Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Wenda

408 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Seri kitaplara olan önyargımı yıkmak için başladığın romandır. ara vererek okudum maalesef ama her başladığımda nerede kaldığımı hiç ara vermemiş gibi devam ettiğimi fark ettim. Tatlı bir heyecanı vardı; sıkıldığımdan mı yoksa cidden sürüklediği için mi bilmiyorum bi sonraki cümleleri okuma isteği oldu..(çok direndim okumamak için) Ve filme uyarlanan romanları genelde pekiştirmek adına sevmişimdir ama bu seri bir kitap ve merak da ediyorum doğrusu filmi. İzlemediğim için şimdiye kadar şanslıyım ki eğer izleseydim eminim okumazdım romanı.. Tuhaf bi ilkem vardır; önce roman, sonra film...
Labirent: Ölümcül Kaçış
Labirent: Ölümcül KaçışJames Dashner · Pegasus Yayınları · 20149,8bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Hiç Japon Edebiyatı okumamış olmam ve çok beğendiğim kapak tasarımı sayesinde yakın bi arkadaşımdan ödünç aldığım Yengeç Konserveleme Gemisi kitabını bi solukta bitirdim. Eser neredeyse 100 yıl öncesine ait bir proletarya edebiyatı örneği. Japonya’dan çok uzakta, sefil şartlar altında yok pahasına gaddarca çalıştırılan fakir balıkçılar ve onlar üzerinden zenginliklerine zenginlik katan patronların ilişkisi anlatılarak kapitalizme eleştiri yapıyor kitap. Biraz da yengeç yakalanılan yerin Rus topraklarına çok yakın olması vasıtasıyla Komünizm’e güzelleme var. Kitabın konusu ve akışında çok fazla tekrara düşmek dışında sıkıntı yok. Fakat çeviri ilk defa şahit olduğum bir tarzda yapılmış. Çevirmen her ne kadar amacını önsözde dile getirse de bu tarz bir çevirinin kitabın duygusunu iletmede engel teşkil ettiği kanısındayım. Bir sürü Japon balıkçı kah Ankaralı kah Çorumlu şivesiyle konuşturulmuş. Böyle olmasa daha fazla tat alabilirdim gibi hissediyorum. Yaptığım bu yorumları ilginç bulanlar için vakit kaybı olmayacak bir eser.
Yengeç Konserveleme Gemisi
Yengeç Konserveleme GemisiKobayaşi Takici · Ayrıntı Yayınları · 2018337 okunma
206 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Bu sefer lafa direkt gireceğim. Okuduğum en iyi 5 kitap listesi çıkarsam tereddütsüz bu romanı eklerim. Jack London'un olağanüstü tasvirleri, film tadındaki anlatısı, yaptığı psikolojik ve sosyolojik çözümlemeleri, kitap tam bitti derken bir anda heyecanı doruğa çıkaran vurucu finali, kısacası herşeyiyle çok iyi bir romandı. Vahşi kuzey topraklarında doğup gaddarca ve doğanın kanunlarıyla eğitilmiş olan kurt-köpek kırması Beyaz Diş'in sıcak güney topraklarında son bulan ihtişamlı hayatı anlatılıyor romanda. Aynı zamanda hayatımızın ne kadar da hayvanlarınkine benzediği... Bu romanı mutlaka okuyun.
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Elips Kitap · 200776,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
65 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Belirli bir kesim tarafından göklere çıkartılan, Türk edebiyatının nostaljik prensesi olarak bilinen Tezer Özlü'nün çocukluğundan itibaren yaşadığı anıları ve zihninde kalanları anlattığı Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabını bitirdim. Bahsedildiği kadar cesur ve açık sözlü bir yazar. Defalarca intihara kalkıştığı, elektroşok tedavisiyle birlikte geçen akıl hastanesi yılları yazarın kimliğini oluşturmuş sanki. 65 sayfalık çok kısa bir roman olmasına rağmen düzensiz devam eden akış sebebiyle ben çok beğenmedim eseri. Arada güzel betimlemeler ve tespitler olsa da okumadan önce kafamda çizdiğim portre bu değildi yazar için. Cesur ve aykırı olanın çok değerli olduğu yanılgısından kaynaklanıyor sanırım bu kadar fazla övgü.
