Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Ahmet
Ahmet
@Severus_
İstanbul
37 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Dehşet! Evet pandemiyi yaşadığımız şu günlerde okunabilecek en iyi kitaplardan biri Kızıl Veba… tıpkı Camus’un Veba kitabı gibi.
İnsanın aslında ne kadar vahşi bir yaratık olduğunu çok güzel anlatan bu kitapta en iyi huylu ve kibar kişilerin bile şartlara göre nasıl bir canavara, katile ve hırsıza dönüşebileceğini gözler önüne seriyor.
Jack
Ne denir bilemiyorum... O kadar fazla duygu ve olayı bir arada yaşıyorsunuz ki seriyi bitirince. Yazarın da size, bunu yaşatmak istediğinden neredeyse emin oluyorsunuz aynı zamanda.
Sekiz kitaplık epik bir macera ve hatta yolculuk son bulurken siz de içinizde hem umutsuzluk hem umut, hem hüzün hem de mutluluk duyarken seriyi bitirmiş olmanın hazzını, bir daha Gileadlı Rolland, Orta Dünyalı Oy, New Yorklu Eddie - Susannah ve Jack’i bir daha göremeyecek olmanın hüznünü yaşıyorsunuz adeta. Karakterler sanki sizin de yol arkadaşınız olmuş gibi acı veriyor onlardan ayrılmak.
Uzun günler ve hoş geceler Silahşor Arkadaşlarım. Yolculuk için teşekkürler derim!
Kuzey coğrafyasını çok iyi bilen oralarda yaşamış olan London, Alaska ve çevresinde geçen bu hikayesinde o coğrafyanın acımasız soğuğunu ve yaşam döngüsünü pek çok kitabında olduğu gibi burada da bizlerle buluşturmuş. Amerika'da sömürgeciliğin genel sonucu olarak ortaya çıkan 1800'lü yılların sonundaki karmaşık etnik ve sosyal yapının da gözler önüne konduğu eser genel bağlamda da sizlere ilginç bilgiler sunacak. O yüzden okurken en arka sayfalarda bulunan notlara da bakmanızı öneririm.
Kitapta Naas ve Unga karakterlerinin aşk ve nefret içerisinde süregelen ilişkilerinin meydana getirdiği şaşırtıcı bir hikayeyle karşılaşıyoruz. Bu iki karakter ve kabileleri küçücük adalarında dünyayla alakaları olmadan yaşarken davetsiz gelen bir grup misafir ikilinin tüm hayatlarını değiştirecektir. İlk sayfalarda ne Naas ne de Unga'dan haberimiz olsa da kitabın sömürgecilik, altın arayışı ve bir ihanete doğru sürükleneceğini az buçuk anlayabiliyoruz. Naas'ın saplantılı aşkına ve arayışına bu arada da inanılmaz sabır ve azmine şahit olurken olayların sonunda gelinen noktada ise adalet duygumuz bir sınava çekiliyor adeta.
Malemute Kid'in de dediği gibi:
Aklımızın alamayacağı bazı şeyler vardır. Adalet duygumuzu aşan şeyler. Bu işin doğrusunu yanlışını biz söyleyemeyiz, bizim yargımız burada işlemez.
Okur Takip Önerileri
H. G. Wells ile Doktor Moreau'nun Adası kitabıyla tanıştım o da Zaman Makinesi kitabı gibi zamanının çok ötesinde ve kendinden sonrakiler tarafından bolca örnek alındığından konu olarak size tanıdık gelecek kitaplardan, ancak ne demişler; “Taklitler aslını yaşatır.”
Kitap bir zaman gezgininin, geleceğe yaptığı yolculuğu anlatmakta, bunu yaparken de yazıldığı döneme ve günümüze ait sistemlere eleştrilerini de yapmakta. Yaptığı gelecek tasavvuruyla benim de fikren katıldığım bir gelecek kurması kitabı benim için birkaç adım daha öne taşıdı . İçinde bilimkurgu, felsefe ve bir miktar da psikoloji barındıran bu kitabı bence kesinlikle okumalısınız.
