Hayat, insanı o kadar boğuyordu ki, insan her gün önünden geçip düşlediğimiz kayıklara, gemilere, uçaklara binmek yerine, onların önünde çürüyordu. Tüm bunları yıldızlara gitme ideali kadar zaman gerektiren bir durum olarak görüyordu hatta. Henüz dünya içinde gidilmedik birçok ada, birçok köy, birçok dağ varken insan her gün yıldızlara gitmeyi düşlüyor, kendi geçmişine acıyordu.