Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mervenur Yılmaz

Mervenur Yılmaz
@PotayaRovasata
Tıbbi laboratuvar
NKÜ Tıbbi Laboratuvar Teknikleri mezunu ama hâlâ öğrenci
Fotoğraf karesi
22 Şubat 1999
33 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
184 syf.
10/10 puan verdi
Hoşça kal Zeze, hoşça kal çocukluğum.
"Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek." Ah Zeze... Kitabın başından beri, hikayenin içerisinde sanki Zeze'nin yanında şahit oldum yaşananlara. Yaramazlık yaparken elinden tuttum, gülerken güldüm; şiddet görürken arkama sakladım onu, ağlarken parmak uçlarımda hissettim gözyaşlarını... Kitabı bitirdiğimde anladım ki Zeze benmişim; çocukluğummuş. Son sayfasında buldum yüreğime gizlenen sancıyı; son sayfasında buldum hatıralarımı. Son sayfasında buldum yenilgilerimi, son sayfasında buldum içimdeki kırgın çocuğun haykırışlarını. Küçük bir çocuğun masum ama derin sorgulamalarında bulacaksınız kendinizi. Mutlaka okuyun ve bittiğinde çocukluğunuzu hatırlayın. İçinizdeki o kırgın çocuğun elinden tütün, sarılın, başını okşayın. Kimsenin o küçük çocuğu sevgisiz bırakmasına izin vermeyin, en çok siz sevin onu çünkü Zeze'nin de dediği gibi "Sevgisiz hayatın hiçbir anlamı yok." "Olup bitenleri çocuklara niçin anlatmalı?" Hakikaten bize her şeyi çok erken anlatmışlar. Hoşça kal Zeze, hoşça kal çocukluğum.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022229,4bin okunma
Reklam
Sınavda olan sen değilsin: benim, dedim. Eğer değerlendirecek kişi bensem sen her türlü o sınavdan geçtin, yeter ki benimle ol, dedin. Sana çok güveniyorum ama kendime... Dalgın biriyim, takıntılarım var, biraz da sinirliyim, ayrıca uykusuz ve dengesiz... Hepsi kabulüm, her şeyinle kabulümsün. Kötü diye saydığın şeyler bile sende çok güzel, dedin. Ben seni hakedecek ne yaptım?
27 Mart Çarşamba, saat 12:31. Ameliyattasın, yanında olamadığım için çok üzgünüm ama seni beklediğimi biliyorsun. Stresliydin, elimi bırakma dedin. Aramızdaki ilişki neye evrilirse evrilsin ihtiyaç duyduğun her an elim elinde, başım omzunda olacak. Sen de öyle yapardın, sen de öyle yaptın.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O gün bana seni seviyorum dediğinde kaçırdığım gözlerime bakarak "belki bu son görüşün, hâlâ ben de demiyorsun."demiştin. Sonra güldün, şaka yaptığını söyledin ama çok haklıydın. Korkularım yüzünden ömür boyu duvarların arkasına saklanamazdım. Ve eminim ki pişmanlık tüm korkulardan daha acı verici. Biliyorum, dengesiz biriyim ama ben neden yaptım değil iyi ki yaptım demek istiyorum.
Sen benim şansımsın. Birinin gözlerine çekinmeden, kaygı duymadan bakabilmek ne büyük lütuf.
Reklam
Hislerimi tartarken şeyi çok düşündüm: Bir insan herkesin yanında sakin kalıp bir kişinin yanında heycanlanıyorsa mı işte bu'dur, yoksa herkesin yanında gerilip bir kişinin yanında dünyanın en şımarık, en rahat, en çocuk insanı oluyorsa mı işte bu'dur? Sonuç olarak bu sorunun kişiden kişiye değişebileceğine kanaat getirdim ama bildiğim tek bir şey var ki sana karşı aynaya bakarken bile olmadığım kadar rahatım. Duvarların arkasına saklanmış, karanlığın ardına ruhunu hapsetmiş çocukluğum sana karşı heyecanla son umut ışığını bekliyor.
Hayatım boyunca yalnız karanlığı şaibeli kalabalığa tercih ettim. Sana öylesine alıştım ki bu kadar mutlu olmak beni en küçük hücreme kadar korkutuyor. Ama sen... Sen yalnız karanlıkta da, şaibeli kalabalıkta da bırakma elimi.
O gün sana "Mutlu olmayı haketmediğimi düşününüyorum, gülerken vicdan azabı çekiyorum." dediğimde beni gözümü kör edecek ışığa itmek yerine sığındığım karanlıkta elimi tutacağını söylediğin için sana sımsıkı sarılmak istedim.
Mervenur Yılmaz tekrar paylaştı.
O kadar çok yoruldum ki... Asırlarca uyusam ne yorgunluğum diner ne de azalır sancım. Kalbim çok yoruldu, parmak uçlarıma kadar yoruldum. Öylesine hoyrat; tarifi imkansız bir döngünün içindeyim ki ruhum sıkıştığı yerden kurtulmaya bile çabalamıyor artık. Mücadele ettikçe başka bir çamura saplanıyorum. O mücadeleci küçük kız katrana bulanmış kanatlarını kabullendi; saklandığı kuyudan çıkamaz artık. Canını yakan bu acı belki de en güvenli limanı. Acıyı sevmek olur mu? Hayır sevmiyorum acıyı ama karanlığı belirsizliğe tercih ediyorum. Çünkü çok yoruldum. Biliyorum sen de çok yoruldun. Sana bunları yaşattığım ve sözümü tutamadığım için çok üzgünüm. Saklan küçüğüm, saklan. Seni koruyamadım.
Biri geldi. Onu itmeme rağmen karanlığıma ortak oldu. Tüm korkularımı, tabularımı, yenilgilerimi sırtlandı. Yıllarca ördüğüm duvarların arkasından buruk bir gülümsemeyle izliyorum onu. Keşke bu kadar yorgun olmasaydım, keşke biraz olsun güzel günlere inancım olsaydı da beraber yıksaydık o duvarları. Biri geldi, iyi ki geldi. Şayet kalbimin yerini bulabilseydim bu dünya üzerinde "İşte bu..." diyeceğim tek kişi sen olurdun. Biri geldi; Hoşgeldin.
Reklam
O gülünce içim şenlenir. Nerede ara vermişsem oradan yapışırım yaşama.
Kendi durumunu kavrama noktasına erişmek, özgür bir varlık olmaktır!
Her sabah uyandığında aynı şeyleri yapabilmek, özgürlüktür!
İnsanlar özgür olarak doğar ama her yerde zincire vurulmuş olarak yaşarlar. Jacques Rousseau
204 syf.
·
Puan vermedi
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne
8.9/10 · 38,9bin okunma
"Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!" "Peki, sen ne görüyorsun bakalım?" "İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
264 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.