Şu bazi insanlarin, hava -su gibi yazmayi da ihtiyac gordukleri, uc bes satir karalarken keyif aldiklari, sadece kahve ictikleri- ki kahve dedigin sade olur ne oyle sekerli, kremalı,sütlü vs-, bir sigara yaktıkları, paralari bittiginde rehin olarak paltolarini verdikleri, bunaldikca uzun yuruyuslere ciktiklari, tesadufen insanlarla tanisip genis sohbetler yaptiklari detayları anlatan kitaplara nedense bir bayiliyorum.Keşke günümüzde de cebinde kagit kalem tasiyan, arada da olsa bir seyler karalayan, hadi bu olmasa da bari okumayi hava-su gibi gorup yaninda ekseriyetle bir kitap ya da dergi tasiyan, sade kahve icen ve fikir dunyasi gelismis daha çok insan olsa...
Ve elbet paltolarini rehin vermese de güzel paltolu, şişme montlu ya da peluş montlu degil sanki.