Çok daha önce okusaydim belki daha etkileyici olabilirdi. Ancak şunu çok net söyleyebilirim ki lise ve üniversite öğrencilerinin ayrıca öğretmen adaylarının da kesinlikle okuması gereken bir kitap. İsteklerin hayatta gerçeğe ulaşabilmesi için, süreklilik doğrultusunda nelerin yapılıp yapılmamasına dair bir çok düşünürün tezleri etrafında fikir veren ve anlaşılır bir üslupla yazılmış bir solukta okunabilecek bir kitap. Ahlak, süreklilik, istek, çevre faktörü, çalışma disiplini vb her şeyi bulabilirsiniz.
Bir Alman askerinin 8 yaşındaki çocuğu olan Bruno ve aynı yaşta olan Auschwitz toplama ve yok etme kampında bulunan Yahudi Shmuelin arkadaşlığı etrafında gerçekleşen ırk, sınır ayrimsizliginda bir dostluk hikayesi anlatılmakta. Çocukların o güzel yüreğinde sınırların önemsizligi basit bir üslupla ele alınmış. Her en kadar bir dönemin-savasin etrafında geçse de hikaye aslında ele alınan konu maalesef ki zamansızlıgin içinde devam etmekte. İkinci Dünya Savaşı ile ilgili yazılan kitaplar, çekilen filmler çokça. Ama bu kitap çocuk safliginda anlaşılamayan haliyle ele almış.
Bir kuş sesini arıyordu, mavi
Bir nehir suyunu arıyordu, yeni
Bir gece yolcusunu arıyordu,eski
Yalnızca biz aramıyoruz birbirimizi
Bir gövde rüzgarını aramaktan yorgun
Bir ömür rüyasını aramaktan dalgın
Bir yaprak guzünü aramaktan solgun
Ah kimseler böyle aramadı beni
Bir gözyaşı çocukluğunu arar mı, keşke
Bir çile dervisini arar mı,nerede
Bir şiir aşığıni arar mı sende
Arasalar kimde bulurlar bizi?
Haydar Ergulen
Herhangi bir zamana sığdıralamayacak, kelimelerin sonsuzluğunda bir arayışın anlatımı... Anlatıcı Alaaddin'in bedeninde adeta insanlığı arıyor. Bir şehir, bir otel, bir baba, ihtiyarlar, bir kadın, tinerci, çocuk, fıçı, tayfa, kitap, bilgisayar, fotoğraf makinesi ve daha bir çok şey bu arayışının tanıkları... Aradıği ne, nerede, hangi zamanda bilmiyoruz o da o bilmiyor... Bütün insanlarınelleri, gözleri, kulakları , bedenleri bir araya gelirse ancak o zaman Alaaddin'i bulacağına karar veriyor bir arayışında. Ama çok sürmüyor. Bu fikrinden vazgeçiyor ki arayışa devam ediyor. Yollar yerini dağlara, vadilere, patikalara bırakıyor. Muhteşem bir arayış masalı... Kelimelerin kahramanı Hasan Ali Toptaş
Bin Hüzünlü HazHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20194,458 okunma
Her bir cumlesi boğazımda düğüm oldu. 12 Mart olayları toplumsal açıdan ancak bu kadar açık seçik anlatılabilir. Sanki her bir karakteri yakından taniyormuş hissiyatini ve her birinin kaybını da o yakınlıkta acıyla hissettirdi. Bitmesin istedim. Çok sakin okudum. Her bir detayı sindirmek istedim. Siyasi, askeri, ekonomik, toplumsal, psikolojik her alanda o dönemin Türkiye'sine ışık tutulmus. Tabi şunu da söylemeden edemeyeceğim. Kitabın dili ağır. Devrik cümleler, eski kelimeler fazlaca. Konu Erzurum, Kars merkezinde ele alındığı için yöresel ağız da kullanılmış kitapta. Bence kitabı gerçek kilanda bu ve buna benzer detaylar zaten.. Okuyun Okutun...
Kırk Yedi'lilerFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2023652 okunma
Sevgi büyük bir soyutlama mı yoksa akılla beslenen bir gerçek mi?
Emine; "insanları sevmeliyiz", diyordu. "Bazıları kesinlikle sevilmez, insan bile sayılamaz" dememisti daha.
Köle ezilmisligiyle ezeni bağlıyordu kendine.