Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahmet Meşe

Canlılığını bütünüyle yitirmemiş yani hakikatle bütün bütüne ilgisini kesmemiş bir uygarlığın her zaman için kurtuluş ümidi vardır.Yeter ki hakikatle ilgisini kesmemiş olan bölümünü maya gibi kullanabilme gücünü gösterebilsin.Ama çok defa tersi olur: canlı kesim ölü kısmı diriltemez de ölü kesim sınırını durmadan genişletir.Çünkü yaşama akıntısı o yöne doğrudur.Bu akıntıyı çevirmek ancak bir inanç etrafında toplanmış samimi ve güçlü bir avuç insanın yaşayan kesimden aldıkları bir fideyi ruhlarının en güvenli bölgesinden gelen soluklarla büyütmesi, sonra onu toprağa dikilen bir filiz gibi dış şartların etkisiyle savaşmaya bırakması, savaşa savaşa bu filizin köklü bir ağaç olmasıyla mümkündür.
Reklam
Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh'un Gemisi vardır.
Bir medeniyet de batış çanlarını çaldı mı onun gerçek sahipleri durumu bütün acılığıyla görmeli ve hemen bir " diriliş noktası" etrafında toplanmalıdırlar ki inanç , düşünce, sanat, edebiyat, ahlak ve davranışlarındaki olağanüstü medeniyet oluşumu duraklamaya yüz tutmuşsa o tohum gibi olan noktadan yeniden yüz göstersin, boy versin, neşvünema bulsun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nuh
Allah'ın razı olduğu kişiye tufan bile sığınaktır.
Kolay iman bir inkâra dönüşebilir.Ama çile çekilerek erişilen inanç, inkârların fırtınasına dayanıklıdır.Zelzele geçirmiş, sel baskınına uğramış, rüzgârlarla sarsılmış fakat yine de yerinde sapasağlam duran bir yapı ile her türlü dış etkiden uzak veya mahrum tutulan bir yapı bir midir?
Reklam
Her şey son ucuna gitmek zorundaydı.Şeytan şeytan olacaktı, yılan, yılan.Adem'in Adem olması için şeytanın, yılanın ve insanın Cennet varlığı olmaktan çıkmaları, Cennetin şartlarından faydalanma kolaylığını yitirmeleri, Cenneti yitirmeleri gerekiyordu.Cenneti bulmak için yitirmek gerekiyordu.
Düşmemiş medeniyet var mı?Olsaydı ne değeri olurdu?Önemli olan bir medeniyetin düşmeyişi değil, düşüşü dirilmesiz ölüme dönüşmeden doğrulmasını bilmesidir.Böyle olursa düşüş, doğruluşun ve dirilişin bir bağışıklığı gibi o uygarlığın ömür boyu yeni düşüşlere karşı direnişini sağlayacaktır.
Allah'ım, sen her gece ruhları ten tuzağından azad eder, onları dünyaya âit işlerden, hâtıralardan kurtarırsın. Ruhlar her gece ten kafesinden kurtulurlar da kimsenin hükmü altında bulunmadan, kimseye hükmetmeden hürriyete kavuşurlar. Zindandaki mahbuslar, gece uyuyunca zindanda bulunduklarından habersizdirler.Yüksek mevkide bulunanlar da refah içinde yaşayan mutlu kişiler de uykuya dalınca her şeylerini kaybederler.
Bu dünya bir dağa benzer.İşlerimiz, yaptıklarımız da seslenmek gibidir.Seslerimiz, güzel de olsa çirkin de olsa dağa çarpar, döner yine bize gelir.
Bedenimiz hiçbir şekilde aldatılamaz.O, sadece duygularımızın ve düşüncelerimizin gerçeğine saygı duyar; o, sadece onlarla uzun süreli işbirliğine hazırdır. Ne yazık ki sürekli olarak gençlerimiz dürüst olmada cesaretsizleştiriliyor, ahlak olarak adlandırdığımız şeylerle tehdit ediliyor.İlk önce aileyle, sonra dinle ve en sonunda psikiyatri ile.
Sayfa 43 - Salon YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Âzer ile Yadigâr
Her yürek ses veren bir uçurumdur zaten.
Sayfa 17 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Anneniz, babanız hayattayken yaşınız kaç olursa olsun, birinin çocuğusunuzdur hep.Ancak onlar öldüğünde, varoluşunuzun köklerinin dünya toprağından söküldüğünü hissedersiniz.
Sayfa 413 - Metis YayınlarıKitabı okudu
"Babamın tayini çıktı, gidiyoruz." cümlesi, içinde hayatın tamamlanmasına fırsat tanımadığı nice yarım kalmış öykü barındırır.
Sayfa 372 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Çok incindiğim durumlarda damarlarımdan kan değil, inat akar.
Sayfa 361 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Dünyanın en mutlu aileleri/ balkonları yazlık sinemaya bakanlardır/sanırdım/ Sanırdım balkonları gibidir hayatları
Sayfa 324 - Metis YayınlarıKitabı okudu
104 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.