Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zînetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.
Sözler - 146
“ Bana öyle bir yaratıcı ve Rab (sahip) lâzım ki , kalbimin en küçük hatırâtını , en hafi (gizli) niyâzımı bilecek... ve ruhumun en gizli ihtiyacını yerine getirdiği gibi , bana ebedî saadeti vermek için koca dünyayı âhirete çevirecek, bu dünyayı kaldırıp âhireti yerine kuracak . Hem sineği yarattığı gibi, semâvâtı da icad edecek . Hem güneşi semanın yüzüne bir göz olarak çaktığı gibi, bir zerreyi de göz bebeğimde yerleştirecek bir kudrete malik olsun. Yoksa sineği yaratamayan , kalbimin hâtırâtına müdahale edemez, ruhumun niyazını bana veremez.” Bediüzzaman.
İşte yelkenlerimizi doldurup bizi Sahip'e ve ve esenlik sahiline götürecek rüzgar.
Sevgili dost,
Köpekbalığının kanı, yarasanın karanlığı sevmesinde ne var ?
Hüner, geceye rağmen güneşi, kana rağmen hayatı sevmekte.
Oruçken su içmemekte ne var !
Hüner, ölürken suyu reddedebilmekte. “ isâr” deniyor buna. Yani tercih. Yani sevmek , yani göstermek üstün olanı.
Sevgili dost,
Yazın buharlaşmayacak , kışın donmayacak, sonbaharda yapraklarını dökmeyecek , yani hep aynı kalacak ya da artacak sevgi. Altını görünce gümüşten, gümüşü görünce bakırdan vazgeçmeyecek. Tagore gibi, “ istediğin zaman lambayı söndür. Senin karanlığını da tanır ve severim,” diyecek.
Sevgili dost,
Kimi balık tutmak, kimi okumak için, kimi televizyon seyretmek, kimi maça gitmek için, kimi okula yetişmek, kimi işe girmek için, kimi randevusuna yetişmek, kimi namazı kaçırmamak için uykularını ellerinin tersiyle ittiler.
Sevgili dost,
Sevgi nedir ?
Nedir seni uykularından vazgeçirecek şeyler?