Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rezan Esen

Son zamanlarda yaşamı çok çok hüzünlü ve çok çok acılı geçmişti, ama en hüzünlü ve en acılı olan yanı, bütün bunların düşten başka bir şey olmadığını, kendi düşü değil, benim düşüm olduğunu düşünmesiydi. Hiçlik ona acıdan daha ürkütücü görünüyordu. Yaşadığının düşünü görmek... neyse de, ama bu düşü bir başkasının görmesi!.. "Peki niçin var olmayacakmışım?" diyordu kendi kendine, "Niçin? Bu adamın beni düşünde yarattığını, kafasında ürettiğini varsayalım, ama başkalarının kafasında, yaşam öykümü okuyanların kafasında yaşamıyor muyum? Peki, eğer böyle birçok insanın imgeleminde yaşıyorsam, birisinin değil de, birçok kişinin düşü gerçek olmaz mı? Eğer kurgu yaşamımın öyküsünü anlatan kitabın sayfalarından ya da onu okuyanların düşüncelerinden –şu anda okumakta olan sizlerin düşüncelerinden– fırlayıp ortaya çıkıyorsam, niçin sonsuz bir ruh gibi ve sonsuza dek acı çeken bir ruh gibi var olmayayım? Niçin?" Zavallı dinlenemiyordu. Gözlerinin önünden Kastilya bozkırı, meşe ve çam ağaçları geçiyordu; dağların karlı tepelerini seyrediyordu ve başını çevirip arkaya bakınca, yaşamındaki erkek ve kadın arkadaşlarının siluetlerini sislere bürünmüş görünce ölüme doğru sürüklendiğini duyumsadı.
Reklam
— Aman Tanrım! Küçük Bey canlı cenaze sanki... yüzünüz öbür dünyadan gelmişe benziyor... — Öbür dünyadan geliyorum, Liduvina, bir ötekine gidiyorum... Ne ölüyüm, ne canlı.
Rosario odadan çıktı. Kız çıkar çıkmaz Augusto, dağda fersahlarca yaya dolaşıp bitkin düşmüş gibi kendisini yatağa attı, ışığı söndürdü ve kendi kendine konuşmaya başladı:" Ona yalan söyledim, kendime yalan söyledim. Hep böyle oluyor! Her şey bir düş ve düşten başka bir şey yok. İnsan konuşurken yalan söylüyor ve kendi kendine konuşurken,

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mauricio'nun da ikimiz için çalıştığımı görünce, iş aramaktan ve çalışmaktan başka çaresi olmayacak. Yani utanma duygusu varsa... — Peki yoksa? — Eğer yoksa... benim elime bakacak... — Evet, piyano öğretmeninin kocası olarak! — Öyle de olsa. Benim olacak, benim; bana ne kadar bağlı olursa, o kadar benim olur. — Evet senin... tıpkı bir köpeğin olabileceği gibi. İşte buna bir erkeği satın almak denir. — Bir erkek parasıyla beni satın almak istemedi mi? Peki ben bir kadın olarak, çalışarak bir erkeği satın almak istiyorsam, bunda tuhaf olan ne? — Bütün bu söylediklerin kızım, eniştenin feminizm dediği şeye çok benziyor. — Bilmiyorum, bilmek de hiç ilgilendirmiyor beni. Ama hala, size şunu söyleyeyim ki, beni satın alabilecek erkek doğmadı henüz. Beni ha? Beni ha? Beni satın almak? Konuşmanın burasında hizmetçi kadın, Augusto'nun hanımefendiyi beklediğini haber verdi. — O mu? Defolup gitsin! Onu görmek istemiyorum. Son sözümü söylediğimi bildir ona.
— Erdemsizliklerimiz evcil hayvanlara bile bulaşır! –dedi enişte bey. – Hatta bizimle birlikte yaşayan hayvanları o kutsal doğal ortamlarından çekip çıkardık! Ah insanlık! İnsanlık!
Reklam
Ama söyle bana Orfeo, kendilerini köpek sanan insanlar olduğu gibi, siz köpeklerde de kendilerini insan sananlar hiç olmadı mı?