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,5bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Sevdiğim türlerin başında gelen bilimkurgunun yaratıcılarından biri olan Jules Verne benim de favori yazarlarımın başında geliyor. Çocukluk dönemimde kitap okumayı sevmeme en fazla katkı yapmış olan iki yazardan biri kendisi. Denizler Altında 20000 Fersah, Balonla 5 Hafta, Dünya’nın Merkezine Yolculuk, İki Yıl Okul Tatili gibi kitaplarını okurken hissettiğim o çocukça heyecanları hala ara sıra duyumsuyorum. 50 sayfalık bu çok kısa hikayesi ise sonradan yayınlanan eserlerinden biri. Açıkçası bu kitaptan hiç tat alamadım. Hatta yazarını bilmeseydim kimse bana bu kitabın Jules Verne’e ait olduğuna inandıramazdı. Kibirinden dolayı yaşantısı çıkmaza giren çok maharetli bir saat ustası anlatılmış eserde. Ama cümleler çok yavan ve hikaye örgüsü çok kopuk, birçok kez de tekrara düşüyor. Jules Verne’i özleyenlere ya da merak edenlere yukarıda yazdığım diğer kitaplarından birini okumalarını tavsiye ediyorum. Burdan kendime de tavsiye ediyorum çünkü tekrarlanması gereken bi mutluluk bir heyecan var içlerinde..
Zacharius Usta
Zacharius UstaJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,6bin okunma
Reklam
184 syf.
·
Puan vermedi
·
13 saatte okudu
Arada tanıtımların sahteciliğine kapılıp yanlış kitap seçimleri yapıyorum. Okumamama rağmen ilk kitabı Kafes'in iyi bir kitap olduğunu duymuştum. İkinci kitabı Gölün Dibindeki Ev'i ise harika kapak tasarımıyla da gönlümü kazanınca satın aldım. Ama tamamen vakit kaybıydı. İki ergenin başından geçen kısa süreli bir macera, tamamen sayfa dolsun mantığıyla oluşturulmuş boş diyaloglar ve tutarsız bir kurgudan ibaret bu kitabı siz de benim gibi yanılıp satın almayın derim.
Gölün Dibindeki Ev
Gölün Dibindeki EvJosh Malerman · İthaki Yayınları · 20172,888 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bazı kitapları günlük yaşantımızdan etkilendiklerimizden bağımsız ve tarafsız olarak yorumlamak çok zor oluyor. Yeni bitirdiğim Muz Sesleri kitabı da bunlardan biri oldu benim için. Çok iyi ve merak uyandıran bir girişten sonra kitabın temposunun düştüğü bölümler geldi, hayran olduğum betimlemeleri aşırı derecede zorlama ve saçma betimlemeler takip etti, bir karakterin yaşadığı hikaye zirve yaparken bir anda başka bir karakterin sıradan ve hatta kitapla ilgisiz bölümü takip etti. Ben de kendi hayatımda bir gün düğüne, bir gün hastaneye, bir gün denize sonra yine hastaneye derken kitaptaki dalgalanma gibi savrulmaktaydım -ki ilk defa 2 alıntı yapmamın sebebi de bu. Hatta kitaba adını veren ve başlı başına üzerine düşünülmesi gereken başka bir konu olan ‘muz sesleri’ çağrışımını yaratabilecek 3 öbek ham muzla da fotoğraf çekecektim ki yorgunluktan aklımdan çıktı burada paylaşamayacağım. - Şimdi sakin kafayla düşününce altını çizecek çok fazla satırın olduğu, Beyrut’u, sevgiyi, Ortadoğulu olmayı, burnu havada bazı Batılıları ve savaşı çok iyi anlatan bölümlerin olduğu ama birkaç gereksiz karakter sebebiyle bütünlüğü yakalayamamış ve birkaç abartı betimleme sebebiyle yer yer samimiliğini yitiren bir eser olarak yorumlayabilirim. Fakat herşeye rağmen çok güzel bir tat bıraktı bende eser. Başka kitaplarını da okuyacağım Ece Temelkuran’ın. Sağlam bir yazar olduğunu düşünüyor ve çok daha başarılı kitaplar yazmış olduğuna(başka bir eserini okumadım henüz) ya da yazacağına inanıyorum.
Muz Sesleri
Muz SesleriEce Temelkuran · Can Yayınları · 20212,001 okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Usta yazar Orhan Kemal'in kendi mahpus günlerinden de izler taşıyan kısa ama derin 72. Koğuş öyküsünü bitirdim. Gerçekçi dili sayesinde bir solukta okunan bu öykü bitik insanların ne kadar alçalabileceğini ve şerefe, haysiyete önem veren insanların şartlar ne olursa nasıl bu erdemlerini koruyabileceğini 100 sayfadan bile kısa olan bu öyküde yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Orhan Kemal karakterleri ve onların içinde bulunduğu hissiyatı okura o kadar yoğun bir şekilde yansıtıyor ki; karnım tokken okuduğum, aylar sonra sıcak bir tencere kuru fasulye yeme sahnesinde burnuma yemeğin kokusunun geldiğini söyleyebilirim.
