Yıl milattan sonra 2024' ü ve caddeler hâlâ çıkmaz sokakları gösteren tabelelarla doluydu. İnsanlık duvarları aşmaya çalışıyordu duvarın ardında olduğu söylenen insanlık için; duvarlara şöyle yazılmıştı:
" İnsanlık bu duvarın arkasında."
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi
Daha önceki mektuplarımda hep güzel şeylerden bahsetmiştim. Ama sizi gerçekten yanımda görmek istiyorsam, benim de size
kaybolduğum yerleri anlatmam gerekir.
Pantolunun toza bulansa rahat duramaz silkelersin hele ki kıymetli gördüğüne inandığın bir makam ya da bir topluluğun içine girerken ; ama ne garip en güzel en temiz hislerden çıkan o en temiz kelimeleri toza bulandırmış olmak rahatsız etmiyor seni; neden mi ? Kör bir topluluğun içinde varlık savaşı veriyorsun da ondan ama nasıl bir varlık bu ? Onlara ben de körüm sizler gibi lütfen inanın bana diye yalvararak.
"Koca bir hayatı, el kadar telefona hapsolarak yaşadılar."
Belki gelecekte bir yazar bizim zamanımızdan bahsederken böyle bir giriş cümlesiyle başlayacak kitabına.