Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sibel oruç

Sibel oruç
@Sibeliaa
Ön lisans
İstanbul
1998
15 okur puanı
Şubat 2023 tarihinde katıldı
Terazide ne var
Peki sen nesin, güzel ve muhteşem tabiat? Mücevherlerle donatılmış bir cin değilsin de nesin? Okşayarak kandırdığı evlatlarını öldüren ve yutan bir cin. Onların mezarısın sen, hem de mezarcısı. Sonsuzluğun kapısını koruyan bir sfenks. Bakire yüzlü ve aslan pençeli. Ölümcül tebessümün ve sessizliğinle ezip geçiyorsun hepsini... Ne yapalım! Devam et, ama sonra anlat bana, Neden yaşadım ben ve dünyamın anlamı neydi?
Sayfa 353 - Epsilon yayıneviKitabı okudu
Reklam
Gerçek
Fakat herkes bilir ki hayat, yaşanmak zahmetine değmeyen bir şeydir. Aslında otuz ya da yetmiş yaşında ölmenin önemli olmadığını bilmez değilim; çünkü her iki durumda da gayet doğal olarak başka erkeklerle başka kadınlar yine yaşayacaklar ve bu, binlerce yıl devam edecektir. Sözün kısası, bundan daha açık bir şey yoktu. Şimdi ya da yirmi yıl sonra olsun, ölecek olan hep bendim.
Kalp Atışı
Bu kadar uzun zamandan beri bana yoldaşlık eden bu gürültünün kesilebileceğini aklım almıyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Reenkarnasyon
Eski zamanın Hindu'su berbat durumdaydı. Hayatı boyunca gösterilen yerde oturmak, gösterilen aileyle yaşamak, gösterilen işi yapmak zorundaydı. Kıpırdama olanağı yoktu. Doğumda sana ne el dağıtmışlarsa, onunla oynuyordun. Her şey hazırlanmış bir yazgıydı. Bir noktasını bile değiştiremiyordun. Adamlar bu hayatta değişiklik yapamadıklarına göre de, değişikliği öteki yaşamda hayal ettiler. Yeniden doğuş yalnızca Hindular'ın, bu katılık kendilerini delirtmesin diye buldukları bir çare
Sayfa 301Kitabı okudu
Hayat Bir Sevkiyattır
Doğduğumuz zaman bir rüya çorbasının içinden çıkarız. Öldüğümüzde rüya çorbasına gerisin geri batarız. İki çorbanın arasında, geçilecek kuru bir alan vardır. Hayat, bir sevkiyattır.
Reklam
Şubat
Şubat acımasızdır. Aynı zamanda da can sıkıcıdır. Sayfasındaki kırmızı rakamları topladığınız zaman sıfır eder. Bir iki politikacının doğum günü, kemirgenlerle ilgili bayram... nasıl kutlamaymış onlar öyle? Bu sakin şampanyanın tek canlı köpüğü, Sevgililer Günü'dür. Atalarımızın Sevgililer Günü rozetini şubatın gömleğine takmaları bir kaza değildir. Bu frijit ayda kendine bir sevgili bulacak kadar şanslı olan erkek veya kadının gerçekten kutlayacağı bir şey var demektir
Sayfa 325Kitabı okudu
Hiçbirşey
Nerdeyse herkes yazar olduğunu düşünüyordu. Kimse dişçi veya otomobil tamircisi olabileceğinden emin değildir ama herkes yazar olabileceğinden emindir. Sınıftaki elli kişiden belki de on beşi yazar olduklarını düşünüyorlardı. Herkes konuşabiliyor, sözleri kâğıda yazmayı biliyordu, demek ki herkes yazar olabilirdi. Ama allaha şükür insanların çoğu yazar değildir, hatta taksi şoförü bile olamazlar ve bazıları-birçoğu- maalesef hiçbir şey değildirler.
Sayfa 144
Buraya size nasıl yaşamanız gerektiğini öğretmeye gelmedim. Hahamınıza, rahibinize veya yerel orospunuza danışmanızı öneririm.
Sayfa 145
Haritasız ve rehbersiz yolculuk yapan gezginler için her beklenmedik plan değişimi bir sevinç dalgası getirir. Bu sevinç parayla satın alınabilecek bir orospu olmadığı gibi, kur yaparak elde edilebilecek komşu kızına da benzemez. O, vahşi, deniz gözlü bir su perisi, serüvenin sevgili kızı ve tehlikenin kız kardeşidir.
Ölüm
Belki deli olabilirim, dedi kendi kendine. Ama bu dünyanın bokunu öteki dünyanın kevserlerine bin kere tercih ederim.
Reklam
Hayat
Doğmak ve ölmek kolaydı. Zor olan hayatın kendisiydi.
Tanrı
"Bu tanrılara karşı gelmek mi, efendim?" "Sanmıyorum. Beni yaratanlar ister tanrı, ister şeytan olsun, planlarına karşı koymakta kullanacağım bu aklı da yarattılar. Herhalde kendi yaptıkları kalbin içinde bir karşı koyma gücü bulunduğunu bilecek kadar akılları vardı."
