Beren Sayar

Beren Sayar
@SayarBeren
13 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Barış
Kanaması bir türlü geçmeyen yaranın iyileşmesi kolay olmazdı. Tüm geçmiş, yaşananlar, acılar bir anda unutulamazdı. Sıkamazdı o eli. Kabul edemezdi yenilgiyi. Mağlubiyet miydi peki bu? İnsanın geçmişini affedip geleceğine sarılması kadar güzel bir galibiyet olur muydu hiç?
Sayfa 176 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Beren Sayar tekrar paylaştı.
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Boğazıma bir yumruk
Sonunda bitirdim kitabı. Tamamen dağılmış hissediyorum. Çok ağır geldi bütün bu hikayeler, bütün bu acılar ve son sahne... Kitaptaki her şey çok ağır! Bir insanın kaldıramayacağı kadar çok fazla dozda ağır ve acı dolu... Bir tek insan 6 yaşından itibaren hayatı boyunca hep kötü şeyler mi yaşar? Bu kadar çok kötü kader bir insanın başına gerçekten gelebilir mi? İnsanı başka bir ruh haline geçiriyor. Boğazıma sert bir yumruk oturdu özellikle dün ve bugün, bir türlü çıkmıyor. Ağlattı beni! Ruhumu hicran ve keder sardı! İçim huun oldu annemin tabiri ile. Çok duygusallaştırıyor bu roman insanı. Çok fazla ve kelimelerle anlatamadığım kadar çok duygusallaştırıyor. Darmadağın oldum. Hem de ağladım boğazım yumruk yutmuş gibi, nefes alamadım. Çok ama çok iyi!!!
Son Ki Üç Dört
Son Ki Üç DörtEmre Gürcan · Destek Yayınları · 201934 okunma
Beren Sayar
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
Ve Sen Kuş Olur GidersinTarık Tufan
8.3/10 · 8,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Beren Sayar tekrar paylaştı.
Terör
Her şeye karşıdır terör. Kadına, erkeğe, çocuklara, hayata... En çok da huzura, mutluluğa... Müziğe bile karşıdır terör. Güzel olan ne varsa işte... Kimini sokakta, kimini camide yakalar. Ama güzel olan ne varsa eninde sonunda gelir bulur. İşte o an seni vurur. Ardına bile bakmadan...
Sayfa 287 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Beren Sayar tekrar paylaştı.
Şehir ışıkları
Ruhu kapkaranlık şehrin çılgın ışıkları delice kışkırtmıştı her zaman Murat’ı. Aklını çelmek istercesine... Evet... Bu şehir deliydi. Belli...
Sayfa 9 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Son Ki Üç Dört
Son Ki Üç DörtEmre Gürcan
9.1/10 · 34 okunma
Beren Sayar tekrar paylaştı.
Aydınlık bir gelecek
“Unutmaya çalıştığın geçmiş en dişli rakibin olursa eğer, ondan asla kaçamazsın. İki seçeneğin vardır: Barışmak ya da savaşmak...” Murat’ın savaşı yeni başlıyordu. Barışmak için savaşmak... Kazanmak için yapması gereken artık tek bir şey vardı. Uzun zamandan beri unuttuğu bir şey... Hayal kurmak... Güzel hayaller... Aydınlık bir gelecek...
Sayfa 50 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Beren Sayar tekrar paylaştı.
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Son ki üç dört… Arka sokakların rapsodisi…
Son ki üç dört… Arka sokakların rapsodisi… Sıcak yaz günlerinde ayaklarımı denize doğru uzatıp hafif, tatlı, eğlenceli, neşeli, kafa yormayan ve kolay okunabilen kitaplar tercih etmişimdir oldum olası. Bu sene de geleneği bozmadan doğru D&R’ın yolunu tuttum. Çok satan ve yeni çıkan kitaplar arasında dolaşırken karşıma çıktı ilk olarak. Ünlü
Son Ki Üç Dört
Son Ki Üç DörtEmre Gürcan · Destek Yayınları · 201934 okunma
Beren Sayar tekrar paylaştı.
giriş
“Her şarkının bir hikâyesi vardır. Her hikâyenin de bir şarkısı... Ama eğer müzik güzelse... Bazen kelimelerin hiçbir anlamı kalmaz.”
