Jan, “Yakışıklı herif, değil mi?” diye takılsa da Bettina başını iki yana salladı. “İçinde boş havadan başka bir şey yoksa iyi bir kılıfının olması ne işe yarar?”.
Aşkın doğuşunu hissettiğimiz bir an olduğunu fark etti Lucy. Öteden beri onu bekliyordunuz sanki; yaklaştığını bilir gibi; ve geldiği zaman da içgüdüsel bir aşinalıkla uzanıp onu selamlıyordunuz.
“… fakat bir de insanın boş zamanlarında ne yapacağı sorunu var. Zaman zaman işin en zor kısmının bu olduğunu düşünürüm; aslında, hayatın en zor yanı bu, ne dersin evlat?”
"Onun ölçülemeyen aşkının kaynağına öylesine battım ve daldım ki, sanki denizde tamamen su altındayım ve hiçbir tarafta sudan başka bir şeye dokunamıyor, göremiyor ve hissedemiyorum."
...
"O, suyun dinginliğine o kadar alışmıştı ki; çırpınışlarıma ne dokunuyordu, ne onları fark edebiliyordu, ne de hissedebiliyordu."
Yaşlı bir Yahudi, genç bir kızla evlenir. Birbirlerini çok sevmektedirler. Ancak adam ne denerse denesin, eşini bir türlü orgazma ulaştıramaz. Yahudi kadınlarının cinsel haz almaya hakları olduğundan, çift Haham'a danışmaya karar verir. Haham dinler, sakalını sıvazlar ve şu öneride bulunur:
"Şöyle güçlü kuvvetli bir delikanlı bulun. Siz ikiniz sevişirken bu delikanlı bir havlu alıp sağa sola sallasın. Bu hanımın fantezi kurmasına yardım edecek ve orgazmı sağlayacaktır."
Eve giderler ve Hahamın tavsiyesini uygularlar. Yağız bir delikanlıya para verirler ve sevişirlerken havluyu sallamasını sağlarlar. Ancak yöntem işe yaramaz; kadın hâlâ tatmin olamamaktadır.
Şaşıran çift bir kez daha Hahama başvurur. "Peki," der Haham adama, "o zaman tersini deneyelim. Delikanlı hanımınla sevişsin, sen üzerlerine havlu salla."
Çift bir kez daha Hahamın önerisine uyar; delikanlı, hanımıyla yatağa girerken yaşlı adam havluyu sallamaya koyulur. Delikanlı pek cevvaldir ve çok geçmeden kadın bağıra çağıra orgazma ulaşır.
Yaşlı koca gülümser, delikanlıya bakar ve "Akılsız!" der, "havlu işte böyle sallanır!"
“Salt arayan kişi, ne yönü, ne yolu, ne yeri bulabilir: Ancak bir yerden ayrılabilendir, yolu bulabilen. . . Ne aradığını bilen değil, nereden ayrılacağına karar verebilen.”
Sayfa 81 - ••• (Kendine iyi gelmeyen her şeyi, boşverebiliyor olmalısın.)
The road will roll beneath your feet whether you step lightly with hope and swiftly with determination, or whether you plod in misery, scraping the dirt with heavy boots.
Because the perspective of that journey is a choice, and I choose happiness, and I choose to climb the next mountain.
. . .
Doksan yaşında bir adam doktora gider ve "Doktor" der, "on sekiz yaşındaki karım hamile".
Doktor, "Size bir öykü anlatayım" der. "Adamın birisi ava gitmiş ama yanına tüfeğini alacağına dalgınlıkla şemsiyesini almış. Birden bir ayı saldırınca adam can havliyle şemsiyesini doğrultmuş, ateş etmiş ve ayıyı vuruvermiş."
"Ama imkansız bu, doktor!" der yaşlı adam. "Mutlaka başkası vurmuştur."
Doktor gülümser: "Ben de onu diyordum."
. . .
Morty, eve geldiğinde en yakın dostu Lou'yu yatakta karısıyla yakalar. Daha Morty bir şey demeye kalmadan Lou yataktan fırlar ve "Bir şey söylemeden önce cevap ver eski dostum" der, "bana mı inanacaksın, gördüklerine mi?"