Selver Metin

ben tapınaklardan, sütunlardan, piramitlerden kaçtım. bulmaktan, kaybetmekten, bilmekten kaçtım. kendimden; çölün uçsuz bucaksız, enlemesine ürpertici sessizliğinden, kızgın rüzgârdan kaçtım. duvarlara, kornişlere, pazar yerlerine sığındım. pencere önündeki ölü sineklere, kapı ziline, seslere sığındım. bir kere nil'in suyunu içen kendi ülkesini unutur, derler. nil'den sonra ne bir damla su içtim ne bir pınar düşledim.
Sayfa 14 - nihat'ın münacaatıKitabı okuyor
Reklam
onun kızdığı şeylerden kaçmakla geçti hayatım. öyle yoruldum ki tanrı'm, öyle yoruldum ki. senin eşi benzeri olmayan ülkeni özlüyorum.
Sayfa 12 - nihat'ın münacaatıKitabı okuyor
senin yarattığın ålemi küserek terk ettiğini, geriye buyruk olarak sadece ölümü bıraktığını söylediler.
Sayfa 12 - nihat'ın münacaatıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
dağları yeniden dizsen, göğü yeniden kursan; üzümleri, incirleri, zeytinleri yeniden yeşertsen de bir daha onları asla doyuramayacaksın. nil'in kırbacıyla bahçelerini tarumar etsen, işret meclislerini yerin dibine geçirsen de işe yaramayacak. yerin dibinden seni inkâr etmeye devam edecekler. o kadar uzun sustun ki yalnız seni değil, senden önceki tanrılarını, senden sonraki tanrılarını, seyyahların getirdiği günübirlik tanrıları, evlerin kapılarını süsleyen tanrıları, kayıp çocukların tanrılarını unuttular.
Sayfa 12 - nihat'ın münacaatıKitabı okuyor
şuncacık nil'i şehir mezarlığında yapayalnız bırakıp eve döndüğümüz gün aslı diğer bütün tanrıları elinin tersiyle kenara itti. ben onun kadar zayıf değildim. bütün tanrıları eve çağırdım
Sayfa 11 - nihat'ın münacaatıKitabı okuyor
Reklam
sadakatiyle övündüğün krallar şimdi i̇sfahan'dan, iskenderiye'den gelen kadınlarının ıslak ve günahkâr ağızlarından buyruklar alıyor.
Sayfa 11 - nihat'ın münacaatıKitabı okuyor
tanrı'm, artık bizi savunmalısın. nil kurudu. mağlup ordular, mağlup tanrılarını terk ettiler.
Sayfa 11 - nihat'ın münacaatıKitabı okuyor
bu kadar ayrıntı kalbini yormuyor mu? bak, ne hâle geldin? sustun içine çekildin, çıkabileceğin bir bahçen bile yok. pazarda insanlar cıvıl cıvıl telaşların peşinden koşuyor. sen de benim gibi, üst kattaki ihtiyarın sarkıtacağı küçücük bir sepete muhtaç bir hâlde akşamı bekliyorsun.
Sayfa 10 - nihat'ın münacaatıKitabı okuyor
görüyorsun değil mi tanrı'm? benim sözlerimi inkâr edenler de var. senin acını en iyi ben anlarım. yok sayılmanın acısını.
Sayfa 9 - nihat'ın münacaatıKitabı okuyor
sen yalnızlığı iyi bilirsin. ama bu kadar çok şey bilmek kalbini yormuyor mu? kalbini evet. senin bir kalbin var. sert kayanın güney cephesinde, sadece seni sevmemizi istediğin yazıyor. belki artık bu fikirde değilsin. belki ikiyüzlülüğümüzden bıktın. belki o kaya düşmanlarının bir şakasıydı, gerçekte sevgi filan beklediğin yoktu. bu kadar çok şeye nasıl katlanıyorsun? bildiklerim benim kalbimi yoruyor. aslı'nın bildikleri de kalbimi yorardı. geçmişime dair benim hatırlamadığım şeyler söylerdi. yepyeni, sapasağlam parmaklıklar döşerdi etrafıma. bildiklerimin dışına çıkamıyorum tanrı'm. sen çıkıyorsun sanırım. nereye çıkıyorsun gerçekten? bildiklerini kenara itebiliyor musun? hepsini yani. nil'in dibinde yüzen o minik balıkları, renkli balıkları, anlamsız balıkları kenara itebiliyor musun? ben balıklardan kurtulamıyorum tanrı'm.
Reklam
tek başına savaşmanın ne demek olduğunu görsünler istedim. sizi böyle de dinleyebilirim, dedim onlara. birlikteyken bana huzursuzluk veriyorsunuz. dağılmış, kafası karışık or-dularla savaşın. benim gibi, benim gibi.
bazen merak etmiyor değilim, bütün o yollar, sayfalar, satırlar boyunca avcı mıydım, av mı?
aslı, kim nerede ölürse oranın toprağından yaratılmıştır, derdi. demek ki beni bu korkaklıktan, betonlardan, demirlerden yarattın. kirli pencerelerden, bulanık gökyüzünden. beni bu özensizliğin toprağından yoğururken için burkulmadı mi tanrım?
bu ıslak zeminde, küflü, havasız duvarların arasında korkaklığım ancak bir fareyi besleyebilir.
gözlerimi açtığımda sesler diniyor, bin yıl sürecek savaşlar için doğrulan mızraklar ufukta kayboluyor. güneşe karşı, insanlara karşı, şehre karşı silahlar işe yaramıyor.
Resim