Şimdiye kadar hiç kimseye söylemediklerini, hatta kendilerine bile itiraf edemedikleri şeyleri, birbirlerine anlatıyordu bu iki yalnız insan, oysa birbirlerini doğru düzgün tanımıyorlardı bile. Fakat birinin yüreğinden kopan çığlık diğerinde karşılık buluyordu.
...çoğu bu karanlık mahzende mezarlarını hayal ediyormuş gibi hiç hareket etmeden, hiç konuşmadan, bir yere yaslanmış öylece duruyordu;artık hiç bir beklentileri kalmamıştı, hayata, yaşayanlara çoktan sırt dönmüş, hiç hareket ermiyorlardı.
"... Belki de gerçekten buraya ait olmadığını düşünüyorsundur ya da belki de zavallı, yalnız ve yetim bir kızın senden daha çok hoşlanmasını istiyorsundur."
"Demek benden hoşlanıyorsun."
"Evet, seni bıçaklamak istemediğim zamanlar hariç..."
"Bu da bir başlangıçtır."
"Hayır, değil."