Bizi gökyüzünü seyre dalan bir böcekle mukayese edebilirim. Böcek başını kaldırıp gökyüzüne bakar ve, 'Şu bitki sapıma tırmanayım. Oradan yıldızlara yetişebilirim gibi gözüküyor' der. Sabahtan akşama dek tırmanır. Sonunda en yukarı çıktığındaysa tüm çabalarının beyhude olduğunu fark eder. Zemin sadece birkaç adım altındadır. Ama gökyüzündeki yıldıza hala işe başladığı anki konumu kadar uzaktır. Üstelik artık daha yukarı tırmanmasını sağlayacak bir yol da yoktur. İnancını kaybeder. Kainatın sonsuz büyüklüğü karşısında hiçbir şey yapamayacağını idrak eder. Böylece tüm umudunu ve mutluluğunu sonsuza dek yitirmiş olur."