Aklımızın almayacağı bazı şeyler vardır. Adalet duygumuzu aşan şeyler. Bu işin doğrusunu yanlışını biz söyleyemeyiz, bizim yargımız burada işlemez.
O... Celal ve diğerleri... Onların sözleri, onların ilgisi, onların tanımları, onların yorumları... Hep başkalarının beni konumlamaları. Yaşamım boyunca hep adamlar için bir şey olma, onların verecekleri ile eksiden kurtulma çabamla, onlardan alabileceklerimi toplayabilmek için yaşadım. Madem eksiğim ben, bu eksikliği kapatacak olan malzeme başkalarında olmalı. Sevgi, ilgi, değer, anlayış, saygı vesaire vesaire... Efendilerim, bana bunları verebilecekler oldu her zaman. Peki ama nasıl alacaktım? Ne istiyorlarsa onu yap, o ol!
Kuşku
Kuşku bir ses midir ki, "duymak" kelimesiyle eyleme dökeriz onu? Evet kuşku bir sestir ve biz vakti geldiğinde onu duymaya başlarız. Yavru bir köpeğin ağlamasına benzer kuşkunun sesi, iğnenin tene batışı gibi bir ses, kâğıdın eti keserken çıkardığı ses gibi.
Sayfa 103Kitabı okudu
Özellikle de işleneceği böylesine açıkça duyurulmuş bir cinayetin hiçbir aksilikle karşılaşmadan gerçekleşmesi yolunda hayatın edebiyatta bile görülmeyen onca rastlantıdan yararlanmış olması ona büyük bir haksızlık gibi görünmüştü.
Reklam
Angela Vicario, aşk yoksunluğunun sakıncasını şöyle bir dokundurmaya cesaret edebildiyse de, annesi tek bir sözle onu susturmuştu: "Aşk da öğrenilir."
Demek istediğim şu… Bizden başka canavar yok belki…
Sayfa 105Kitabı okudu
Yakınına sokulmadıkça, kokusu duyulmayan mücerret bir koku gibidir ölüm.
Sayfa 237 - EverestKitabı okudu
Kaybettiğimiz kişilerin ruhlarının, daha ilkel bir varlığın, bir hayvanın, bitkinin veya cansız nesnenin içinde tutsak olduğu yolundaki Kelt inancını çok makul bulurum, bu ruhları gerçekten de kaybetmişizdir, ta ki, birçokları için hiç yaşanmayan bir gün, ruhun hapsoldugu ağacın yanından geçinceye, ruhu barındıran nesneyi tesadüfen ele geçirinceye kadar. O zaman ruh irkilip ürperir, bizi çağırır ve onu tanıdığımız anda büyü bozulur. Bizim tarafımızdan kurtarılan ruh ölümü yener ve bizimle birlikte yaşamaya başlar tekrar. Geçmişimiz için de aynı şey geçerlidir. Geçmişi hatırlama gayretimiz nafile, zihnimizin bütün çabaları boşunadır. Geçmiş zihnin hakimiyet alanının, kavrayış gücünün dışında bir yerde, hiç ihtimal vermediğimiz bir nesnenin (bu nesnenin bize yaşatacağı duygunun) içinde gizlidir. Bu nesneye ölmeden önce rastlayıp rastlamamamız ise tesadüfe bağlıdır.
Sayfa 46 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
Fakat benim kendi görüşlerim var ve kendi zevklerimi, hep birden aynı görüşü benimseyen insanların yargısına tabi kılamam. Eğer bir şeyi sevmezsem sevmem, hepsi bu; salt türdeşlerimin çoğunluğu bunu beğendi ya da beğendiğini farz etti diye benim de onları taklit edip bundan haz almam için hiçbir sebep yok. Sevdiğim ya da sevmediğim şeylerin modasını takip edemem.
Eh, ne çare, böyledir bu insanlar. Hem de korkaktırlar. Onlar bize ihanet ettiler. Kalleşçe ihanet ettiler. Biz daha küçücüktük, harplere girdiler. Biz biraz büyüdük, bize harplerden söz açtılar. Coşkundular. Onlar daima coşkundular. Biz daha da büyüyünce onlar bizim için de bir harp düşündüler. Sonra da bizi bu harbe yolladılar. Onlar coşkundular. Daima coşkundular. Íçlerinden hiçbiri bize nereye gittiğimizi söylemedi. Hiçbiri bize cehenneme gidiyorsunuz demedi.
Reklam
"Bir baba olarak söyle evladına: Aşk var mıdır yok mudur, boş mudur dolu mudur, ne kokar, ne boktur?" Gülmesi biraz dinince, "Tanrı gibi düşün," dedi babam, ki böyle bir yanıtı hiç beklemiyordum. "İnanıyorsan var olup olmaması pek önemli değildir. Ayrıca en büyük inkârcının da en inançlının da içinde bir nebze kuşku vardır. Ve elbette ki, aşk da Tanrı da ölümsüzdür."