Seçmek , düpedüz sağliksiz da olabilir .Özellikle zor bir seçim yapıyorsak ,bu bizi strese ve fiziksel bir hastalığa kadar götürebilir .Tam da böyle bir durumdan kaynaklanan ülserler,ölümcül bile olabilir. Birçok nevroz , kararsızlıklar yüzünden şiddetlenebilir.Bu gibi hastalıklara neden olan streslerin şiddeti kişiden kişiye degişse de , bunların hepimizin başina gelebileceği kuşkusuzdur . Ayrıca , bir karara varmak la da iş bitmez. Bircoğumuz , doğru karara varıp varmadığımızı düşünür ve durumu yeniden ele alırız.Bu açmaz yüzünden bu kez de başka bir stresle karşı karşıya kalırız; çünkü bize, taraf değiştirmenin kötü olduğu ve güçlü bir insanın verdiği kararda direnmesi gerektiği öğretilmiştir.Ayrica hoşnutsuzluğumuza rağmen ,sırf yeni bir stresten kaçinmak için yaptığımız seçime bağli kaldığımız da çok olur. Neden bütün bunlar? Kararlar ve seçimlerin, doğru tarafta yer almanın, geleceğimiz , mutluluğumuz , servetinin ve gücümüz üzerinde kritik rol oynadığını öğrenmişizdir de ondan .
Cinsel rolün temelden öğrenildiğini vurgulamak gerekir.Bize hangi roller öğretiliyorsa , onları öğreniriz.Hepimizde erkeklik hormonu androjen ile kadınlık hormonu östrojenin bir bileşimi bulunduğundan , biyolojik açıdan karşı cinsle psikolojik duvarlarla ördüğümüz cinsel kimliğimizin izin verdiğinden çok daha fazla ortak yanımız vardır aslında .Bir anlamda , cinsel açıdan birbirmize taban tabana zıt değiliz. " Karşı cins" terimi kadar yanlış bir deyim olamaz.
Bir ölüyü ve ölümsüz aşkı hissetti; ruhunda bir şey kırıldı ve o görünmez kadını cisimsiz olarak ,tutkuyla düşündü; tıpkı uzaklardaki bir müziği hatırlar gibi