"Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikatten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakar Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu."
Sabahattin Ali'nin okuduğum ilk ve en güzel kitabı. Ana kahramanımız Yusuf Aydın'ın Nazilli ilçesine yakın Kuyucak köyünde yaşamaktadır. Henüz küçük yaştayken yaşadığı evi eşkıyalar basar ve ailesini öldürürler. Olay incelemesi için eve gelen kaymakam Selahattin Bey çocukla konuşur ve metaneti onu etkiler. Ayrıca Yusuf'u bir parmağını kaybetmiş halde görünce vicdanı sızlar ve onu yanına alır.
Yusuf büyüdükçe Muazzez'e olan hislerinin de farkına varır ve olaylar bu çerçevede gerçekleşir. Açıkçası sonu beni üzdü, bir yarım kalmışlık var gibiydi kitapta. Yine de gerek üslubu olsun gerekse içeriği beni etkiledi. Okuyun okutturun(:
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174,2bin okunma
'Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince, insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.'