Sayfa 4 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Beren Sayar tekrar paylaştı.
intro
Unutmaya çalıştığın geçmiş en dişli rakibin olursa eğer, ondan asla kaçamazsın. İki seçeneğin vardır: Barışmak ya da savaşmak... Ben savaştım! Öfkeme yenik düştüm ve savaştım. “Karanlığın en koyu olduğu zaman, güneşin doğumuna en yakın andır” derler. İşte tam da öyle bir anda biri çıktı karşıma ve dedi ki: “Savaşılacak en büyük düşman öfkedir. Ve öfkeni yenmek için kullanacağın en güçlü silah yeteneklerindir.” O günden sonra öğrendim gitar çalmayı. Telinden çıkan her nota önce ses oldu. Her ses bir nefes, her nefes ise yeni bir dost... Dostluklar birleşti, şarkı oldu. Şarkılar çoğaldı, biz olduk. Aşk olduk, âşık olduk... Müzik olduk. Madem müzik olduk, hadi başlayalım. Son ki üç dört...
Sayfa 7 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Beren Sayar tekrar paylaştı.
Hayalperest
“Ben ünlüyüm zaten” dedi Murat. “Dünyaca ünlü bir hayalperestim.” “Dünyaca ünlü mü?” dedi kız şaşkınlıkla. “Peki, ben neden tanımıyorum seni o zaman?” Aslı’nın güzel yüzünü avuçlarının arasına alıp gülümsedi. “Demek ki... Sen benim dünyamda değilsin.”
Sayfa 30 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Beren Sayar tekrar paylaştı.
Sır Kâtibi
Sır ertelenmiş bilgidir aslında. Zahir olanı herkes görür. Sadece bilmek istemez. Erteler, geciktirir. Oyalar, kendinden saklar. Unutmak ister. İnsanlara ağır gelen gerçeklerdir. Sırlar değil... Bu yüzden gerçekleri sırlaştırırız. Katlanabilmek için... Başa çıkma çabasıdır. Gerçeklerle olduğu gibi baş edilmesi gerekmez sırlarla.
Sayfa 177 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Beren Sayar tekrar paylaştı.
Hicaz taksim
Hicazdan girdi taksime. Sakin, duygusal, ürkek... Duraksaya duraksaya çalıyordu. Arada verdiği eslerde hatırlıyordu yıllar önce âşık olduğu kadını. Yavaş yavaş coşkulanan, arada tekrar yavaşlayıp gönül titreten nağmeler... Bir fırtınayı anlatıyordu. Dalgalar çarpıyordu yüreğine... Arada hafif serpintiler... Huzursuz çalkantılar... Seneler öncesinden gelen bir ezgi... Hiç yaşanmamış bir aşk hikâyesinin asla unutulmayacak anıları...
Sayfa 138 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Beren Sayar tekrar paylaştı.
nefes
Yıllardır âşıktı Murat Aslı’ya. Oysa bir kere görmüştü sadece. Kısacık bir an. Bir nefes alıp verme süresi kadar belki ama asıl önemli olan o nefesi içine nasıl çektiğin değil midir? İzmir’de yolları kesişmişti. Güzel, güneşli bir günde... Murat’ın belki de en güzel günlerini geçirdiği Ege’nin incisinde... Yalı Çapkını’nın kıyılarında...
Sayfa 117 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Beren Sayar tekrar paylaştı.
Türkan
Aldılar içeride... Kayıt kuyut yapılırken aldılar. Cebindeki sigarasını, çakmağını, birkaç kuruş parasını, beyaz ipek mendilini de aldılar. Baba yadigârı tespihini, Zeki Müren’in hediyesi gümüş tabakayı, lacivert kutunun içindeki yüzüğü... Hepsini aldılar. Ayakkabısının bağcıklarını bile aldılar. Ya içeride biri kendini asarsa? Cuntacılara iftira bile atılırdı. Adam astılar diye... Günlerce ifadesi alınmış, sorgusu yapılmış, itiraf etmesi istenmişti. Ne itiraf edecekti ki? Dilinin ucundaki tek itiraf Türkân’ı ne kadar sevdiğiydi. Onu da söylese kendisine ne kalırdı? Başka da bir şey yoktu hayatında, hiç de olmayacaktı. “O türküleri neden söyledin?” diye sordular. Sustu. Öyle soru mu olur?
Sayfa 46 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
2019 OKUMA HEDEFİ
1/6 kitap - %17 tamamlandı
1 kitap okudu
6 kitap
296 sayfa
1 inceleme
2 alıntı
Resim