72. Koğuş
72. KoğuşOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,5bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Tol ve Har gibi efsane olduğu bahsedilen ilk iki romanını okumadan 3. romanı olan Merhume’yi bitirdim Uyurkulak’ın. Favori yazarlarımın arasındaki yerini aldı. Detaycı, çok ince düşünen, hikaye ve olay örgüsüne çok önem veren, kelime kullanımında usta ve okuyucusuna değer veren bir yazar olduğu hemen anlaşılıyor. Kitapta öylesine yazılmış bir satır bile yok diye düşünüyorum. Bu roman özelinde konuşacak olursam çok fazla karakter olması kitabın içine girmemi biraz geciktirdi. Ama en sonunda o kişiler ve yaşadıkları olaylar öyle bir birleşiyor ki kurguya hayran kalıyorsunuz. Yazarın hassas konularda ve hassas kişilerle ilgili birçok kişinin rahatsız edici bulabileceği cümleleri de var. Hatta bazı yerlerde eleştirileri çok ağırlaşıyor ama ben fikirlerden korkmadığım için okurken gerilmedim. Kitaptaki karakterlerden Davut, Şerbet ve Şevket’in yeni hikayeleri gelirse de hemen satın alıp okuyacağımı düşünüyorum. Bu kitabın ana karakterleri olan Alper Kenan ve Evren Tunga(Alper Tunga ve Kenan Evren ilişkisini hemen çözmüşsünüzdür) daha ön planda olmasına rağmen ilk saydığım 3 karakterin yer aldığı bölümlerden çok fazla zevk aldığımı belirtmeliyim. Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum, ben de Tol ve Har’ı okumayı iple çekiyorum.
Merhume
MerhumeMurat Uyurkulak · April Yayıncılık · 2017544 okunma
202 syf.
·
Puan vermedi
İlköğretim okulları için 100 temel eserden biri olan Rıfat Ilgaz’ın Halime Kaptan kitabını bitirdim. Çocukken de okumuştum ama kitapları birden fazla okumanın her seferinde farklı bir tat bıraktığını da bildiğim için yeniden okumak istedim. Şahsi düşüncem Cumhuriyet dönemi yazarlarımızın anlatım tadının başka hiçbir dönemde tekrarlanmadığı. Sait Faik, Yaşar Kemal, Orhan Kemal ve diğer Cumhuriyet dönemi yazarları gibi Rıfat Ilgaz’ın da dimağda bıraktığı tat harika. Hababam Sınıfı serisinden komedi ustalığını bildiğimiz Rıfat Ilgaz bu romanda masalsı ve şairane anlatımını da ön plana çıkarmış. Karadeniz kıyısında kadın başına devrin zorluklarına göğüs geren ve Kuvayı Milliye hareketine büyük bir destek veren Halime Kaptan’ın öyküsünün anlatıldığı bu eseri beğeneceğinize eminim. Tek eleştirim(ki kitapla ilgili birçok kişinin genel eleştirisi bu) çok fazla denizcilik terimi içermesi.
Halime Kaptan
Halime KaptanRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 20203,787 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kısa bir novella olan bu eser anne ve babasını bir trafik kazasında kaybeden bir genç kız ve kardeşinin değişen hayatını anlatıyor. Çevirisi çok başarılı ve çok akıcı bir kitap. 2-3 sayfalık kısa bölümlerle ilerliyor hikaye ve merak kitap boyunca eksik kalmıyor. Suça meyleden ve hayatı aniden değişen bir kızın düşüncelerini nesnel bir dille anlatmayı başarmış yazar. Çok etkileyici bir kitap diyemeyeceğim, müstehcen sayfalar da var kitapta ama kısa bir yolculukta size eşlik edip farklı bir hayata komşu olmanıza yardımcı olabilir.
