Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

EDAA

Geçmiş, diye düşündü Jenkins. Gereksiz bir şey. Halihazırda yapılacak bir sürü iş varken takılıp kalınması çok aptalca olan bir şey.
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
Belki de dünyalıların beyinlerinin ağır işlemesi ve bulanık olması doğaldır. Belki de biz, evrenin alıklarıyız. İşleri zor tarafından halletmek üzere ayarlandık belki de.
Sayfa 138Kitabı okudu
Bu beğenilme arzusu uğruna insanlar ölmüş, kurban edilmiş, bu arzuya adanan hayatlar yaşamışlardı. Çünkü o olmadan yapayalnız, terk edilmiş, gruptan dışlanmış bir hayvandan başka bir şey değildi insan.
Sayfa 118Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan ırkını binlerce yıl boyunca yekvücut tutan...açlık baskısı nasıl karıncaları sosyal bir kalıp içine hapsetmişse, insan ırkını da tek bir birim halinde alıkoymayı başaran şey, sosyal baskıydı.
Sayfa 118Kitabı okudu
İyi de ben neden henüz doğmamış birisi için bir şeyler yapmak zorunda olayım ki? Diye sordu Joe. Neden kendi hayatımın ötesine de bakmak zorunda kalayım? Öldüğümde ölmüşümdür ve o zaman, bütün o bağrışmalar ve zafer coşkusu, bütün o sancaklar ve borazan sesleri benim için hiçbir şey ifade etmeyecek. Geride çok mu esaslı yoksa çok mu zavallı bir hayat bıraktığımı bile öğrenemeyeceğim.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
"Bıkmıştım," Gözlerini sımsıkı kapamış insanların hata yapışını görmekten sıkılmıştım. Çoktan terk edilmesi gereken köhnemiş bir geleneğin hala ayakta tutulmaya çalışılmasına tanık olmak bıktırmıştı beni.
Aşk alkole benzer, ne kadar iktidarsız ve sarhoş olursanız, kendinizi o kadar güçlü ve akıllı sanırsınız, aynı zamanda da her istediğinizi yapmaya hakkınız olduğunu düşünürsünüz.
İnsanların kötü olma nedeni, belki de sadece acı çekmeleridir, ancak artık acı çekmemeye başladıkları andan, biraz daha iyi olmaya başladıkları ana kadar epey zaman geçer.
Ben artık hiçbir halt düşünmüyorum, deyiverdi sonunda... Hiçbir şey, duydun mu!.. Sadece ölmemeyi düşünüyorum... Bu yeterli... Diyorum ki, kazandığın her gün, kâr hanene yazılmış bir gündür!
İnsanların çoğu ancak son anda ölürler; kimileri ise 20 yıl öncesinden, hatta daha bile erken başlarlar bu işe. Onlar işte dünyanın düşkünleridir.
Reklam
Her alanda, asıl yenilgi, unutmaktır, özellikle de sizi neyin gebertmiş olduğunu unutmak, insanların ne derece hırt olduklarını asla anlayamadan gebermektir. Bizler mezarın önüne geldiğimizde boşuna şaklabanlık yapmaya kalkışmamalıyız, öte yandan, unutmamalıyız da, tek sözcüğünü bile değiştirmeden her şeyi anlatmalıyız. İnsanlarda gördüğümüz ne kadar kokuşmuşluk varsa, hepsini, sonra da yerimizi sıradakine bırakıp, uslu uslu inmeliyiz deliğin içine. Tüm bir yaşamı doldurmaya yetecek bir uğraştır bu.
Her birey, söyleminde toplumsal kökeninin, kendi hikayesinin, deneyimlerinin, girip çıktığı ortamların izlerini taşır. Her insan sesi çoğuldur.
Çünkü ayrıcalığın eylem aracı ne olursa olsun, para, toplumsal güç ya da yasal yetki, sonuç hep aynıdır: Rahat bir yaşam ve her türlü zevkten yararlanma yetkisi. Öteki tarafta payınıza düşen de daima perişanlıktır.
Kendini öldürmek, bir anlamda melodramlarda olduğu gibi içindekini söylemektir. Yaşamın bizi aştığını ya da yaşamı anlamadığımızı söylemektir. Yalnızca "çabalamaya değmez" demektir kendini öldürmek.
Kurt insanın yüreğindedir. Yürekte aramak gerekir onu. Yaşam karşısında uyanıklıktan ışık dışına kaçışa götüren bu ölümcül oyunu izlemek ve anlamak gerekir.
703 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.