"Nasıl anlatayım.
Herkes güzel yolllarda, ben adim bile atamamışım gibi. Herkes sevilmiş,
ben hâla sevilmeyi bekliyormuşum gibi.
Saatlerce beklenmesi gereken meydanda herkes oturacak bir yer bulmuş,
bir ben ayakta kalmışım gibi.T
am bahar geldi sanmış çiçek açmışsın
Üzerine karlar yağmış gibi...
Nereye gitmek istiyorum ki.
Nereye gidebilirim ki.
Sürekli gitmek istemek de, bi yerde,
Hiçbir yerde olmak istemek değil mi?
Olabileceğim bir yer kaldı mı?
Hiçbir yerdeyim.
Tezer Özlü
Sevgiyi muhteşem bir iyilikle, yücelikle birlikte düşünmek gibi evrensel bir hatamız var. Oysa bencil bencilce sever. Zalim zalimce. Sevgi asla sevenden daha iyi değildir.Sevenin kendisidir sonuçta insan hep kendini kendine benzeyeni sever
Hassas kimseleri, tavırlarından tanıyorum; bir çiçeğe bakışından, tebessümünden, sesinin yumuşaklığından mesela. Öfkelerinden tanıyorum bir de; içinde zarafet olmayan her şeye kızgınlar. Çünkü hassas kimseler, her türlü kabalığın hasmıdır."
Bana “İnsanlarla ne problemin var?” diye soruyorlar. Ne yalan söyleyeyim; ben hiç menfaatçi antilop görmedim, ben hiç riyakar bir mantis karidesi görmedim, ben hiç yalancı bir orkide görmedim, ben hiç tecavüzcü bir papatya görmedim. Bunların hepsini insanlarda gördüm.
Bukowski