Ne biçim yaşam bu Orfeo, ne biçim yaşam, özellikle annem öldüğünden beri!
İki Tarafı da Keskin Kılıç Çocukluğumdan, hayâl meyal, bir filmden bir sahne hatırlıyorum: Zalim adam ve adamları bir ülkede halkın kutsal bildiği bir hazinenin peşine düştü. Zalim adam hazinenin yerini buluncaya kadar birçoklarına kan ağlattı. Vaatlerle kandırabildiklerini kandırdı. Hazineye yaklaştıkça yaklaştı. Fakat elbette bir de kahraman
Sevgi, Dürüstlük, Kazıklamak Batılıların ne kadar dürüst olduğundan söz ederler. Esnafı, memuru, çiftçisi.. Almanya’ya işçi olarak giden Anadolu çocuklarının Türkiye’ye ilk dönüşlerinde doymaz bilmek bir iştah ve gayretle anlattıkları hikâyelerin büyük bir bölümünü de, oraların ne kadar temiz muntazam ve insanlarının ne kadar dürüst olduğu
Hep yalana inanmaya alışmış olanlar doğruya inanmakta güçlük çeker.
Reklam
Sitare, diyorum, uyku hapı aldığın doğru mu? Hah, işte şimdi üstüne bastın. Evet, aldım ama kendimi öldürmek için değil. Uyumak için. Ama herkes kendimi öldürmemi bekliyor benden. Belki bunu da yaparım., kimseyi haklı çıkarmak için değil, bunu bekleyenlerin düşündüğü nedenler yüzünden de değil. Kendime göre başka dayanaklarım var olduğu için. Biliyor musun, şimdi ölsem çok kimseyi sevindirmiş olurdum. İnan bana.
Sustum. Sonra: Aslında hepimiz dağılıp gideceğiz, dedim, sen de, ben de, hepimiz. Hiçbirimiz kendimize ait yerlerde gezinmiyoruz. Birbirimize nasıl bakacağımızı bilmediğimiz için. Hiçbirimiz basit, yalınkat görmüyoruz kendimizi de, başkalarını da. Kendimizde ve onlarda olmayan nitelikleri yakıştırarak bakıyoruz.
Ben yaşlandım artık, ölümü bekliyorum, ölüm nedir biliyor musun? Önünde sonunda çalacağımız tek hakikat kapısı, bizi bir yaradan var, yaradanm emriyle gene kendisine dönüşümüzdür ölüm, bir daha ölmemek üzere dönüşümüzdür ona.
Hiçbir şey boşlukta sallanmamaktadır, saçmalık bile kendine bir dayanak noktası araştırmaktadır, her şey, bütün nesneler yaratılışlarındaki amaca doğru yürüyüp gitmektedirler: kara gecede, kara taşın üstündeki kara karıncanın kıpırtısı bile denetim altındayken som bilinç olan insanın elbette insanın kendini denetimden uzak sayması mümkün müydü?
Bir gerçek var ki, tekrarlanmalıdır: Tek tek Müslümanların mevcut olması olayıyla İslâm'ın kamu düzeni olarak uygulanması arasında bir mahiyet farkı olduğunu bilmek ve bu iki durumu birbirine karşıtırmamak gerekiyor. Anayasalarına "bu devlet İslâmîdir" diye hüküm koyan ülkelerin bile aslında İslâm devleti olmadığını bilmemiz gerekiyor. İslâmî devlet uygulamasının yüzdesi yoktur, yani yüzde on, yüzde elli, yüzde doksandokuz oranında bir İslâm düzeni düşünülemez. Böyle bir devlet, Anayasasına "devlet İslâmîdir" diye hüküm koysa bile, İslâm-dışı kurumlara göz yuman, böyle kurumların işlemesini kanunen tecviz eden bir ülkede İslâmî uygulamanın sözü edilemez. Çünkü İslâm düzeni, kendine özgü uygulamasının kendi sistemi içinde başka bir yabancı unsurun bulunmasını kabul etmez. Yani o ya vardır, ya yoktur. Yüzde şu kadar İslâmîdir denemez, bunu demek örtülü olarak onun yokluğunu söylemek anlamına gelir.
1.858 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.