Lümpen Roman
Lümpen RomanRoberto Bolano · Can Yayınları · 201672 okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Mine Söğüt’ün Beş Sevim Apartmanı - Rüya Tabirli Cinperi Yalanları adlı kitabını bitirdim. Kitabı çok sevdim. İçinde birbirinden ilginç, bazen ürkütücü bazen can çektiren cin ve peri hikayeleri, masallar, fantastik anlatılar var. Hikayeler birbirinden bağımsız değil, anlam bütünlüğü içinde ilerliyor hepsi. Hikaye içinde hikaye, masal içinde masal var da diyebiliriz. Aslında her bir hikayenin de günlük yaşantımızla bağlantılı dokunaklı ve düşündürücü yanları var. Temelde kötü bir çocukluk yaşamış Psikiyatr Doktor Samimi’nin 5 akıl hastasını, 5 katlı Beş Sevim Apartmanı’na kapatması anlatılıyor. Ama her bir hastanın hem kendi cinli perili dünyalarında inandıkları hem de gerçek hikayeleri bölüm bölüm aktarılarak yapılıyor bu. Bir de kitaba ismini veren apartmanın adının nereden geldiğinin anlatıldığı bölüm var ki benim en sevdiğim kısım aynı zamanda. Bu özgün eseri en kısa sürede okumanızı tavsiye ediyorum.
Beş Sevim Apartmanı
Beş Sevim ApartmanıMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20196,6bin okunma
299 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Benim gözümde bugüne kadar yayınlanmış Türk dizileri içinde tartışmasız bir numara olan Behzat Ç.’nin okuyunca bitecek diye bir türlü başlamadığım kitaplarına dün başlayıp bugün bitirdim. Normalde 2 ayrı kitap olan bu seri 10. yıl özel baskısı ile bir araya getirilmiş. Yayınlandığı dönemde gerek oyunculukları gerekse korkusuz senaryosu ile dönemin Türkiye’sini çok başarılı bir şekilde ortaya koyan diziyi baştan sona izledim. Kitap ise o kadar akıcı ki sanki dizi izlemiş gibi oluyor insan. Emrah Serbes o kadar bizden karakterler yaratıp o kadar yalın bir dille onları sunuyor ki insan okurken sanki Cinayet Büro’da mesai yapıyormuş gibi hissediyor. Kitaplar dizi ile birçok noktada benzerlik gösterse de farklı olduğu noktalar da var. Mesela Her Temas İz Bırakır isimli 300 sayfalık ilk kitap dizide sadece 1. bölümde anlatılmıştı. Ayrıca dizide olan bazı karakterler kitapta, kitaptaki bazı karakterler de dizide yok. Gerek bugüne kadar hiç izlemeyip okumayanlar, gerekse de özleyenler için bir çırpıda okunacak muazzam bir polisiye. Ya da Kızılay’ı, Sakarya’yı, Konur Sokak’ı, 19 Mayıs Stadyumu’nu, Tunalı Hilmi’yi, Kuğulu Park’ı kısacası Ankara’yı özleyenler için...
Her Temas İz Bırakır
Her Temas İz BırakırEmrah Serbes · İletişim Yayınları · 20215bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Çocukluğumun favori yazarlarından olan macera ustası Jules Verne'i yıllar sonra bilimkurgu tarzındaki bu kitabıyla tekrar okudum. Kitap kendine has bir üslubu olan 90 sayfalık kısa bir novella. Hayali bir kent olan Quiquendone'u anlatırken ilginç bir yaşam tarzı olan kent sakinlerini hicvediyor. Aynı zamanda halkın öfke nöbetlerine tutulmasına sebebiyet veren Doktor Ox ile de bilimin kötü ellerde nelere yol açabileceğine ışık tutuyor. Mizahi bir dille yazılmış olan ve bir oturuşta bitirilebilecek bu kitabı başta Jules Verne'i özleyenler olmak üzere herkese tavsiye ederim.
Doktor Ox'un Deneyi
Doktor Ox'un DeneyiJules Verne · İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,1bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Savaş karşıtı birçok kitap okudum ama çoğu cephedekilerin yaşadıkları ile alakalıydı. Cengiz Aytmatov'un bu muazzam eserinde ise cepheye gidenlerin geride bırakmak zorunda kaldıkları ailelerinin neler yaşadığı anlatılıyor. Dil o kadar sade ve gerçekçi ki, hikaye o kadar yalın ve acıklı ki bu kısa sayılabilecek kitapta kaç kez gözlerim doldu, kaç kez duygularım coştu hatırlamıyorum. 2. Dünya Savaşı'nın geçimini topraktan sağlayan Tolgonay ve köylülerini nasıl etkilediğinin hikayesini okudukça savaş denen illetin her çağda nasıl yıkımlara sebebiyet verdiğini görmek beni yine derinden üzdü. Bir de buğday o kadar saygı görüyor ki kitapta, o kadar güzel anlatılmış ki, resimdeki gibi anca tam buğday yazan katkılı market ürünlerinde sahteleriyle avunduğumuz bu insanlığın en önemli tarım ürününe muhakkak daha fazla sahip çıkılması gerektiğini düşünüyor insan.
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,4bin okunma
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.