücadeleden ibarettir. İnsana düşen bu ikisi arasında kendi safını seçmektir.
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.