Önsöz kısmını okumanız ayrıca yararınıza olacaktır
Yunanlar’ın en iyisi olan Akhileus ile bir sürgünün ilişkisini ve Truva savaşının seyriyle birlikte Yunan Tanrıları’nın oyunlarını okumaya hazırsanız Akhiles’un şarkısı size hitap edecektir. Kitap babası tarafından sürgün edilen Patraklos’un gözünden Akhileus’u ve Truva Savaşı’nı güzel bir dille ele alıyor.
Yazarın aslında ilk romanı olan bu kitapta, Akhileus gibi Kirke’den daha çok bilinen bir kahramanı konu edinmesi elbette anlaşılabilir bir durum, ancak bu kadar bilinen bir figürü ne kadar iyi yazsanız da pek çok kere işlenmiş olması insanın beğenmesini zorlaştırmakta açıkçası.
Ben Kirke ve Akhileus’un Şarkısı’nı okuduğunuz zaman Kirke’nin bir adım önde olduğunu göreceğinize inanıyorum.
Bunların yanında Truva ya da Akhileus hakkında pek fazla bilginiz yoksa gayet eğlenerek okuyabileceğiniz bir kitap olduğunu belirtmekte de fayda görüyorum.
LGBT ile ilgili görüşleriniz de kitaba bakışınızı etkileyecek şekilde olaya girecektir çünkü içerik olarak bol miktarda var.
Sözün özü “ Olsa da olur olmasa da olur “ bir kitap fikrimce ...
Esir şehrin insanları: Evet esir bir şehir yani İstanbul, yenilmiş ordular, bunalmış bir halk, fikri bocalamalar yaşayan bir aydın sınıf ve tüm bunların yanında işgalci devletlerle savaşmak zorunda olan Ankara ... Roman Kamil Bey’in üzerinden Osmanlı aydın sınıfının ve halkın bir kısmının, İstanbul’un işgali özelinde vatanın işgaline ve peşi sıra gelen yenilgilere karşı olan tutumlarını ele almakta...
Kemal Tahir’in 100 temel eser arasında yer alan, bir dönem TRT tarafından dizisi de çekilen bu eseri gerçekten yaptığı saptamalarla ve döneme yaptığı bakışla çok önemli bir serinin ilk kitabı olması sebebiyle sizi gerçekten önemli bir karar almaya sevk ediyor: Ya bu insanın ufkunu açan seriye başlayacaksınız ya da seriyi gözden çıkarıp büyük bir hata yapacaksınız .
Kendi adıma ilk kitapta aradığım akıcılığı buldum. Olayların gerçek kronolojiye göre işlenmesi de güzel ancak kitabın bir roman olduğunu ve verdiği bilgileri tastamam doğru kabul etmemenizi önererek size iyi okumalar diliyorum :)
Beş Perdelik Bir Üçleme
Galaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır.
Bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz yüz kırk sekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezagenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler.
Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı- daha doğrusu eskiden vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kağıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. Bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kağıt parçaları değildi.
Bu nedenle sorun varlığını sürdürdü; halkın çoğunun durumu kötüydü ve onların büyük bölümüyse sefildi, dijital kol saatleri olanlar bile.
Evet kitap tam olarak böyle başlıyor ve dünyanın aldığı hâli çok güzel, içten göndermelerle tanımlayıp patlatıyor evet Dünya yok oluyor spoiler sevmesem de size bu kadarını söyleyebilirim sanırım. Uzaylıların gözünden bakınca- hatta zaman zaman kendi açımızdan da- gerçekten patlamayı hak eden bir dünyamız var ...
Beş kitaptan oluşan serinin ilk kitabı, beni devam etmem için yüreklendirdi. Dili ve konusu akan bir formattaydı, ancak konu Otostop yer ise Galaksi olunca mekanlar karışabiliyor okurken dikkat etmelisiniz.
Serinin sonraki kitaplarında görüşmek üzere; sen evde kal, onlar otostoplasın!
