Önüne kesin bir hedef koyan her insan gibi, canlı ve hatta daha azimli biri olup çıkıvermişti; ne istediğini ve bunun için neler yapması gerektiğini biliyordu.
Sesli dinlemek icin youtube kanalimiza bakabilirsinizKitabı okudu
Açlıkla bir vitrini seyreden birinin bakışları beni kahreder,bir köpeğin neşeyle sıçrayışı büyüleyebilir.Bir anda her şeyi görmeye başladım,artık hiçbir şey sıradan değil benim için ...
“Ne var ki kaderin tüm beklentilerimi yerine getirmesi ve benim de bunun ötesinde hiçbir şey talep etmeyişim bir alışkanlık haline geldiğinden bu hal giderek yaşamımda bir heyecan eksikliğine ve cansızlaşmaya yol açtı. O dönemde bazı yarı farkındalık anlarında bilincine tam varmadan içimde özlemini çektiğim şey arzulardan ziyade, arzulama arzusuydu; daha güçlü, daha bağımsız, daha tutkulu, daha doyumsuz istek duyma, daha yoğun yaşama, belki de acı çekme ihtiyacıydı. Fazlasıyla aklı başında bir yöntemle varoluşumdan bütün çelişkileri uzaklaştırmıştım ve bu çelişki yokluğu canlılığımı söndürüyordu. İsteklerimin giderek daha da azaldığını ve zayıfladığını, duygularıma bir tür donukluğun yerleştiğini görüyordum; belki de en iyisi şöyle ifade edecek olursam, bir tür ruhsal iktidarsızlık ve yaşamda tutkuyla yer alabilme yetersizliği hissettiğimi söyleyebilirim.”
...o macerayı hâlâ ateşli bir tutkuyla yeni baştan yaşıyorum...
Fakat bir kez daha hissediyorum ki, bir ara vermeliyim, çünkü tek bir sözcüğün bile ne kadar çok anlama gelebileceğini,nasıl zıt yönlere çekilebileceğini fark edince korkuyorum.
O geceden arkadaşlarımdan hiçbirine söz etmedim ;içimin bir zamanlar ne kadar ölü olduğunu asla bilemediler ,şimdi nasıl çiçek açtığımı da asla anlamayacaklar.