Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aslı Sezen

Allah (c.c) şöyle buyurur: “Şunu bilin ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için iyi/hayırlı olabilir; çok sevip arzu ettiğiniz bir şey de sizin için pekala kötü/şerli olabilir. Allah sizin hakkınızda hayırlı olanı bilir, fakat siz bilemeyebilirsiniz.” (Bakara, 216)
Sayfa 147
Reklam
Kıyamet gününde kulun ilk hesaba çekileceği şey namazdır. Namazlarını eksiksiz bir şekilde kılmışsa eksiksiz yazılır. Tamamını kılmamışsa Allah meleklerine ‘Bir bakın bakalım, kuluma ait nafile namaz bulacak mısınız?’ Böylece farz namazlardan olan eksikleri nafileleriyle tamamlanır.
Sayfa 104
Beş vakit namaz dinin direğidir. Allah imanı namazsız kabul etmez.
Sayfa 103

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Edimsel koşullamanın önemli bir diğer bileşeni de pekiştirme düzenleridir. Bir davranışın ne zaman ve ne sıklıkta pekiştirildiği o davranışın gücünü ve tepki verme oranını önemli ölçüde etkileyebilir. Pozitif ve negatif pekiştirme kullanılabilir. Amaç, daima davranışı kuvvetlendirme ve tekrar gerçekleşme şansını artırmaktır. 'Programlı
Sayfa 23
İnsanın kişiliği mizaç ve karakterden oluşur. Mizaç durumlarından yenilik arayışı beyindeki dopamin, zarardan kaçınma serotonin, ödül bağımlılığı nor-adrenalin ve sebat etme glutamat sinir ileticisi ile ilişkilidir. Mizaç genetik temellidir ve erken çocukluk döneminde ortaya çıkar. Karakter ise kültüreldir ve zaman içerisinde oluşur. Bu açılardan bakıldığında mizaç değişmez, karakter ise değişebilirdir. "Eşek tüy değişir (karakter), huy (mizaç) değiştirmez" dedikleri aslında benzer bir atasözüdür. Kişi işbirliği yapma, kendini yönetme ve kendini aşma gibi yeteneklere ulaştırılabilir.
Sayfa 235
Reklam
İki ayrı benlik. Bunlardan biri diğerinin dış yansıması, uzamsal ve sosyal temsilcidir. Birincisine derin iç gözlem sonucunda ulaşırız ve bu, canlı şeyler olarak bizleri, iç hallerimizi; sürekli oluşan ve ölçüye vurulamayan haller olarak algılamamıza götürür. Bu haller birbirlerinin içinden geçer ve bunların birbirini zaman içinde takip etmelerinin, uzay içindeki bitişme ile hiçbir ortak noktası yoktur. Fakat kendimizi kavradığımız anlar çok seyrektir ve dolayısıyla çok seyrek olarak özgürüzdür. Kendimiz dışında yaşadığımız zamanın büyük bölümünde, kendimizden çok ender olarak herhangi bir şey algılayabiliriz; yalnızca kendi hayaletimiz olan, uzay içinde saf süre projeleri olan renksiz bir gölgeyi algılayabiliriz. Hayatlarımız, zaman içinden ziyade uzay içinde yayıldığından, bizler kendimizden çok dış dünya için yaşarız; düşünmekten çok konuşuruz; hareket etmekten çok 'hareket ettiriliriz'. Özgür bir şekilde hareket etmek, bir kimsenin kendi hakimiyetini tekrar elde etmesi ve kusursuz bir sürece tekrar geri gelmesidir.
Sayfa 228
Bir bilgi, nesnelerle her ne biçimde ve her ne araçla ilişkili olursa olsun, nesnelerle dolaysızca ilişkiye giriş tarzı ve bütün düşüncenin bir amacın aracı gibi bu ilişki üzerinde toplanması, sezgidir. Nesneler bize duyarlılık aracılığıyla verilir, sezgiler yalnızca duyarlılıktan gelir, ama bu nesneleri düşünen anlıktır ve kavramlar anlıktan doğar.
Sayfa 217
İyi bilmediğimiz beyni anlayabilmek için model olarak en yeni teknolojiye atıfta bulunmak bize her zaman çekici gelmiştir. Nörofizyolog Charles Sherrington beynin bir telefon santrali gibi çalıştığını düşünürken, zamanla telgraf dizgesine benzetilmiştir. Freud, beyni hidrolik ve elektromanyetik dizgelere benzetmeyi uygun görürken, Leibniz beyni değirmenle karşılaştırmıştır. Şimdi ise beyin bilgisayarlara benzetilmektedir. Bugünlerde, kuantum bilgisayarlarına olan ilgiden olsa gerek, beynin klasik bir bilgisayardan ziyade, günümüzde kuantum bilgisayarı gibi çalıştığı öne sürülmeye başlandı. Analoji yapma, bilimin önemli bir özelliğidir. Yaşayan şeyler cansız şeylere benzetilerek, varoluşunu sağlayan mekanizmalar anlaşılmaya çalışılır. Kalp bir mekanik pompaya ve atomun yapısı Güneş Sistemi'ne benzetilir. Bazılarına göre de, o kadar karmaşık analojilere hiç gerek yoktur. Daha basit benzetmelerle bu işin altından kalkılabilir. Beyni İsviçre çakısına benzetmek en basit analojidir. Ancak, beyin için kullanılan bilgisayar benzetmesi daha önce kullanılan mekanik benzetmelerden ne daha iyidir ne de daha kötü. Beyni bir su pompasına, telefon santraline benzeterek ne kadar açıklayabiliyorsak, bilgisayara benzeterek de ancak o kadar açıklayabiliriz.
