Nesneler, yarı yolda duraklayan, kendilerini ve düşünmek istediklerini unutan, öylece kalıveren, kendini aşan bir anlamcıkla bir o yana bir bu yana giden düşüncelerdi sanki. Bu anlamak canımı sıkıyordu, onu kavrıyordum, kapıya abanmış durumda yüz yıl kalsam sonuç değişmeyecekti; varoluşla ilgili edinebileceğim bütün bilgiyi öğrenmiştim. Ayrıldım, otele döndüm, yazdım işte.