Sayfa 191
Yapay zekanın karşılaştığı problem, uygun programlanmış bilgisayarların insanın hesaplanabilir düşünce işlemlerini taklit edip etmeyeceği değildir. Bu probleme artık çözülmüş gözü ile bakılabilmektedir. Cevap, prensipte evettir. Asıl önemli olan soru, insanın bilinçli bir zeka ürünü olarak yürüttüğü düşünme faaliyetlerinin hepsinin hesaplanabilir işlemler olup olmadığıdır. Paul Churchland.
Sayfa 190
Sinir fizyolojisi açısından beyin, iki aşamada incelenebilir. Alt aşama, her bir sinir hücresinin çalışmaları ve birbiriyle bağlantıları konusu ile ilgilenir; onları ateşleyenin ne olduğunu ve sinir hücreleri arasındaki elektrik uyarımlarının nasıl oluştuğunu ortaya koyar. Daha yüksek aşamada, beyin çok karmaşık bir şebeke olarak kabul edilebilir ve bu şebekenin etrafında elektriksel desenler döner. Eğer mantıksal işlemler, belirli sinirlerin durumuna bağlı olmaktan ziyade sinirsel aktivite modellerine bağlanıyorsa, o zaman, davranış ve bilincin yüksek fonksiyonlarını aydınlatması en muhtemel olan yaklaşım, ikincisidir. The Cosmic Blueprint, Paul Davies
Sayfa 190
Reklam
Kur’an; hangi milletten olursa olsun bütün insanları aydınlatmak, yeryüzünde cehalet, sefahat, küfür ve sapık inançlara kapılarak karanlıklar içinde kalan, nereden gelip nereye gittiğini bilemeyen bütün insanları sapıklık ve dalaletten, sefahat ve rezaletten kurtarmak ve iman nuru ile doğru yola sevk etmek için gönderilmiştir.
Sayfa 22
Beni bende demen, bende değilim Bir ben vardır bende, benden içeri. Yunus Emre
Sayfa 80
Yenilendiğin her an içinde mazideki BEN'liğin ile ayınısın... İbn Arabi
Sayfa 80
John Taylor bilinç deneyimini birbiriyle ilişkili üç fenomenal tipe ayırır. İlki, “pasif” veya algısal deneyimlerdir. Kahvaltıda kahveyi tatmak, boş boş güneşin batmasını seyretmek gibi deneyimlerdir. Bu deneyimler, bilincimizin işlenmemiş verileri ya da fenomenal deneyimlerdir. Saf olarak niteleyici, tanımlanamaz, saydam durumlardır ve çalışan bellek tarafından oluşturulur. İkincisi, kendi deneyimlerimizdir. Örneğin, ani olarak kahveyi o gün içinde yeterli içmediğimizi düşünür ya da kendimizi güneşin batışını hayretle izleme durumunda buluruz. Diğer bir deyişle, deneyimin öznelliği, bilinçle geri dönüşlü olarak kişinin kendisi üzerine yansıtılır. Üçüncü tip ise, “aktif” bilinç kısmıdır. Beyin aktif olarak algısal ya da bilişsel problemleri çözer, bunun yanında “kendi” deneyimini koyar. Herhangi bir futbol maçını seyrettiğimizde, beyin karar vererek kendine uygun bir alanı seçerek takip eder. Yine, çalışan bellek belli düzeye çıktığında bilinç aktifleşir. Kendinin bilinci, olaylarla ilişkili belleklerin ardışık sıralanmasıyla oluşur ve bu kayıtlar kişinin kişiliğini etkiler. Aktif bilinç, öğrenme, planlama ve yerine getirme ile yakından ilişkilidir. Pasif ve aktif bilincin her ikisi arasında uygun çalışan bellek kararı açısından yarışma vardır.
Sayfa 63
Zihnimiz nasıl işler? “Mükemmel olmaya çalışma, olabileceğinin en iyisi olmaya çalış!” Hata yapmaktan çekinme. Yanlış cümleler kur, alakasız şeyleri araya sok, korkma! Çalışman bir taslak halindeyken, hatta bittiği zaman bile senin elinden mükemmel olarak çıkmak zorunda değil. Bunu anlamak çok ama çok rahatlatıcıymış.
Sayfa 169
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.